Birgi’de Yaşam

Çakırağa Konağı, İmam-ı Birgivi Medresesi ve Türbesi ile dünya kültür miras listesine aday olan Birgi'deki yaşamı görmelisiniz.

Tarihi binaların, yüzyıllık çınarların, terk edilmiş evlerin yüzlerinden geçen zamanları keşfe çıkmak lazım. Çünkü hikâyelerin sonunun değil, bizzat kendisinin önemli olduğunu ara sıra hatırlamamız gerekiyor. Geçen, zamandan değil; ömürdendir nihayetinde.

İzmir Barosu Fotoğrafçılık Grubu’nun her biri birbirinden değerli üyelerinin peşine takıldım geçtiğimiz hafta sonu. Ve bu yazıyı bugüne yazmak için de özellikle bekledim. Bir hafta sonu İzmir’i keşfe çıkmak isteyenlere Ödemiş’e bağlı Birgi’yi ziyaret etmelerini öneririm. Tarih ve kültürel öğelerin, geçmişle bugünün, modernle klasik çizginin iç içe geçtiği Birgi’de ilk yerleşimlerin M.Ö.3000’li yıllarda olduğu düşünülüyor.

Lidya, Pers, Roma ve Bizans dönemine ait tarihi kalıntılar ile 14. yüzyıldan itibaren bölgenin hakimi olan Türklerin mimari eserleri, iç içe yaşıyor. Çakırağa Konağı, İmam-ı Birgivi Medresesi ve Türbesi ile dünya kültür miras listesine aday olan Birgi’deki yaşamı görmelisiniz. Karadutlu kar helvasının tadına bakarken, organik ürünlerden almalısınız. Köy meydanında ya da Birgi’nin ara sokaklarında karşılaştığınız o doğal insanlarla sohbet etmelisin ki; şehir hayatının tüm döküntü yanlarından, maskelerinden arının.

Selçuk ve Efes Antik Kenti gezisinden sonra ikinci geziyi Birgi’ye yapan İzmir Barosu Fotoğrafçılık Grubu’nu bundan sonra adım adım takipteyim. Şahane yerler keşfetmekte, güzel kareler yakalamakta en çokta güler yüzde üstlerine yok. Güzel bir hafta sonu için Ödemiş, Tire, Bayındır’ı baharda listenize mutlaka almanızı öneririm.

Etiketler

Bir yanıt yazın