Kültürel Mirasın Geleceği ICOM Uluslararası Müzeler Workshopu’nda Konuşuldu

Türkiye'nin ilk kez ev sahipliği yaptığı ICOM Uluslararası Müzeler Workshopu, 23 - 26 Temmuz 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Kültürel mirasın yaşatılmasına ve kurulduğu bölgenin ekonomisine sağladığı katkılar nedeniyle 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü kazanan Baksı Müzesi’nde düzenlenen “Kalkınmanın İtici Gücü Olarak Bölgesel Müzeler” konulu workshopa, 17 uluslararası, 30 dolayında da ulusal müze temsilcisi katıldı. Workshop sonrasında tüm katılımcıların iştirakiyle hazırlanan sonuç raporunda, “Müzelerin etkileri, müze duvarlarının çok ötesine uzanır ve bulundukları coğrafyadaki toplumu ve ekonomiyi dönüştüren muazzam bir dalga etkisi yaratırlar…” denildi.

“MÜZELER BÖLGESEL KALKINMANIN KATALİZÖRLERİDİR”

ICOM (Uluslararası Müzeler Konseyi), Baksı Müzesi, ICOM-Avrupa (ICOM Avrupa Bölgesel Birliği), ICR (ICOM Uluslararası Bölgesel Müzeler Komitesi), ICOM-SEE (ICOM Güney Avrupa Bölgesel Birliği) ve Türkiye, Azerbaycan, Yunanistan ve Hırvatistan ICOM Milli Komiteleri işbirliğiyle düzenlenen workshop, 24 Temmuz’da Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, ICOM-Avrupa Başkan Yardımcısı Luis Raposo, ICOM Türkiye Başkanı Zülküf Yılmaz, Bayburt Valisi Yusuf Odabaş ve Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş’in açılış konuşmalarıyla başladı.

Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, yaptığı konuşmada terör saldırılarından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Biliyorum ki Suriye ve Türkiye sınırında olanları hepiniz kaygıyla takip ediyorsunuz. Terör yalnızca bu bölgede değil, dünyanın her yerinde insanlığı tehdit ediyor. Barışın gücüne olan inancımla, bugünlerin en kısa zamanda geride kalmasını ümit ediyorum” dedi. Uygarlığın, zalimlere karşı mazlumların verdiği mücadelenin onurlu bir öyküsü olduğunu söyleyen Koçan, “Bu öykü, sanat tarihinin yıkıcılar karşısındaki direncinde açıkça görülebilir. Müzeler bu direnci anlatır. Bu nedenle müzeler farklıdır, farklı olmak zorundadır,” ifadelerini kullandı.

ICOM-Avrupa Başkan Yardımcısı Luis Raposo ise son yıllarda Avrupa ve dünyada süren krizin ardından müzelerin yeni bir iyimserlik yaratma evresine girdiğini belirtti.

Açılış konuşmalarının ardından, “Müzelerin Üretim ve İstihdama Katkısı” konulu oturumla başlayan workshopta,

“Müzelerin Ulusal ve Uluslararası Pazarlarla İlişkisi”, “Yerel Potansiyelin Üretime Dönüşümü”,
“Yerel Potansiyelin Üretime Dönüşümü”
“Müze Bağlamında Somut ve Somut Olmayan Kültürel Miras”,
“Geleneksel Kültürün Sürdürülebilirliği ve Çağdaş Yorumla Günümüzle İlişkilendirilmesi” başlıkları altında 5 oturum düzenlendi.

