Mimarlık Eğitimi Üzerine Bir Derleme/Kısa Notlar

Odağında insan ve toplum olması nedeniyle olağanüstü çeşitlilik, derinlik ve genişlik betimleyen mimarlık eğitimi ve mesleğinin, sorun-potansiyel ve öneri üçlüsü doğrultusunda sahip olduğu yazın ile literatürün zenginliği hepimizce bilinmektedir.

Dolayısıyla, bu doküman böylesi bir arayışa yönelik olmayıp, mevcut literatür içinde de izlenebilen mimarlık eğitiminin temel vazgeçilmezleri ile günümüz dinamiklerini ağırlıkla ülkemiz özellikleri bağlamında kısa genellemeler yaparak bir kez daha hatırlatmayı, bilgileri tazelemeyi, giderek güncellemeyi amaçlamaktadır.

1. Mimarlık Eğitiminde Sorular / Sorgulamalar

Bu başlık altında başat sorun olarak, galiba ülkemizin somutlaşmış bir “Bilim ve Eğitim Politikası” olmamasını dile getirmek yanlış olmayacaktır. (Dünya ülkelerinin yaklaşık %90’ında mimarlık eğitimi ve mesleği yasalarla düzenlenmiştir.) Bazı üniversitelerimizde yüzyılı aşan sürelerde mimarlık eğitimi veriliyor olmasına, bu anlamda küçümsenmeyecek bir birikimin varlığına ve altmış yıla ulaşan bir meslek örgütlülüğünün varlığına karşın mimarlık eğitimi ile meslek yasası arayışlarının henüz sonlanmamış olması, günümüzde yaşanan sorunlara kaynaklık etmektedir. Bunların önemlileri şöyle sıralanabilir:

  • Yüksek Öğretim Kurumu’nun eğitimde standardizasyon arayışı ve kimi kuralların keskinliği,
  • Mimarlık eğitim ve meslek alanında üniversiteler dahil olmak üzere bir çok kurum, kuruluş ve paydaşın varlığına karşın ortak bir değer platformunun oluşamaması ve temsil niteliğinin / düzeyinin güçlenememesi,
  • Bu bağlamda YÖK ve diğer ilgili yerli / yabancı kurumlar nezdinde ortaya çıkan eksiklikler ya da temsil yetersizliği,
  • Mimarlık eğitiminde farklı yaklaşımlardan çok eşdeğer eğitimin önemsenmesi gerekliliği,
  • Hangi kaygı, kural veya kritere dayandığı bilinmeden açılan mimarlık bölümleri,
  • Akademik kadro sıkıntısının bilinilirliğinin yanı sıra akademik kadronun çalışma koşullarının tatminkarlık düzeyinin tartışma götürür olması,
  • Meslek etiği ve bunun eğitimde nasıl içselleştirileceği.

Bu sorunları daha ayrıntıya indirdiğimizde tabii ki arttırabiliriz. Ancak her birini sorguladığımızda ve pratiği de kapsayacak çözüm önerilerini geliştirdiğimizde (ki yapılmakta) ortaya “Nasıl bir gelecek? Nasıl bir mimarlık eğitimi?” sorusunun yanıtı ortaklaşa vermek zorunluluğu ve giderek yetkili merkezi kurumların da bu yanıtı irade beyanı olarak kabul etmeleri, bağlamında da mimarlık eğitimi politikasının yasal tabanını oluşturmaları gereği ortaya çıkmaktadır. Bu sürecin sorgulanmasında ve olumlu bir biçimde sonlanmasında üniversitelerin farkındalığına, etkisine ve itici gücüne günümüzde her zamankinden daha çok gereksinme duyulduğunun altını kalınca çizmek gerekmektedir. Çünkü ülkemizde:

  • Mimarlık Bölümü sayısı 101’e (2014 yılı) ulaşmış olup 81 ilin 73’ünde mimarlık bölümü bulunmaktadır. Bu bölümlerin %60’ı devlet, %40’ı vakıf üniversiteleri içindedir.
  • Aynı yılda öğrenci kontenjanı 5511 olmuştur. Bu kontenjanın 2150’si devlet, 3361’i vakıf üniversitelerine aittir. Dolayısıyla mimarlık eğitiminde vakıf üniversiteleri öne çıkarken sorumlulukları artmış, konu ticari kaygıların ötesine geçmiştir.
  • Ayrıca 2015 Ocak ayı itibariyle mimar sayısı 45541 kişiye ulaşırken Avrupa ortalamasına da yaklaşılmıştır. Avrupa’da 10 bin kişiye 8 mimar düşerken Türkiye’de bu değer 6’ya ulaşmıştır.

