Katılımcı (Tamirci Architects), Evka 3 Sosyal Merkez ve Aktarma İstasyonu Yarışması

Mimari proje raporu:

İzmir, bir körfez ve liman kenti olmasının getirmiş olduğu kentsel zenginlik ve potansiyellerini, gelişmekte olan son dönem yapısal faaliyetlerle birlikte daha büyük yoğunluklara maruz bırakmaya başlıyor denilebilir. Yaşam biçimi başka kentlere nazaran oldukça farklılık ve çeşitlilik gösteren İzmir’in, bu yeni dönüşüm hamlesine nasıl bir tepki vereceğini şu an tahmin etmek güç. Fakat kentin tarihi odakları, turizm faaliyetleri ya da kentin içsel ritmi çerçevesinde bu ayırt edici özellikleri korumak ve güncellemek başlıca ilke olarak kabul edilebilir.

Bornova, kentin karşılama mevkisi olarak kritik bir eşik teşkil eder. İlçe rekreatif işlevlerle beslenen yoğun eğitim, kültür ve sanat donatılarına sahip olan yapısı ile öne çıkar. Ankara ve İstanbul caddelerinin buluştuğu kavşağa yakınlığı ile tarif edilebilecek parsel ise birçok üniversite ve eğitim yapısı ile çevrelenmiş durumda okunabilir. Bunların yani sıra bir aktarma istasyonu işlevi görmesi ile farklı tür ulaşım alternatiflerinin buluştuğu bir mafsal olarak tanımlanabilir. Parselin kuzeyinde Belediye tarafından belirlenen ve yine kamusal işlevlere sahip olacak ‘2’ ve ‘3’ numaralı parseller bu yapının yalnız başına değil daha kapsamlı bir kentsel ağ kurma değerini önceler.

Aktarma istasyonunun bir sosyal merkez ile birleşmesi çok katmanlı bir duruma işaret eder. Arazinin mevcut görüntüsündeki araç çokluğu ile oluşan görsel hengâme, mimari hamlenin çözmesi gereken başlıca unsurlardan bir diğeridir. Yapı hem bu noktaya ulaşan tüm hatları kesintisiz ve konforlu bir şekilde bir diğerine aktarırken aynı zamanda programın kültürel ve ticari fragmanlarını bu hızlı tempoya adapte etmek durumundadır.

Yapının alt zemin (+41.00) kotundan önerilen Metro ve Otobüs peronları bağlantısı yapının ana kararı olarak okunabilir. Metro projesinin 8-9 aks aralıkları bu ana kararın gerçekleşmesi ve bu akışın uzantısı ile birlikte ortaya çıkan kentsel süreklilik kararı yapının şekillenmesinde başrol oynar. Metro ile araziye ulaşan yolcuların turnikelerden sonra ulaştıkları serbest alan projenin bir başlangıç noktası olarak işlevlenir. Bu başlangıç, kuzeye doğru devam ederken doğu ve batısında program donatılarıyla beslenen bir süreklilik teşkil eder. Yapının alt zemininde bir iç sokağa dönüşen bu devamlılık yapının batı cidarında konumlanan ve yapının arka bahçesi olarak yaşaması öngörülen daha korunaklı bir eğimli yeşil yüzeye geçişler verir. Park-amfi olarak tasarıma katılan bu kanat kuzeyde de devam eder ve arazinin kuzey batısındaki parkın devamı olarak projeye katılır. Yeniden tasarlanan dere üzeri köprü ile İstanbul Yolu kenarındaki yaya akışı önce yol çeperindeki parka sonra köprü ile park-amfi yüzeyine ulaşır. Dere kenarını kullanan ve 3 numaralı proje alanına bağlantı sağlayan bu aks, güneyde eğitim ve ticari birimlerin olduğu bu özelleşmiş alanla sonlanır.

Yapının zemin katında otobüs peronları için ayrılmış döşeme boşluğu doğu kanadının otobüs peronları için ayrılmış bölümünün doğal havayla buluşmasına imkan sağlar. Aynı zamanda peronlara zeminden ulaşılması için noktasal düşey dolaşım elemanlarını içeren bu boşluk çeperi ticari aktivitelerle beslenir.

Metro üstü platformundan serbest olarak ulaşılabilen zemin kotu (48.00) batı kanadında performans işlevlerinin içine toplandığı bir etkinlik merkezi olarak çalışır. Zemin katında çok amaçlı salonlar, bir üst kattan itibaren ise tiyatro ve konser salonu için ayrılmış bu dilim fuaye alanlarının sokağa bakan teraslara taşmasıyla mütemadiyen açık hava ile ilişki içerisindedir. Aynı ilişki sokağın doğusundaki daha ince ve parçalı atölye birimlerinde de mevcuttur. Güneyinde medyatek, kuzeyinde gündüz bakım evini barındıran bu kol, performans kütlesi ile çeşitli fiziksel bağlantılar kurarak bir bütünlük sergiler. Sokağın sadece düzlemden ibaret bir bağlantı olmasından öte 3 boyutlu bir yapısal sürekliliğe ulaşması bu diyaloğun sonucudur. Cephe karakterinin mümkün olduğunca kapalı hale gelmesi, kamusal hayatın daha çok vurgu kazanacağı bu 3 boyutlu sokağın neredeyse tamamen şeffaf olması ile karşılanır. Hala bağlam ile bağlantısını koparmayan dış kabuk göz seviyesinde yatay ve düşey yırtıklara sahiptir. Kent hafızasında iklimsel olarak önceden yerini almış balkon ve teras yaşantısı iç sokağın tümüne nüfuz eder.

Çevresel ilişki ağını güçlendirmeye ve bağlantı noktası olma durumunu mümkün olduğunca dolaysız hale getirmeye odaklanan öneri doğuda Cengiz Han Caddesi bağlantısına kadar uzanan bir saçak ile tamamlanır. Bu saçak yaya dolaşımında yön gösterici bir rol üstlenirken aynı zamanda yapı için davetkar bir girişe dönüşür. Peron katına inişler, yapının parçalandığı doğu kanadından ulaşılan merdiven ve en sonunda performans alanlarının bulunduğu ana giriş bu saçak vasıtasıyla tanımlanmış olur. Güneyde devam ederek metro platformu üzerinden yaklaşan ziyaretçilere de bir karşılama aralığı sağlar.

Etiketler

Bir yanıt yazın