Mimarlı.K.alemi

Ne tür kalem kullanıyorsunuz? Aslında kaleminiz sizi, hatta kişiliğinizi ve hatta hatta nasıl bir mimar olduğunuzu ele veriyor. Yükselen Mars’ın yörüngesine giren Elon Musk’ın Tesla otomobili sizi önemli kararlar alırken etkilemeye… Yok yahu kalemden kişilik tahlili yapıp bir de üzerine buçlar, yükselenler ve hatta gezegenlerle kehanetlerde bulunacak değiliz. Uzun sayılacak bir girişten sonra mimarların kullandığı kalemlerin tiplerini sıralayacağız.

Size de oldu mu bilmem. Öylesine bir yerde bir çizim, bir karalama ve belki de bir imza için kaleminizi çıkardınız, sizin mesleğinizi bilen birileri varsa etrafta, elinizdeki kaleme yani avamın kullandığı standardın dışındaki nesneye bakıp “Tabii mimar dediğinin kalemi de farklı olur.” şeklinde bir yorum yaptığı oldu mu hiç?

Bana arada sırada oluyor ve olursa hoşuma gidiyor. Bu detaya dikkate edip ne iş yaptığımı bilmeyeler öğrenince de “Bak ben demiştim.” tavrına bürünüyorlar. Mimar olmak bu aralar önceden hiç olmadığı kadar her kesimden hor görülmeye müsait iken, ufacık bir noktada hakkımızın verilmesi anlık bir hoşluk yaratıyor işte. Mimarlar, çok çalıştıkları halde maddi ve manevi olarak hak ettikleri değeri göremediklerinden, bari kalemimizi kağıdımızı seviyoruz işte diyebiliyorlar. Ufak tefek detaylarda mutluluk arıyorlar.

Ünlü bir filozof şu ana kadar demediyse ben diyeyim, “Ufak mutlulukların bile bir bedeli vardır”. Her zaman iyi kalemle donanmış olmak için ufak da olsa bir çanta taşımak (içinde kalemi klipsinden takacağınız bir yer ya da fermuarlı bir göz olsa iyi olur) ya da bir kalem kutusuna sahip olmak gerekir. Her kalem pantolon cebinde taşınmaz, elde tespih gibi dolaştırılmaz. Sabah aceleyle evden çıkarken ya da ofisten ayrılıp bir toplantıya giderken, cep telefonum, cüzdanım ve anahtarlarım filan derken konu ne olursa olsun çizerek anlatmayı sevdiğimden yanıma bir tane kalem almaya özen gösteririm. Artık e-kitap çıktı, bu sayede okumam gereken kitapların hepsini cep telefonumda taşıyorum (metrobüste dahi verimli olarak okumaya alıştım) fakat benim için hala kalemin elektroniği yok. Var mı dediniz? Yok, yok. Cep telefonumda Google Keep kullanıyorum (evet, oldukça işime yarıyor) fakat birine bir şey anlatacaksınız, bir detay çizeceksiniz, bir yol haritası ortaya atacaksınız ve hatta ufaktan tasarlayacağınız inceliği göstereceksiniz cep telefonu, tablet pek işe yaramıyor. Çok şey denedim ama kalem yerini tutmuyor, kaleme alışığım ve iyi oynatıyorum. Yanımda en azından bir tane seveceğim kalemim olmalı. Ufak mutlulukların dahi bedeli vardır diyecek filozof çok ünlü olacak çok.

Siz sevdiğiniz bir kalemle fikirlerinizi etrafa sunmaya dikkat ederken, sizden yerli yersiz kaleminizi isteyenler olur, hatta elinizden çekip kullanmaya yeltenen olur. Hiç hoş değil, onu geçtim bu davranış samimiyet göstergesi değildir. Kalem kişiye özel bir araçtır ve kesinlikle sahibinin elinden çekilmez. Öğrencilerde bu farkındalığın oluşması için çok çaba sarf ettim.

Jürideyiz, öğrenci merdiven çıkış okunu ters çizmiş, sonra kesitleri yazdığı kotlarla uymuyor, kesitte toprak izini göstermemiş, havada duruyor her şey, tam bu gibi önemli detayları gösterirken, kalemi hocanın elinden çekiyor ve ölümcül hatayı ya da eksikliği asılı olan projede değiştiriyor ve sırıtıyor. Ne ki şimdi bu? Eksiklik giderildi mi, sevimli mi olundu yani. Yapmayınız efendim yapmayınız.

