“Yaşam kalitesi vaat etmeyen hiçbir şeyin peşinden koşmamak lazım”

Ersun Bayraktaroğlu’nun moderatörlüğündeki ArkiPARC 2013’ün ikinci gün oturumlarından “Yükselen Şehirler Nasıl Başarıyor”da konuşmacılar Saim Beritan, Salim Kadıbesegil ve Gürler Ünlü oldu.

PwC Türkiye Ortağı Ersun Bayraktaroğlu, uluslar arası yatırımcıların önemine ve bunun için yatırımda sürdürülebilirlik kavramına dikkat çekti. PwC – ULI işbirliği ile hazırlanan “Emerging Trends in Real Estate Europe 2012” raporunu sundu ve bu rapor kapsamında İstanbul’un durumunu vurguladı. European Cities Monitor ve Cities of Opportunity raporlarını da değerlendiren Bayraktaroğlu, raporları yorumlamanın oldukça önemli olduğunu belirtti. Gayrimenkul özelinden çıkarak İstanbul için genel marka ve genel algıya odaklanmak gerektiğini söyledi. Yükselmek için itibar yeterli olacak mı, yoksa eğitim kültür altyapı ve finans da işin içinde olmalı mı sorusuna konuşmacılarla birlikte yanıt aradı.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kentleşme ve Çevre Sorunları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Saim Can Beritan, “küresel kent” ve “dünya kenti” kavramlarının farklılığına dikkat çekerek İstanbul’un hangi kategoriye girdiğini sorguladı. Küresel kent çalışmaları bağlamında ortaya çıkan indekslere de değinen Beritan, New York, Londra, Paris ve Tokyo’nun başını çektiği sıralamaların gelecek on yıl içerisinde başta Hong Kong olmak üzere uzakdoğu kentleri ile sıkı bir rekabete gireceğini dikkat çekti. Yaşam kalitesi, altyapı ve ulaşım gibi göstergelerde Avrupa şehirlerinin öne çıktığını söyledi. Dünyadaki trend teknolojik ve yenilikçi gelişmeleri takip eden ve sahip olduğu insan kaynağı ile Stockholm’ün, küresel kent olma yolundaki İstanbul için model alınabileceği gibi son yıllarda listelerin üst sıralarını zorlayan Moskova ve Sao Paulo’nun İstanbul açısından dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı. Küresel kentler sıralamalarının en üstünde yer alan şehirlerin yaşam kalitesi bakımından zayıf olduklarını söyleyen Saim Can Beritan, İstanbul’un gelecek politikalarında yaşam kalitesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. 2010 Avrupa Kültür Başkenti sürecinde İstanbul’un yakaladığı trendi son iki yılda koruyamadığını belirten Beritan, 2020 Olimpiyatlarının bu anlamda İstanbul için yeni bir fırsat olduğunu ifade etti. “İstanbul’a tam anlamıyla küresel bir kent diyememekteyiz. Bu anlamda öncelikle; İstanbul’un, yaşadığı informel küreselleşme sürecinin formelleşmesi gerektiğini” söyledi.

Akademisyen ve yazar Salim Kadıbesegil, “Yaşam kalitesi vaat etmeyen hiçbir şeyin peşinden koşmamak lazım” dedi. Ancak yaşam kalitesinin ne olduğu ile ilgili bir kavram kargaşası olduğunu ve bunun rant olarak algılandığını söyledi. Mutluluk indekslerinde yer alan insan, sanat ve kültür kavramlarının bulunduğumuz topraklar içinde yeterince yer almadığını ifade etti. Karar verme merciindeki kişilerin rant ve yaşam kalitesi tezatlığını aşmak için vizyon sahibi olmaları gerektiğini belirtti.

Gayrimenkul için Strateji Platformu Başkanı Gürler Ünlü, konuşmasına dünyanın hızla değiştiğine ve bu değişime ayak uydurmanın gerekliliğine dikkat çekerek başladı. İstanbul’un global bir şehir olması için stratejik ve organizasyonel yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmacılardan Saim Can Beritan’ın “günümüzde şehirlerin ülkelerin önüne geçtiği” şeklindeki ifadesine referans vererek marka şehir olmanın unsurlarından bahsetti. Bu noktada altyapı ile ilgili olan gayrimenkul sektörünün önemli olduğunu ifade etti. “Stratejik olarak yabancı yatırımlar ve kentsel dönüşüm konularına odaklanmak gerekiyor” dedi. Ancak yabancı yatırımcı için yatırım kanallarının açık olmadığını, kentsel dönüşümün ise kente dair olmadığını ve binasal dönüşüm şeklinde olduğunu söyledi. Konuşmasını şehirlerin kendi haline bırakılmaması ve şehirler için çaba harcanması gerektiği ile sonlandırdı.

Etiketler

Bir yanıt yazın