Brütalist Mimar Sinan, Tersyüz adam ve Epoksi

Brütalizm, brüt betondan geliyor, kaplamaya karşı bir duruş hatta sıvaya karşı bile.

Bir tür şeffaflık, Sıva yok, boya yok, süpürgelik yok, kalıp izlerini görsek ne olur. Gizleyecek hiç bir şey yok aslında. Kusursuz olmaya ne gerek var ki. Neyse o. Zizek’in aşk hakkında dediği gibi “It’s just it; it’s stupid” Bunu Türkçe’ye çevirmeye gerek yok. Ama brütalizm de tam olarak böyle. Saklamaya gerek yok, saklarsanız bir gün karşınıza çıkıverir. Eski bir saray ne kadar saklanabilir ki.

21. yüzyıl kaplamalarla geçen bir yüzyıl olma yolunda ilerliyor. Kremalı pasta tadında krem şanti gibi binalar, içini hiç belli etmeyen tren vagonları her virajda gıcırdayan binlerce gereksiz kaplamayla beraber yolda olmak. Dekorayon ve iç mimari dış mimari ve insanlar da öyle aslında. Arada biraz hava oluyor, ısı yalıtımı için iyi belki de. Brüt beton bir bina yapmak artık imkansız ne de olsa, belediyelerin bu konuda şartnameleri var. Betonu strofor ile kaplamak zorundasınız.

’90’larda ben çocukken çizgifilm kanalı Nickelodeon’da içi dışına çıkmış bir çocuğun maceraları vardı. “Tersyüz adam”… Bir gün salıncağa biniyor ve salıncak 360 derece dönünce içi dışına çıkıyor. Bu çocuk uçamıyor, ya da süper güçleri yok, tek özelliği büyükler bundan korkuyorlar, içi göründüğü için.

Murphy kanunlarına göre bir madde bir kere bölündükten sonra bir daha hiç tek parça olamıyor. Oysa beton öyle mi, tozdan külden beton yapılabiliyor. Tek parçaymış gibi, esnek plastik ve tek, Mimar Sinan’ın bir zamanlar olduğu gibi. 1960’lar şeffaf mıydı? Kürsüler öğrencilere açık mıydı sanki öyle olmuş olabilir mi? Hiyerarşi olmadan bir akademi düşünülebilir mi? Evet o zaman için bu mümkünmüş, şimdi de bunu hissedebilir misiniz?

Evet o okulun içinden birileri bunu size hissettirebilirler, belki süpürgeliklere ya da tavandaki perdeliklere bakarsanız bir şeyler hissedebilirsiniz. Bir kalıp tahtasının neler yapabileceğini o zaman anlarsınız işte. Kalıp sökmek dekonstrüktif bir eylem olarak görüldüğünde beton sizinle konuşur. Yaşlıysanız eski günlerden bahseder, gençseniz de ilham verebilir. Bu okulun size anlatacak daha çok şeyi vardır kaplanmadan önce.
Kaplayın gitsin, hatta güçlendirilmelidir de kaplanmadan önce. Çok zayıftı, göçmek üzereydi. Kafamıza inmek üzereydi. İnseydi daha iyi olurdu belki. Ahsap oranlarında yapılmış betonarme kolonların güçlendirilmesi gerekiyordu çünkü ahşap değillerdi, orası yalı değildi.

Ahşap olsaydi marangoz hallederdi. Bu betonun suçu değildi. Suçluyu aramak için çok geçti. Beton kuruduktan sonra her şey için çok geçti. Bu günlerde her taraf beton oldu. Kurumuş beton. Geri dönüşümsüz ve ekolojiye karşı görünse de hala umudumuz var. Epoksiyi kolona bastıkça güçlenen bir akademi, hic yıkılmaz artık bundan sonra belki ama öğrenciler ne olacak. Öğrenciler için özel bir epoksi yapmak gerekebilir.

Etiketler

1 Yorum

  • bay-cambaz says:

    bu işin böyle emrivaki, hızlı ve sessizce adeta oldubittiye getirilerek yapılması meselenin sadece rektörün ve üniversite yönetiminin insiyatifinde yürümediğini düşündürüyor.

    sakın bu işin altından da toki falan çıkmasın

Bir yanıt yazın