Şimdi konuya geri dönelim. Kalemlerden markalardan söz edelim. Tabii mimarlar için Lamy gerçeğini kabul etmemek olmaz. İster görmemişlik deyiniz ister sembolizmin dibine vurmuşsun deyiniz, bu dolma kalem mimara yakışır hatta bütünleşmiştir biraz. Ben birkaç kez Lamy Safari kalemi yan veya arka cebime koyduğumda şantiyede ya da arabaya binerken gövdesindeki vidalı yerinden kırdığımda çok üzülmüştüm. Artık, eğer tişört filan giyiyorsam yani göğüs cebi yoksa gömleğimin, kalemi boynuma asıyorum. O geniş aralıklı klipsi güzel bir görüntü arz ediyor. Yani Lamy’nin mimara yakışıp yakışmadığından öte kalemin selameti için taşıdığım yer yüzünden, ilgi çekiyor ve “şov” yapıyor gibi olsam da ceket cebine iliştirilmiş bir gül gibi kimlik kazanıyor. Artık bu Lamy tişörtümün boynuna asılı olmasına o kadar alışmışım ki, bir şey yazmam gerekirse elimi boynuma atıp yoklamam istemsiz bir hareket gibi olmuş.

Şantiyede ayrıca yanımda en az 2H sertlikte portmin kalem bulunduruyorum ki duvarda benim istediğimi yapmamak için binbir dereden su getiren ustayı çizerek ikna edebileyim.

Sonra çatır çutur Lamy kırıp moralim bozulduğundan Çin malı çakması Jinhao marka kalem taşımaya karar verdim. Eğer sevdiklerimden isteyen olursa hemen ona hediye ediyorum. Amaç kalem sevgisini benden daha genç arkadaşlara aşılamak.

Yakın zaman da Archdaily’de bir makale yayınlandı. Çoğu maddesine katılmasam bile heyecanla okuduk. Arkitera’dan Sayın Elif Çalışkan bizim için dilimize çevirmiş, şuradan ulaşabilirsiniz.

Başka bir yazıda 1900’lerden sonra teknik çizimde kullanılan aletleri rahmetli babamın bana bıraktıklarıyla size sunmayı zaten planlamıştım. Taaa, trilinden başlayarak Graphos’a devam eden ve sonra Rapidograph ile sonlanan bir hikâye. Çok ilgi çekici olacağını düşünüyorum. Fakat önce mimarlık aleminin kalemlerinden söz edelim.

Bir ön uyarı. Bu yazı kesinlikle reklam amacı taşımamaktadır. Yine de ne düşünürseniz düşünün. Benim için bir kalemin marka değeri, edilen kar, satış sayısı ya da ne bileyim üretici şirketin borsadaki değeri önemsizdir. Kimseyi özendirme ya da yönlendirme niyetinde değilim. Ustalarımdan, arkadaşlarımdan ne gördüysem, öğrencilerime ve çevreme onu yayarım. Yayarken de “Aaa şu marka çok iyi” dersem şaşırmayınız, hiçbir çıkarım yoktur.

Şimdi size kalemine göre mimar tiplerini açıklayayım.

A- Portminciler

Bunlar genelde “eskiz”cilerdir. Kalemi çizmekten öte düşünme aracı gibi kullananlar. Genelde yumuşak ve kalın portmin dediğimiz kalemi kullanırlar. Hoca ve yarışmacı takımı sever bu tür kalemleri. Çok sıkı kullananlar, daha ilk konsept aşamasına oldukça kalın olanlarını sonralarıysa tasarım yerine oturdukça ince olanları kullanırlar. Marka meselesine gelince, Caran d’ache hocaların ceketlerindeki mendil ceplerinde arz-ı endam edenlerdendir.  


Fotoğraf bir satış sitesinden alınmıştır

Bunun kısa olanları ve hatta kullanıla kullanıla el değen yerlerinin boyaları kalkmış, aşınmış olanları makbuldür. O kadar istikrarlı kullanmışlar, kalemlerinin değerini bilmişlerdir ki, hayran kalırsınız. Örneğin benim gözümde hocam ve abim, Mimar Ayhan Böyür öyle biridir. Kalemlerine, artık boyası kalkmış deri muhafazasına taşır ve nihayetinde o kalemleri kullanışına bizi hayran eder.


Ayhan Böyür

Bu arada “Caran d’ache” Türklerin kurşun kalemin yazan kömürüne verdikleri isim olan “kara taş”ın Rusçaya geçmesi sonra İsviçre kalem markasına intikal etmesiyle hayatımıza giriyor.

Biri eski bir Caran d’ache’ın ucun kondaktif sünger koyarak tablette kullanmış. Bunu da bloğunda yazmış iyi mi? Görsel söz konusu blogdan alınmıştır. Kaynak: http://blog.buryat.me/2011/02/ipad-sketchbook-pro-test.html

Tabii bütçeniz biraz iyiyse Mont Blanc’ın Leonardo Eskiz kalemine uzanabilirsiniz. Bana hediye gelmişti. Çok sevinmiştim hala kullanırım.

Bütçemiz günlük kullanıma yetecek gibiyse şu anda Çek Cumhuriyeti’nin en az Skoda kadar önemli bir markası sayılan Koh-i-Noor(**) edinebilirsiniz. 1790’da Viyana’da Josef Hardtmuth tarafından kurulmuş. Markasının altında yazan “Hardtmuth” kelimesini, önceleri kalemlerdeki sertlik sıfatı filan zannederdim. Ta ki Çek Cumhuriyeti’ne gidip, Prag’da turistler şu garip astronomik saatin çalmasını filan izlerken, ben meydana yakın fabrika satış mağazasında zaman geçirmeyi tercih ettiğimde görmüştüm kurucusunun adını.


Bu mağaza çok ucuz olmasa bile markanın ürünlerini topluca görme imkânı sağlıyor


kuh-i-noor logo

Kısaca hem uygun fiyatlı hem de sağlam kalemler üreten Koh-i-Noor, Caran d’ache kadar etki yaratmasa da işini iyi yapar. Öğrenci dostudur ve beraberce çok çizim yapmışızdır.

Neyse hala ilk maddeyiz. Markası önemli değil, Koh-i-Noor, Caran d’ache, Faber Castell, Rotring, Steadler, Shorty ve bunlar gibi markalar… Eğer bir mimar görürseniz ve bu birey kalın ince portmin kalem, kalın ve değiştirilebilir minesi olan kalemi elinden düşürmüyorsa,

“Tasarım odaklı çalışan, projelerin kavramsal hali (konsept) üzerinde kafa yoran, her an tahsis yapmaya yatkın, eskiz yapmayı sever”

mimarlardandır. Onları sevin kollayın, üniversite çevresinde değillerse soyları tükenmektedir çünkü.

B- Dolma Kalemciler

Bunlar genelde mazoşist tiplerdir. Dolma kalemlerin tükenmez ve roller kalemlere göre bakım, doldurma, düzgün taşıma, ucuna dikkat etme, damlatırsa temizleme gibi işlerini üstlenirler.

Lamy’i çok severler. En azından bir Lamy Safari sahibidirler.


Her rengi var bu kalemin. Fosforlu renkleri de var. Mimarların, şehircilerin, iç mimarların yani bu cihette eğitim almış olanların öncelikli olarak parlak siyah, mat siyah, beyaz ve sarı tercih ettiklerine şahit oluyoruz

Lamy hakkındaki genel bilgilere yazının sonunda verilen Youtube kanalındaki videolarla ulaşabilirsiniz.

Dolma kalemle eskiz defteri veya not defterinde kendilerine özgü notlar alırlar. Günlük olarak Lamy Studio kullanırlar. Kaweco ve yeri geldiğinde Faber Castell kullanırlar. Biraz daha yaş kemale ermişse şöyle üzeri janjanlı Pelikan kullanır.

Eğer çok aristokrat ve devamlı imza atması gereken, imzasını değerli bulan bir de idareci tipi hocalardansa ya da belki bir mimari büronu sahibinin elinde Mont Blanc görülür. Bu kişiler daha bitmeden kalemlerindeki mürekkebin miktarını bilirler.

