Tanyeli’nin Cansever Yazısına Mehmet Öğün’den Yorumlar

Arredamento Mimarlık dergisinin Nisan sayısında Uğur Tanyeli tarafından kaleme alınan "Seküler Cansever" yazısı, mimar Mehmet Öğün tarafından eleştirildi.

Mehmet Öğün, birkaç gün önce Twitter hesabı üzerinden Uğur Tanyeli’nin Turgut Cansever’in mimarisi ve düşüncesi hakkındaki saptamalarını içeren yazısını değerlendirdi. Tanyeli’nin, Cansever’in vefatından sonra kaleme aldığı anma yazısı ile Nisan 2014 sayısında yayınlanan Cansever hakkındaki yazısının taban tabana zıt olduğunu ifade eden Öğün satır satır şu değerlendirmelerde bulundu:

“Uğur Tanyeli, ermişe dönüştürülmesindeki katkısından duyduğu ciddi rahatsızlıkla Cansever’in mimarisine ve düşüncesine yeniden bakmış.

Arredamento’daki bu yazısı, 2009-Nisan sayısındaki “Turgut Cansever 1920-2009” başlıklı yazıya göre çok farklı saptamaları içeriyor.

Yazı, yazarı tarafından “sakin ve nüanslı” bir deneme olarak sunulmuş olsa da, bu tanımlamaya pek oturmuyor.

Tanyeli’ye göre: a-Cansever’i İslami duyarlılığı olan kesimle o buluşturmuştur, b-İslami kesim bu ismi gereğinden fazla önemsemiştir,

İslami kesim nitelikli entelektüel muhafazakarlık üretemediğinden, Cansever’i “ermiş”konumundaki tek referans haline getirmiştir.

Oysa, Turgut Cansever’in “verimi ve kişiliği-en iyimser ifadeyle-bu beklentileri ancak kısmen karşılayabilir” niteliktedir.

Tanyeli, bu saptamasının haklılığını kanıtlamak üzere Cansever üzerine bir dizi “verim ve kişilik” okuması yapıyor.

Cansever, az okuyan, okuma biçimi sorunlu, işine gelen “hikmetleri” toplayan, tartışmaya kapalı, “çağı geçmiş bir bilge”dir.

Hangi kitaplarını okuduğunu açıklamadığı Le Corbusier benzeri bir aydın-despot mimar bileşimidir..

Yapılarının fotograflarını bile (Le Corbusier gibi) kendisi kadrajlayan, film karesinin oranlarını bozan biridir.

Karatepe Saçakları, Türk Tarih Kurumu, Anadolu Kulübü binaları biraz Japon çokça da Le Corbusier esinli (!) tasarımlardır.

Cansever, “Ortamdan (İslami kesimden) 1991 sonrası gelen talep yükseldikçe, o da giderek (İslami söyleminin) dozunu artırmıştır.

Cansever 2009’da aramızdan ayrıldığında Tanyeli’nin dergisinde (Nisan) kaleme aldığı anma yazısı, bu son yazıyla taban tabana zıttır.

2007 itibarıyla Tanyeli, kendi deyişiyle, “Cansever’in düşünsel kaynaklarına ve aile yaşamına ilişkin epey bilgi edinmiş” bulunmaktadır.

Cansever’e ait, son yazıya konu olumsuzluklar neden “Düşünce Adamı ve Mimar” sergi ve kitabına (2007,Tanyeli-Yücel) yansımamıştır?

Cansever 2009 da vefat etmiştir. Kendisine uygulanan “bitimsiz streotip parlatma” sürecinde de bir dahli bulunmamaktadır.

Cansever’in ilk kez Aralık 1989’de Arredamento için Ömer Madra-Fuat Şahinler ile yaptığı söyleşi Beşir Ayvazoğlu’nun dikkatini çeker.

B.Ayvazoğlu Tercüman gazetesinde yönettiği kültür sanat sayfasında bu söyleşiye yer verir. (Bkz.Arrredamento 04/2009 sayısı, S.50)

Ayvazoğlu, derginin 04/2009 sayında “Muhafazakar aydınların Cansever’le ve eserleriyle ilgilenmeye başlamaları o tarihten sonradır” der.

O tarihte (1989) Arredamento dergisi Ömer Madra tarafından yönetilmekte; çok seslilik ve çok renkliliğe açık olmaya özen göstermektedir.

