Salı Pazarı (Kuşdili Çayırı)

Aşağıdaki satırlar 2007 yılının Nisan ayına ait Mimarlara Mektup dergisinde yayınlanmıştır: "Kadıköylülerin Salı Pazarı olarak bildiği geniş alan, aslında Kadıköy’ün tarihi Kuşdili Çayırı ve Koruluğu’dur."

“1970’li yılların başlarına kadar Yeldeğirmeni’nde haftada iki gün pazar kuruluyordu. Salı ve cumartesi günleri kurulan bu pazarlar, sokak içindeki evlerde oturan insanlara rahatsızlık vermesi sebebiyle Taşköprü Caddesi’ne alınmıştı. O yıllarda etrafında hiç ev olmayan bu cadde Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı’ndan Söğütlüçeşme Caddesi’ne iniyor ve bu caddeyle kesiştikten sonra Fenerbahçe Stadı’nın arkasından Kızıltoprak’a bağlanıyordu.

1980’li yıllarda Söğütlüçeşme Caddesi üzerine köprü yapıldığı için pazaryeri Kuşdili Çayırı’na nakledildi. Kuşdili Çayırı o yıllarda koruluk ve çayırlık özelliğini henüz kaybetmemişti. Pazar yeri kurulmaya başlandıktan sonra, ağaçların yok olduğu ve tabanının da betonlaştığı bu alan giderek çayırlık ve koruluk özelliğini kaybetmeye başladı.

1990’lı yıllarda ise cumartesi günleri Fenerbahçe Stadı’nda maç oynanmasının doğurduğu sorunlardan dolayı “pazar yeri kurulması” işi cumartesi gününden cuma gününe alındı. Yani bu yıllardan itibaren Kuşdili Çayırı’nda salı ve cuma günleri pazar kurulmaya başlandı.


Meydandan Bir Görünüm

Kurbağalıdere’deki kurbağaların sesini, üzeri örtülü kafeslerdeki saka, iskete, florya kuşlarına dinleterek, onların kanarya gibi “makara çekmesini” sağlayan kuşbazların, bu olaydan dolayı “Kuş Dili” adını verdikleri bu çayır, en az yüz yıldır Kadıköy tarihinde yer almaktadır.

Kadıköylüler 1900’lü yılların başlarında buradaki dere kenarında “piyasa yaparlar”, diğer taraflarda piknik, panayır gibi etkinliklerde bulunurlardı. Daha sonra uzun yıllar bayram yeri olarak da kullanılmış olan bu çayırda Fenerbahçe Spor Kulübü Lokali, Hamdi’nin Gazinosu, tramvay deposu olarak bilinen hangarda Kuşdili Sineması gibi önemli sosyal tesisler vardı.

Kadıköy için çok önemli tarihi anıları olan bu alanı, günümüzde hiç kimsenin koruluk ve çayırlık olarak hatırlamaması üzüntü vericidir.

Kuşdili Çayırı sadece doğal sit değil aynı zamanda tarihi sit olarak da değerlendirilmelidir. Henüz kaybolmamış olan bu alan, üzerindeki beton kaldırılarak tekrar eski doğal haline kavuşturulabilir. Bir köşesinde pazar yeri kurulmasında ise hiçbir sakınca yoktur. Zira pazarlar halkımızın geleneğinde yer almış sosyal bir olaydır.

Salı Pazarı ile ilgili diğer gelişmelere baktığımızda bu alanın, 1981 yılında Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından “Eski Kuşdili Çayırı Doğal Sit Alanı” olarak tescil edildiğini; 1994 yılında Kadıköy Merkez Planı olarak bilinen 1/5000 ölçekli nazım planda ise “Açık Otopark, Pazaryeri ve Kentsel Hizmet Alanı” olarak ele alındığını görebiliriz.

2002 yılında ise 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na İBB tarafından bu alanla ilgili “Kuşdili Çayırı ve Çevresi Projesi” adı ile bir düzenleme projesi getirilmiştir. Kurul bu tarihte alanın üçüncü derece doğal sit olarak değerlendirilmesine karar vererek getirilen düzenleme projesini uygun bulmuş, ancak 1994 planının bu projeye uygun şekilde tadil edilmesini istemiştir.

4.10.2006 tarihinde bu plan ve aynı düzenleme projesi, 5 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na İBB tarafından tekrar getirilmiştir. 5 numaralı kurul, 1/1000 ölçekli koruma amaçlı plan hazırlanmadan 1/5000 ölçekli plan içinde Kuşdili Çayırı’nın çerçeveye alınarak korunacak bölge olarak gösterildiği bu plana rapor yazmamıştır.

Ancak diğer yandan burada yapılması düşünülen alışveriş merkezinin maket fotoğraflarını tüm halkımız medyada izlemektedir. Ters şemsiye şeklindeki bu alışveriş merkezinin yeraltından da Kuşdili Caddesi’ni takiben Altıyol’a bağlanacağı söylenmektedir.

İBB’nin bugünlerde adı çok gündemde olan bir inşaat firmasına bu işi ihale ettiğini, ayrıca yapılması düşünülen alışveriş merkezi için oldukça ısrarcı olduğunu da, medyadan açıkça öğrenebilmekteyiz. Yani önceki düzenleme projesi Kurul’dan geçtikten sonra Belediye’den yeni projeye göre bir plan tadilatı yapılacağı belli olmaktadır.


Yapılmak İstenen Proje

Şimdi konuyu bir de biz değerlendirelim isterseniz: Önce ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden araştırma yapıldığı takdirde bu alanın 2/2/1967- 456 yevmiye ile İstanbul Belediyesi Emlak İstimlak Müdürlüğü tarafından “yeşil sahada kaldığından kaydının terkin edildiği” öğrenilecektir. Yani İBB bugün üzerinde tapusu olmayan bir mülkü ihaleye çıkarmaktadır. Daha sonra da 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 17. maddesine göre sit alanına öncelikle koruma amaçlı plan yapılması gerektiği, ancak bu alanın hala koruma amaçlı planının olmadığı görülecektir. Ayrıca yine ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden araştırılırsa, 1967 yılında “6 Pafta, 1 Ada, 66 Parseldeki 45990 metrekare yüzölçümlü alanda bir gazino bahçesi, bir gazino barakası, bir dükkan, bir kayıkhane, üç baraka kahve, bir sinema ve bir kahvenin” de bulunduğu görülecektir. Yine bu yıllara ait planlarda buradaki çınar ağaçları tek tek tespitli bir şekilde belirtilmiştir.

Bütün bunlar gösteriyor ki Kuşdili Çayırı sadece doğal sit değil aynı zamanda tarihi sit alanı olarak tescil edilmelidir. Kuşdili Çayırı tekrar eski haline getirilerek, hem insanların nefes alabileceği yeşil bir vaha yaratılmalı, hem de buradaki eski anıların hatırlanması sağlanmalıdır. Ama yetkililer, akıl almaz bir şekilde bu alanın tamamını beton bir iş merkezine işgal ettirmek istemektedirler. O zaman alan özelliği de ortadan kalkacağı için eskiye dönüş tamamen olanak dışı olacaktır. Kim bilir, belki de arzu ettikleri durum budur…”

Bu yazıyı yazdığım tarihten sonra burası ile ilgili çeşitli gelişmeler olmuştu. Hatta 13 Nisan 2007 tarihinde ilgili Kurul “SİT Alanı kararının devamına ve eski planlarda yerleri belirlenen ağaçların tekrar eski yerlerine dikilmesine” bile karar vermişti. Aslında Salı Pazarı diye bilinen eski Kuşdili Çayırı ile ilgili en detaylı bilgileri 28 Eylül 2007 tarihinde Arkitera’da yayınlanan “Salı Pazarına Kurul Üyelerinin Değişmesiyle Gelen Onay” başlıklı röportajda açıklamışım. İsteyen o röportajı okuyarak daha detaylı bilgilere ulaşabilir.

2013 yılına kadar herhangi bir girişim olmadığı için yetkililerin Kuşdili Çayırı ile ilgili bilinen proje işinden vazgeçtiklerini düşünüyordum. Ancak geçtiğimiz günlerde alanla ilgili 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planlarının Bakanlık Makamı’nın 11.12.2012/10081 sayılı olurları ile onaylandığını öğrenmiş bulundum. Planlar 16.01.2013 ile 16.02.2013 tarihleri arasında askıya çıkarılmış. Birden fazla bodrum kat yapılabilmesine izin verilen, 1.8 Emsal getirilen alanda kabaca bir hesapla 150.000 M2 nin üzerinde inşaat alanı oluşacağı ortaya çıkmaktadır. Eski plan 112.600 M2 inşaat alanı öneriyordu. Sanki gecikme zammı eklenmiş gibi.

Bu tip konularda mücadele kelimesini kullanmak artık bana ilginç gelmiyor. Aslında Kuşdili Çayırı’nda kim neyi istiyor onu da anlayamıyorum. Şu kadarı bilinmelidir ki Kuşdili Çayırı’nın altına otopark da yapılmamalıdır. Alan Kadıköy’ün tarihindeki kimliğine uygun bir şekilde değerlendirilmelidir. Eminim ki planları yapan meslek insanları da kurumsal kimliklerinden sıyrıldıklarında yaptıkları planların gerçekleşmesini istemezler.

Buradan yetkililere seslenmek istiyorum. Hepimiz aynı kentte aynı semtlerde yaşayan insanlarız. Gelin Kuşdili Çayırını tarihteki kimliği içersinde değerlendirelim. Hep beraber tarihe geçelim.

Etiketler

Bir yanıt yazın