Han Tümertekin ile İstanbul’da Dönüştürme Projeleri Üzerine

Han Tümertekin'in konuşmacı olduğu "Yeniden Tanımlama: Tarihi İstanbul'da Dönüştürme Projeleri: Redefining, alteration projects in historic İstanbul" başlıklı panel 1 Aralık 2011 günü İTÜ Taşkışla'da gerçekleşti.

Konuşma dilinin İngilizce olduğu konuşmaya UCL Bartlett School of Graduate Studies’den mimari proje çalışması yapmak üzere İstanbul’a gelen İpek Akpınar’ın öğrencilerinin yanı sıra İTÜ’den çok sayıda öğrenci ve akademisyen katıldı.

Projede doğru soruları bulabilmek

Han Tümertekin katılımcılarla Santralistanbul Enerji Müzesi, Aranavutköy’de özel bina, Galata’da özel bina, Salt Beyoğlu ve Salt Galata projeleri ile deneyimlerini paylaştı. Öncelikle bir mimar olarak, projeye başlarken doğru soruyu sorabilmek için geniş zaman ayırdığını ifade eden Tümertekin, doğru soruyu bulduktan sonra da projenin geliştirilmesi süresince, her şeyiyle çözülmüş birçok alternatif ortaya çıkardığını anlattı.

Santralistanbul Enerji Müzesi

Santralistanbul projesindeki “soru”nun büyük makinelerin yer düzleminden yeterince algılanamıyor olmasının nasıl çözüleceği olduğunu, bulduğu cevabınınsa binanın orta kotundan geçen bir gezinti yolu ile oluşturulmuş yeni bir sirkülasyon sistemi olduğunu dile getirdi.

Galata’da konut

Tümertekin, Galata’daki konut projesinde ise iki soru üzerinde durduğunu söyledi; biri çok katlı binadan ışık almayan arka cephedeki odaların nasıl şekilleneceği ikinci ise önceden dükkan olarak kullanılan girişin yeni kullanımda nasıl görüneceği, kente nasıl uyum sağlayacağı sorularıydı. İlk soruya binanın arkasında dikey bir mekan olarak tasarladığı bahçe ile cevap veren Tümertekin, ikinci soruya girişin ilk işlevinde yani dükkanken de kapalıyken kullandığı kepenklerle, yani şehrin alışkın olduğu bir görüntü olan kapalı kepenkler ile cevap verdiğini ifade etti.

Salt Beyoğlu ve Salt Galata

Salt Beyoğlu ve Salt Galata projelerinin mimari program açısında diyalog içerisinde olduğunu söyleyen Tümertekin, Salt Beyoğlu’nun İstiklal Caddesi’nde olmaktan dolayı çok dinamik etkinlikler için kullanılırken Salt Galata’nın ise müze ve büyük sempozyumlar için tasarlandığını söyledi. Ham Tümertekin Salt Beyoğlu’nun tasarım sürecinde binanın İstiklal Caddesi gibi yoğun yaya trafiği olan bir cadde ile ilişkisinin nasıl olacağını temel soru kabul ettiğini; giriş katını Cadde’nin uzantısı gibi tasarlandığını ve ilk katta isteyen herkesin oturup film izleyebileceği bir açık sinema bulundurduğunu anlattı. Galata Salt’ın yeniden tanımlanması projesinde ise temel sorunun önceden Osmanlı Bankası Genel Müdürlük Binası olarak son derece güvenlikli ve kapalı olan binanın yeni işlevinde nasıl açık hale getirileceği olduğunu söyleyen Tümertekin girişten itibaren yeni bir sirkülasyon sistemi ile bu sorunu çözmeye çalıştığını iade etti.

Eski binalarda proje yaparken ilk tasarımcının farkında olmak

Eski binaya yeni işlev verirken binanın ilk mimarının farkında olarak, onun tasarlarken ne düşündüğünü anlayıp, göremediği bir kapasite varsa onu ortaya çıkarmaya çalıştığını söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Etiketler

Bir yanıt yazın