U.Tanyeli’nin,1,5 yıl her cumartesi evine misafir olarak ailesine ilişkin epey bilgi edindiği Cansever’in eşiyle ilgili bilgi hatalıdır.

Cansever’in eşinin Rauf Orbay ailesiyle ilgisi, kız kardeşinin (kendi evliliğinden sonra) bu aileden biriyle evlenmesiyle kurulur.”

Etiketler

6 yorum

  • emre-ozkan says:

    Uğur Tanyeli pek yakında “aslında Turgut Cansever diye bir mimar hiç yaşamadı” derse pek şaşmamak lazım…

  • halil-sirin says:

    Gerisinden gelen gölgesiyle bile yüzleşemeyecek kadar korkakça bir hal ile yazmış Uğur bey son yazısını… İhtimaldir ki son kabusundan uyanıştan hemen sonra…

  • emine-ogun says:

    Uğur Tanyeli’ye Teşekkür Yazısı

    Arredamento Mimarlık, Nisan 2014 sayısında, babam Turgut Cansever hakkında Uğur Tanyeli’nin kaleme aldığı yazıyı kızgınlık, üzüntü, hayal kırıklığı ve de sevinçle okudum.

    Neden ?

    Tanyeli’nin 90’lı yılların başından itibaren, babama zaman zaman mesafeli de olsa, saygılı, anlamaya çalışan, olumlu değerlendirmeler içeren bir tavırla yaklaştığını izlemiştim.

    2006 yılında, Uğur Tanyeli ve Atilla Yücel bir kitap ve sergi teklifini kendisine ilettiklerinde, (neden diye sormamıza rağmen) çok heyecanlanan Turgut bey, bu çalışmanın yapılmasına destek verdi.

    Çünkü o düşüncelerini anlatmak, paylaşmak istiyordu. Kitap ve sergi bir anlamda bu amaca hizmet etti de.

    Tanyeli’nin, gerek “Düşünce Adamı ve Mimar” kitabındaki, gerekse Turgut beyin vefatı vesilesi ile Arredamento’da kaleme aldığı yazılar anlamlıydı.

    Son yazısı ise doğrusu en hafif deyişle şaşırtıcı.

    Tahrif edilmiş aile bilgilerini, içine sızılan günlük yaşamdan kağıda dökülen gözlemleri, mimarlık tarihi, mimarlık eleştirisi alanındaki dar açılı değerlendirmeleri okudum; kızgınlık, üzüntü eşliğinde.

    Üzüntümün nedeni, sayılan, sevilen ve dahası artık aramızda olmayan bu insana gıyabında yapılan acımasız saldırı; ama sadece bu da değil, Tanyeli gibi önemsenen bir mimarlık tarihçisinin savruluşuna şahit olmak ve Turgut beyin sağlılığında bu türlü bir yazıyı kaleme almamış olması.

    Halbuki, Tanyeli bu saptamalarını doğrudan, işini ciddiye alan bir mimarlık tarihçisi-kuramcısı olarak Cansever ile karşılıklı tartışsaydı, ne kadar verimli ve heyecanlı olurdu.

    Turgut beyin her şeyi ait olduğu yere, yerli yerine nasıl koyacağını düşleyebiliyorum.

    Bu kaçırılmış bir fırsat; konu ile ilgilenen herkes için de bir hayal kırıklığı.

    Öte yandan, soru sormakla soruyu soran, cevap veren, dinleyen ve bu üç kişiyi takdir edenin yararlanacağı gerçeğini hatırlıyor ve seviniyorum.

    Tanyeli’ye bu vesile ile teşekkür de etmek isterim. Yazı, Turgut beyi ‘yok etmek’ üzere ortaya konmuş olsa da, belki mimarlık alanındaki tartışma ortamının canlanmasını sağlar, bu sayede de yeni kapılar açılır.

    Doğrusu buna da sevinilir sadece…

    Emine Öğün, Mimar.

  • serkan-yetgin says:

    Farklı bir söyleşi değil ise şuradan okunabiliyor :
    http://rktr.co/1tNJHVS

  • hakan-tuzun-sengun says:

    Aralık 1989 Arredamento için Ömer Madra – Fuat Şahinler ile yaptığı söyleşiyi burada paylaşma olanağınız var mı acaba ?

  • emine-ogun says:

    Evet, Serkan Bey’in verdiği linkteki söyleşi…

Bir yanıt yazın