25 Temmuz Cumartesi günü katılımcıların yer aldığı atölye ziyaretleri ve sonuç değerlendirmesiyle devam workshop, EMF (Avrupa Müze Forumu) Başkanı ve ICOM Yetkilisi Goranka Horjan’ın başkanlığında hazırlanan sonuç raporuyla sona erdi. Baksı Müzesi’nin başarılı organizasyonuyla tamamlanan workshop, katılımcıların övgüsünü alarak müzenin başarılarına bir yenisini daha ekledi. İşte workshopun sonuç raporundan öne çıkan bölümler:

“MÜZELER GELİR YARATIYOR, YEREL EKONOMİYİ CANLANDIRIYOR”

“Kalkınmanın İtici Gücü Olarak Bölgesel Müzeler” adlı atölye çalışması, müzelerin birçok ülkede en önemli simgeler haline geldiğinin ve bulundukları bölgelerde kalkınmanın vazgeçilmez öncü güçleri olarak görülmeleri gerektiğinin altını çizmiştir. Bununla birlikte, yeni müzeler yaratma girişimleri hâlâ ekonomiden çok sosyal alanı ve siyasal karar alma mekanizmalarını ilgilendiren bir konudur.

2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü kazanan Baksı Müzesi’nde düzenlenen bu atölye çalışması, bölgenin somut olan ve somut olmayan değerlerini sürdürülebilir bir biçimde kullanan bu olağanüstü müzenin ortaya koyduğu başarılı pratik modeli kırsal bir alanda kültür endüstrisinin bir örneği olarak kullanmıştır.

Farklı oturumlarda birçok konu tartışılmak üzere seçilmiş ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden ve ev sahibi ülke olarak Türkiye’den gelen müzecilik uzmanları ortaya çıkan bazı sonuçları taslak olarak sunmuştur. Atölye çalışmasındaki bazı projeler Uluslararası Müzeler Konseyi ICOM tarafından desteklenmektedir ve sonuçlar bir kitap halinde basılacaktır.

Oturumlardan biri müzelerin ekonomiye ve kalkınmaya katkıları üzerineydi. Müzeler bölgesel kalkınmanın katalizörleridir ve ayrıca değerli eserleri koruyarak bölgelerindeki kültür varlıklarının muhafazasına ve iyileştirilmesine katkıda bulunur. Müzelerin etkileri müze duvarlarının çok ötesine uzanır ve bulundukları coğrafyadaki toplumu ve ekonomiyi dönüştüren muazzam bir dalga etkisi yaratırlar. Sorumlu idarecilik özerkliği de kapsamalıdır ve profesyoneller ortaklık, ürün temini, sergileme ve başka müze etkinlikleri yoluyla yeni maddi kaynaklar yaratmak amacıyla yeni idari işlemleri geliştirmek için yeterli bir çerçeve arayışı içindedir.

Müzelerle turizm arasında yakın bir ilişki vardır ama genelde ekonomiyle kalıcı bağlar yaratmak zorunludur. Bütün kültürel miras sektörü ve özellikle de müzeler, turizm gelirine katkıda bulunur ve bu katkının bir kısmı kültür mirasının korunması ve iyileştirilmesi için geri yatırılmalıdır. Genel olarak, turizm kazandığı parayı yeniden insan topluluklarına yatırmalıdır ve ancak bu yolla sağlıklı bir ilişki kurulabilir. Ortak iletişim ve pazarlama stratejilerine gereksinim vardır ama belli başka ilgi alanlarının başarıyla korunup geliştirilmesi için işbirliği ve hedef yönetimi planlarına da ihtiyaç vardır.

Baksı Müzesi’nden esinlenen katılımcılar müzelerin toplumsal refahın artmasına hizmet eden girişimleri harekete geçirecek yerel dinamikleri dönüştürmekte nasıl kullanılabileceğini araştırmıştır. Her akıllı politika, kaynakların nasıl kullanılacağını hesaba katacaktır ve müzelerin –yeni yatırımlardan yeni iş alanları yaratmaya, yeni turizm alanları yaratmaktan gayrimenkul fiyatlarının artışına- bulundukları bölgeye çok çeşitli faydalar sağlayacağını gösteren birçok gösterge vardır. Bu gelişmeyi başarıya eriştirmek için, toplumsal faydaları, kapasite kullanımını ve eğitimi, saygıyı, demokrasiyi ve çeşitliliği hesaba katmak zorundayız. Müzeler değerleri ve fikirleri paylaşır ve bu onların asli sermayesidir.

Etiketler

Bir yanıt yazın