Dolma kalemciler kaliteli eskiz veya aydınger eskizine dağılan mürekkeple iş çıkartmayı da severler. Yine de onlara tükenmez kalem verip imza almaya kalkmayınız.

“Düz yazı veya imza atarken özenlidirler. Not defterlerine ciddiyetle notlar alırlar. Dolma kalemin istikrarlı mürekkep veren yapısı ile eskize de uygun olduğunu düşünürler”

C- Versatilciler

Bu kişiler daha çok teknik çizim meraklılarıdır. Hesap kitap yapmayı sever ve çizgi kalınlığına önem verirler. Bunun için 0.5mm, 0.7mm ve 0.9mm mine uç kullanırlar. Genelde bu kalemi taşıyanlar cep boy cetvele de sahiptirler.

Hatta bunların 0.3 mm ile çizim yapanları vardır. Bir de 0.2 mm ile uğraşanları görünce şaşırırsınız ama yaptıkları çizimler yazıcıdan çıkanlardan daha detaylı olabilir. Faber Castell’in 1.3mm ucu kullanan e-motion kalemi hem de ahşap gövdeliyse oldukça kullanışlı olabilir.


Graf Von Faber Castell E-motion serisi, gövdesi Armut ağacından, devamlı çevirmeli mekanizmalı ne ince ne de kalın tam kararında bir eskiz kalemi. Fotoğraf sitesinden alınmıştır

Versatil kalemle eskiz yapılmayabilir ama detay çözülmez değil. Arama çizgileri ile sonuçlar çıkartırlar. Koruma Restorasyoncular nakış gibi işlerle çizimlerini.

“Teknik çizim ve detay çözümleri yapanların sever ve her daim yanlarına bulundururlar. Kısaca detaycılardır ve ince düşünürler.”

D- Kurşun kalemciler

Et kalınlığı olan ahşap bir kasa içinde kömür ve renkli mine bulunduran kurşun kalemlerdir. Mimarlar bu tür kalemleri üretim esnasında malzemeyi çizmek için kullanırlar. Marangoz kalemi diye tabir edilen bu kalemler üretim safhasında harikalar yaratır. Ahşaba ve duvara eğer biraz da sert bir derecesi varsa (2H mesela) detay bile çizebilirsiniz.


İlkel ama hoş bir kurşun kalem


Çin’den kutu kutu getirtebilirsiniz oldukça ucuza

Bir de tabii boya kalemi dünyası var. Eskiden mimarların boyamayı da iyi yapması istenirdi. Bunların da en makbulü kaliteli ahşap içinde yine kaliteli boyası olan kalemlerdir. Ne kadar çok tonu varsa o kadar değerlidirler. 36 renkten daha geniş renk yelpazesi profesyonel boyama yapıyorsanız işinize yarar.

Ayrıca bunların boyandıktan sonra saf su veren bir fırça ile dağıtılması da mümkündür. Yani önce kuru boya kalemi ile yapılan iş, suluboya çalışması oluverir. Sizin peyzaj boyama da çok değerli bir iş olacaktır böylelikle.

Pentel ya da Derwent marka su doldurulabilir haznesi ve fiber fırça ucuyla özel kuru boya kalemleri ile çalışmanızı nefis suluboya haline getiren bir kalem

İyi bir kurşunkalem kullanıcısı, kalemi ister 4H sertlikte olsun ister HB ya da F olsun isterse 9B yumuşak olsun ve hatta kuru boya olsun kalemini kalemtıraş ile açmaz. Falçata ile açar, kayıp minimuma iner ve tabii kalemin kullanım şekline göre özel bir uç sivriltme mümkün olur.

Yine de yazı çizi için hızlıca onlarca kalem açmak gerekiyorsa, masaya bağlanmış mekanik kalemtıraş kullanır.


Kurşunkalemlerinizin uzun ömürlü olması için böyle sabit kaliteli bıçaklı kalemtıraşlar kullanınız.

Kısaca kurşunkalemin her türlüsü candır. Çünkü siz onunla bir üretim yaptığınızda her kağıda sürtünmede kendini de feda eder. Azalır yani. Ateşe pervane olmak gibi bir durum. Hatta ufalırlarsa yine kullanmak için onlara yeterli değeri vermek için uzatma aparatları kullanılabilir.


Kurşun kalem uzatma aparatı

“Kalem tutmayı bilir, kurşun kalemi boya ya da desen için kullanır. Ahşap bir kaleme sahip olmanın değerini dikkate alır.”

E- Keçeciler

Bu tür kalemler tasarımı süslemek ve boyamak için kullanılabilir. İyi bir illüstrasyon aracıdır. Tutulma yönü önemlidir. Binlerce rengi vardır. Oldukça pahalı ama bir o kadar da kaliteli olan bu kalemlerin Copic marka olanının bir ucu kalın diğer ucu incedir. Genelde kaçış noktasına giden kontur çizgileri, perspektife derinlik katar. Arka planı düz geçebilirsiniz.

Ayrıca fırça tipi brushpen denilen tipleri de vardır. Bunun dışında çeşitli kalınlıklarda kesik uçlu keçeli kalemleri kullanıp, kaligrafik başlıklar atmaya da yararlar.

Stabilo marka ince uçlu olanlarının, sarı beyaz gövdeleri çok meşhurdur.

“Boyama, illüstrasyon ve bazı detayları ortaya çıkartan, planlarda kesitlerde perspektiflerde gölge ve ışık oyunları yapmayı sevenlerin kalemidir. Bir de kaligrafik yazıya da meyillidirler.”

F- Tükenmez kalemciler

Tasarımcıların pek rağbet etmediği tükenmez ve rollerpen ya da pointpen denilen kalemlerdir. Belki devamlı suretle hesap kitap yapılıyor ya da çok çok inceleri ile eli titrete titrete notlar alınıyorsa kullanılır.

Genelde çok fonksiyonlu kalemlerin bir fonksiyonu olarak kullanılırlar.

“Çok not alan ve uçakta cepte mürekkebin dağılmaması gereken yerlerde, imza kalemi olarak genelde mavi olanını kullanırlar.”

Evet, kalem dünyası bu uzun sayılabilecek yazıda dahi bitmedi. Mimarların kalemlerle olan ilişkisini biraz da olsun açmaya çalıştık. Mimarlar genelde bir kalemi severlerse onunla ne zaman hangi proje üzerinde çalıştıklarını dahi hatırlarlar.

Bu sadece mimarlara özgü değil her alandaki tasarımcıların sadece çıkan işe değil, sürece de önem verdiklerini gösterir. Siz hangi gruba giriyorsunuz bilmiyorum ama kalemi seviyorsanız her zaman kardasınız demektir.

Kalemle ve yaratıcılıkla kalınız.

(*) Yazarın kalemleri merkeze alan bir video kanalı var aslında, El yazınızı nasıl düzeltirsiniz diye başladı ama yazı, kalem, deftere kadar vardı. “Merhaba arkadaşlar, kanalıma abone olmayı unutmayın” diye başlamayan videolar var. Abone olmanızı değil, altına bir şeyler yazıp katılmanızı yeğlerim. Link: https://www.youtube.com/playlist?list=PL8LkOURDIAJpEpHuJdanh8OwOk9D1_0eh

(**)Koh-i-Noor nedir derseniz: İngiltere tacını süsleyen, Farsi “Işık dağı” anlamına gelen, 195 karatlık elmas. Cengiz soyundan gelen Hindistan’daki Türk Moğol Hanın hazinesinden 1739’da Nadir Şah tarafından alınmıştır. Noor=Nur ve Koh=Dağ. O yüzden bu markayı “Kuhinur” diye telaffuz edebilirsiniz, garipseyen olursa bu detayı verirsiniz, muhatap da sebeplenir, iyi olur.


Bu değerli taşın nerelerden “apartıldığını” öğrenince, kraliçe hiç de beyaz saçlı masum nine gibi durmuyor değil mi? Hiçbir zaman öyle değildi zaten…

Ayrı bir not: Yazar, “kalemkutu”, “dolma kalem” gibi kelimeleri, yazıyı yazarken kullandığı kelime işlemci uyardığı halde ısrarla bitişik yazmaktadır. Arkitera editörlerinin gözden kaçırdığı bir husus yoktur. Bundan ayrı imla hatası varsa yazarın kendisine aittir. Af ola.

Etiketler

Bir yanıt yazın