Bu sayısal veriler gerçekten son günlerde sıkça dile getirildiği gibi ülkemizde mimarlığın ve mimarlık mesleğinin kimyasının değiştiğini ortaya koymaktadır. Başka bir deyişle; yapı üretim sürecindeki değişimler, bu değişimin artan mimar sayısını istihdam edememesi, sürekli kontenjan arttırımının sosyolojik etkileri ve zaman zaman mimarlık eğitiminde ticari anlayışların ortaya çıkıyor olması mimarlık eğitimi ile meslek yapısında istenen değişikliklerin başat nedenleri ya da yukarıdaki saptamayı haklı kılan temel parametreler olarak değerlendirilebilir. Ancak burada yapılacak bir önemli çıkarım, ticari endişelerin de tetiklemesi ile birlikte daha bir sertleşip kesinleşen “bölümler / kurumlar arası rekabet” konusudur. Ortaklıkları, işbirliklerini, birlikte üretmeyi, eşdeğerlik çabalarını giderek dayanışmayı zayıflatan bu rekabet ortamı gerçeği taşıdığı olumsuzluklara karşın yine de başta “eğitimde nitelik ve özgünlük” olmak üzere birçok olumlu özelliği pratiğe aktarmayı zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda yapılacaklar kurumun/bölümün rekabet gücünü arttıracak, bir yandan da zayıflıyor olarak tanımladığımız ortak değer ile kavramların yeniden güçlenmesine katkı yapacaktır. Bu bağlamda günümüz açısından öncelikle yukarıda da değindiğimiz gibi “nasıl bir mimarlık eğitimi?” sorusunu yanıtlamak gerekiyor. Bu soru tabii ki yanıtlanmakta, tartışılmakta, üzerine kitaplar/araştırma makaleleri yazılmakta ve ortaya kesinlikle yararlanılması gereken bir zenginlik, genişlik ve derinlik çıkmaktadır. Bu dokümanın sınırları adına, söz konusu yazından şimdilik kısa genellemeler yaparak bu derlemeye devam etmek durumundayız.

2. Nasıl Bir Mimarlık Eğitimi?

Bilindiği gibi kurumlar, nitelikli kadrolarla – insan faktörü – kurumsallaşma yolunda zamana bağlı olarak, kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda, geleneklerini, birikimlerini, deneyimlerini, ilkelerini, kurallarını vb. özelliklerini, bir diğer ifade ile; kimliğini oluştururlar. Bu bağlamda bazı temel ilkeleri / eğitimin vazgeçilmezlerini özetlemek gerekirse;

  • Nitelikli eğitim-öğretim kadrosunun geliştirilmesine yönelik girişimler kesintisiz yapılmalı ve sürdürülmelidir.
  • Eğitim-öğretim programları günün, çağın koşul ve gereklerine göre ve geleceğe yönelik olarak belirli aralıklarla güncellenmeli ve hızlı değişen dünya koşulları dikkate alındığında «dinamik bir yapı» oluşturulmaya çalışılmalıdır.
  • Öğrenci niteliğinin arttırılması yönünde, tanıtımdan başlayarak eğitim-öğretim süreleri içinde en iyi şekilde beceri kazanmaları için hem akademik, hem de fiziksel bağlamda tasarım-mimarlık ortamı geliştirilmelidir.
  • Fiziki alt yapının sözü edilen nitelikli eğitim-öğretim çalışmalarına koşut olarak donatılması ve geliştirilmesi bir zorunluluk olarak kabul edilmelidir.
  • “Bütünleşik eğitim-öğretim tasarım modeli” yaklaşımı kapsamında, usta-çırak ilişkisi ve kuram-uygulama bütünselliğinde, sadece ülkemiz için değil dünya için meslek insanı yetiştirme hedeflenmeli ve buna ilişkin çalışmalar süreklilik kazanmalıdır.
  • Özellikle araştırma görevlisi ve yardımcı doçent konumunda olan genç öğretim elemanlarının araştırma-geliştirme çalışmaları özendirilmeli, planlanmış ve elde edilen bilimsel-sanatsal bulguların kamu oyunda paylaşılması için yayın yapmaları istenmelidir.
  • Öğrenciler, öğrencilik kavramının ötesinde geleceğin meslek insanı adayları oldukları doğrultusunda bilinçlendirilmeli ve yarışmacı ortamda öğrencilikleri süresinde ulusal-uluslararası yarışmalara ve akademik ortamlara katılmaları özendirilip desteklenmelidir.
  • Kurgulanması gereken yeni bir eğitim-öğretim modeli ile birlikte akademik kadroya, alanında ulusal ve uluslararası düzeyde kendini kabul ettirmiş öğretim üyelerinin de katılımı gerçekleştirilmeli ve öğrencilerin daha iyi yetişmelerine yönelik iyileştirmeler sağlanmalıdır.
  • Eğitim-öğretim programları günün koşullarına göre zaman zaman gözden geçirilir ve geçirilmelidir. Günümüz dünyasında yaşanan hızlı değişimler bunu gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla durağan (statik) durumdan, öğrenci odaklı daha dinamik bir yapıya geçiş kolaylaşacak ve beklentileri karşılama açısından öğrencilerin daha donanımlı yetişmelerine büyük olanaklar sağlayacaktır.
  • İçinde bulunulan kentler bir mimarlık laboratuvarı olarak değerlendirilmeli ve meslek adayları için bu son derecede önemli bir fırsat olarak görülmelidir.
  • Öğrenciler geleceğin meslek insanları olmak yanında gerçek birer entelektüel olarak yetiştirilmeli, yalnız bugünün koşullarında değil, gelecekte de bugün öngörülmeyen sorunlarla başa çıkabilecek şekilde eğitilmelidirler.
  • Meslek eğitimi yanında yoğun mimarlık kültürü ve genel kültür – sosyal, ekonomik sistemler, bilimsel yöntemler, felsefi ve sanatsal gelişmeler konularının sürekli işlendiği, entelektüel bir ortamda verilen eğitim bu alanlarda seçkin temel okumalarla da desteklenmelidir. Mimarlık (meslek alanları) ile sosyal sistemlerin ilişkilerinde özellikle derinleşerek, mimarın işlevlerini, mimarlık etiğini, mimarın toplumsal sorumluluklarını doğru tanımlama bilinci geliştirilmelidir.
  • Programlar, katı, uzun süreler değişmeyen, bir izlenceyi uygulamak yerine, gelişen güncel bilgi ve ortamlara hızla uyabilmek adına esnek yapılandırılmalı, değişimi, toplumsal ve teknolojik gelişmeleri yorumlayan yenilikçi, yaratıcı dinamik, deneysel bir yapıya kavuşturulmalıdır.
  • Formel eğitim yanında öğrenciler, yoğun olarak enformel -izlence dışı- etkinliklere, workshoplara, yarışmalara, sergilere vb. katılmaya özendirilmeli, ayrıca fakülte bünyesinde ulusal ve uluslararası enformel etkinlikler organize edilmelidir.
  • Bunların yanında fakültede hem mimarlık kuram ve uygulamasında, hem de sözü edilen diğer disiplinlerde, her yarıyıl boyunca, davetli konuşmacılarla programlı konferanslar düzenlenerek öğrencilerin, gerçek hayatla ilişkileri kurulmalı, belirlenen ölçütler ve hedefler doğrultusunda gelişimi desteklenmelidir.

Bu ve benzeri öğrenci odaklı temel ilkeler bir değişim / yenilenmeyi işaret etmekte olup ülkemizde uzun bir sürede kazanılmış deneyim ve birikimler değerlendirilerek ve AB, UNESCO, UIA (Uluslararası Mimarlar Birliği), EAAE (Avrupa Mimarlık Eğitimi Birliği), ACE (Avrupa Mimarlar Konseyi), CIDA (iç mimarlık akreditasyon kurulu), ARB (mimari kayıt kurulu-ingiltere), NAAB.(Mimarlık Ulusal Akreditasyon Kurulu-ABD), MİAK (Mimarlık Akreditasyon Kurulu-Türkiye), YÖK, direktif ve ölçütleri esas alınarak geniş bir perspektifle uluslararası düzeyde kabul görecek şekilde tasarlanmalıdır.

Böylesi bir model Erasmus, Sokrates gibi öğrenci ve öğretim üyesi değişimlerinde ve yurtdışı lisansüstü programlarına katılmada kolaylıklar sağlayacak, mezuniyet sonrası alınacak diploma ve ekleri yurtdışı çalışma ortamlarında yeni fırsatlar yaratacaktır.

Öte yandan bir diğer konuda Avrupa Birliği Müktesebatı uyarınca mimarlık eğitimine ilişkin belirlenmiş ve direktif haline gelmiş olan ve aşağıda yer alan bilgi ve becerilerin; mimarlık eğitimi öğrencilerine kazandırılmalıdır.

  • Hem estetik hem de teknik gerekleri yerine getiren mimari tasarımlar yaratma becerisi,
  • Mimarlık tarihi ve kuramları ile ilgili sanat alanları, teknolojiler ve insan bilimlerinin yeterli bilgisi,
  • Mimari tasarımın kalitesi üzerindeki etkileri açısından güzel sanatlar bilgisi,
  • Kentsel tasarım ve planlama ile planlama sürecinin gerektirdiği beceriler konusunda yeterli bilgi,
  • İnsanlar ve binalar arasındaki, binalar ve içinde yer aldıkları çevre arasındaki ilişki ile binaları ve binalar arasında kalan mekânları insan gereksinimleriyle ve insan ölçeğiyle ilişkilendirme gereğini kavramış olma,
  • Özellikle toplumsal etmenleri dikkate alan program önerilerini hazırlarken, mimarlık mesleğinin ve mimarın toplum içindeki rolünü kavramış olma,
  • Bir tasarım projesi için araştırma ve program önerisi hazırlama yöntemlerini kavramış olma,
  • Bina tasarımıyla ilişkili strüktürel tasarım, yapı ve mühendislik sorunlarını kavramış olma,
  • Binalarda iç konfor koşullarını ve iklim koşullarına karşı korunmayı sağlayabilmek için, fiziksel sorunlar ve teknolojiler ile yapı işlevleri hakkında yeterli bilgi,
  • Kullanıcıların isteklerini maliyet faktörleri ve bina yönetmeliklerinin getirdiği kısıtlamalar içinde karşılamak için gerekli tasarım becerileri,
  • Tasarıma ilişkin fikirlerin binaya dönüştürülmesi ve planların genel planlamayla bütünleştirilmesiyle ilgili işkolları, kuruluşlar, yönetmelikler ve usuller hakkında yeterli bilgi,
  • Binaları coğrafi koşullara özgü doğal afetler karşısında dayanıklı kılmak için gerekli önlemleri kavramış olma,
  • Binaların ve binalarla ilişkili dış mekânların herkes için erişilebilir, anlaşılabilir ve kimseye bağımlı olmadan, doğal bir biçimde kullanılabilir olmasını sağlayacak evrensel tasarım ilkelerini kavramış olma ve bunun için gerekli tasarım becerisi.
  • Mimari mirasın korunması ve değerlendirilmesiyle ilgili ilkeleri kavramış olma.

Bu açıklamaların paralelinde konuya ulusal boyutta bakıldığında; “MOBBİG” Mimarlık Okulları Bölüm Başkanları İletişim Grubu’nun ilgili komisyonunun uzun ve yoğun araştırma ile tartışmalar sonucu ülkemiz mimarlık okulları için ulaştığı ilkeler şöyle sıralanmaktadır.

MOBBİG Çekirdek Öğretim Planında Mezunların Kazanması Beklenen Bilgi Ve Beceriler

1. Konuşma ve Yazma Becerileri
2. Eleştirel düşünme becerisi
3. Grafik anlatım becerisi
4. Araştırma becerisi
5. Biçimsel Kompozisyon sistemleri
6. Tasarım becerileri
7. Takım çalışması becerileri
8. Batı Mimarlığı
9. Batı dışı mimarlık
10. Ulusal ve Bölgesel Mimarlık
11. Örneklerden yararlanma becerisi
12. İnsan davranışları
13. Kültürel Farklılıklar
14. Erişilebilirlik
15. Sürdürülebilir Tasarım
16. Program Hazırlama
17. Arazi Koşulları
18. Taşıyıcı Sistemler
19. Çevresel Sistemler
20. Yaşam Güvenliği
21. Bina Kabuğu Sistemleri
22. Bina Servis Sistemleri
23. Bina Sistemlerinin Entegrasyonu Becerisi
24. Yapı Malzemeleri ve Uygulamaları
25. Yapım Maliyeti Kontrolü
26. Teknik Dokümantasyon
27. Mimarlıkta Müşterinin Rolü
28. Geniş kapsamlı tasarım yapma becerisi
29. Mimarın Yönetimsel Rolü
30. Mimari Uygulama
31. Profesyonel Gelişme
32. Liderlik
33. Yasal Sorumluluklar
34. Etik ve Mesleki Hükümler
35. Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon

Bu aşamada; değinilen temel ilkelerden yararlanarak mimarlığın dışında farklı bölümleri de kapsayan fakültelerde (ki tamamı böyle) hızla bütünleşik bir tasarım modeline geçilmesi ve giderek akademik yeniden yapılanmanın gerçekleşmesi adına aşağıda verilen değişikliklerin içleri doldurularak yeniden gündem almaları gerekmektedir.

  • Akademik kadronun niteliği ve gücü
  • Araştırma
  • Kalite güvencesi
  • Ulusal tanınırlık ve uluslararasılaşma
  • Ulusal/uluslararası denkliği gözeten bir eğitim
  • Mezunların istihdamı
  • Öğrenciler ve sosyal boyut
  • Hareketliliğin özendirilmesi
  • Proje-tasarım derslerinin değerlendirilmesi
  • Diğer derslerin değerlendirilmesi
  • Mekansal yeterlilikler
  • Bölüm vizyon, amaç ve hedeflerinin yeniden ele alınması.

3. Değerlendirme ve Sonuç

Mimarlık fakültelerinde yer alan bölümler, en küçük ölçekten en büyük ölçeklere değin “yaşam alanlarımızı” düzenleyecek, şekillendirecek olan hizmet sunucularını (mimarları, iç mekan tasarımcılarını, peyzaj tasarımcılarını, kent plancılarını, moda tasarımcılarını vb.) yetiştiren kurumlar olmaları nedeni ile toplumun sağlığı, esenliği, güvenliği ve refahı ile insanımızın güvenli ve kaliteli bir yapılı çevrede yaşam hakkı için hizmetlerin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde AB kriterlerini de dikkate alarak eğitim-öğretim modellerini yeniden yapılandırmaktadırlar.

Çalışma alanlarının sınırları belirgin olmayan sanat, teknoloji, toplum bilimleri, tarih, tasarım gibi birçok disiplini içeren mimarlık temel alanında yer alan mesleklerin etkin olduğu alanlar da giderek genişlemektedir.
Bu bağlamda gerçekleştirilecek, interdisipliner bir eğitim-öğretim modeli, kuram (teori) – kılgı (uygulama) bütünselliğinde, özellikle mimarlık temel alanının uygulamalı bilim (temel ve sosyal), teknoloji ve sanat alanlarını içermesi nedeni ile bütünleşik bir takım çalışmasını olmazsa olmaz hale getiren bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır.

Bu bakış açısı ile farklı bölümlerin iletişim içerisinde, katılımcı, şeffaf, paylaşımcı, her türlü bilimsel gelişmeye ve yeniliğe açık, bireysel gelişmelere yön verici ve özendirici tam gün esaslı, “öğrencilerin, eğitim-öğretimin önemli bir parçası-ortağı olduğu, baştan itibaren kişiliklerine ve beyinlerine saygı gösterilerek özgüvenini geliştirecek, potansiyellerini ortaya çıkarıp geliştirecek aktif yöntemleri içeren” (öğretici ve öğrenci odaklı, usta-çırak ilişkisi içerisinde) bir eğitim-öğretim/tasarım modeli ile yeniden yapılandırılması ilke olarak benimsenmelidir.

Yararlanılan Kaynaklar
• Prof. Dr. Emre Aysu, “Maltepe Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, 2010-2014 Yılları Arası Eğitim-Öğretimde Akademik Etkinlikler Değerlendirmesi”, Aralık 2014, İstanbul
• Bülent Tuna, “Türkiye Mimarlık Eğitimi Politikası Arayışları”, Bildiri, Mimarlık Semineri 2015, Mart 2015, İstanbul.
• TMMOB Mimarlar Odası “Mimarlık Eğitim Kurultayı IV – Kasım 2007”, Nisan 2008, Ankara.
• TMMOB Mimarlar Odası “Mimarlık ve Eğitim Kurultayı V – Kasım 2009”, Mart 2010, Ankara

*İlk imaj editör tarafından seçilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın