Jüri Özel Ödülü, Kapı Tasarlıyorum 2018 Öğrenci Tasarım Yarışması

Proje Raporu


GEÇİT/ _bedensel (öz) portre_

“kapı; bir duvarın istemsizce geçişe izin vermesidir.”            Rudolf Arnheim

…bir kapıyı açan kişi ile kapayan kişi aynı varlık mıdır?         Gaston Bachelard


Kapı algısı
nın, geçmiş dönemlerden bugüne kadar farklı yorumları yapılmıştır. İlkel dönemlerde mağara kapıları, Antik Roma dönemindeki şehir kapıları, zafer takları, Anadolu’da sıkça rastlanan taç kapılar, kapı algısının farklı yorumlarına örnektir. Her kapı bulunduğu yerin, coğrafyanın, iklimin, toplumun getirdiği özellikte ve özgünlükteydi. Kapı kültürü, toplumun ve dönemin ihtiyaçlarına göre nesilden nesile eklemlenerek günümüze kadar geldi. Sanayileşme süreciyle beraberinde gelen standartlaşma problemini birçok alanda olduğu gibi bu alanda da gözlemlemekteyiz. Formu, rengi, kapı koluyla bile benliğimizle ilgili bir imge sunar. Kapı nesnesi, geçmişten beri bir öz yansıyışın temsili olmuşken; ilk ve son izlenimi yaratacak olan kapı, aynılaştığı için sahibi hakkında ipucu vermekten uzak tek tip bir araca dönüşmüştür.

Bir yerden başka bir yere geçme eylemini temsil eden kapı, her gün defalarca kullandığımız ve farklı işlevleri de içinde barındırma potansiyeli yüksek bir araçtır. Bu nedenle kapı, kendimize özgü, kullanım alanı genişletilebilen bir araç haline gelebilir. İnsanın mekân ile olan ilişkisini sorgularken iki mekân arası geçişini de sorgulamak kapıyı edilgen durumdan etken duruma getirir. Beden-geçit-mekân üçlemi çerçevesinde geçişin anlık bir hareket olmaktan çıkıp sürece yayılmış bir oluşum olarak ele alınması gerekir. İnsanın bir mekândan diğer mekâna geçerken oluşturduğu olası hareketlerin katmanlaşması, bedenin öz-portresinin eyleme yansımasıdır. Hacimsel olarak genişleyen geçiş, tek yönden koparılarak ve çok yönlü bir sisteme dönüştürülerek duvarı içine alan bir geçit sunmaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın