Fikirtepe bataklık olmasın!..

Metin Yener'in Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm ile ilgili yazısı.

Büyük ölçekli bir depremin kapımıza dayandığını, konusunda uzman otoriteler açık bir şekilde ifade ediyorlar.
Hal böyle iken…
Her olayda olduğu gibi; kurtuluş umudu olarak görülen ‘Kentsel Dönüşüm’ uygulamasında da işin suyu çıkarılmaya başladı. Özellikle Kadıköy Fikirtepe’deki uygulamayla ilgili kulağımıza gelenler; bu işe el atılması gerektiğini gösteriyor.
Ada ada ayrılan ve müteahhitlerce değerlendirilmeye alınan bölgede; mülk sahiplerinin ve bu işten rant elde etmeyi hedef seçmiş kişilerin beklentileri, akıllara durgunluk verecek boyutlara ulaşıyor.
Görünen o ki; adeta ‘kördüğüm’ olan bu işi çözmek için, acilen bir ‘Büyük İskender’ gerekiyor!..
Bu ‘Büyük İskender’ ya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ya da bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmalı.
Çünkü…
Fikirtepe’de her kafadan bir ses çıkıyor.
Mülk sahipleri ayrı bir telden…
Aracılar bir başka telden çalıyorlar.
Büyük müteahhit şirketlerin işi kapmak adına farklı farklı uygulamaları ortaya sürmeleri de işi içinden çıkılmaz hale sokuyor.
Mal sahipleri bire/beş isterken, işi organize eden aracıların ortaya sürdükleri rakamlar akıllara zarar boyutlarda… Bu da maliyetlerin iyice artmasına neden oluyor. Şu anda konuşulan kat karşılığı oranlar % 55-60 civarında. Yani mal sahipleri % 55-60 alacak, geriye kalan oran ise; riski göğüsleyen müteahhit firmalara geçecek.
Bunun anlamı şu…
Maliyetler yüksek olacağı için; satış bedelleri de tavan yapacak.
Uzman emlak ofislerinden alınan bilgiye göre bu durum büyük bir riski de beraberinde getiriyor. Fiyatlar yükseleceği için satış problemi ortaya çıkacak ve yüklenici firmalar büyük sıkıntı içine girecekler. Belki de yapım aşamasında projeler yarım kalacak. Yani; Fikirtepe inşaat mezarlığına dönecek.
İşte tüm bunların önlenmesi için ‘ciddi bir yaptırım’ uygulanması gerektiği ortada…
Başkan Topbaş’ın ‘mülk sahipleri de müteahhitler de aklıllarını başlarına alsınlar’ şeklindeki açıklaması ‘yaptırımın’ yolda olduğu şeklinde algılanabilir. Ama bu söylem lafta kalmamalı; gerekirse ‘hükümet’ kanalıyla da desteklenmelidir. Çünkü; olması durumunda hayatı felç edebileceği sık sık vurgulanan ‘deprem’ için zaman çok daralmış durumdadır.

Bence mülk sahipleri akıllarını başlarına almalı ve bir an önce mütehhit firmalarla anlaşmalı; müteahhit firmalar da hesaplarını iyi yapmalı; yarın ‘Fikirtepe bataklığında’ boğulmamak için sağlam adımlar atmalıdırlar.
Hükümet ve belediyeler ise; daha kararlı olmalı…
Bu tür uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesi ve diğer bölgelerin de hızla yenilenmesi için gereken kararlılığı ortaya koymalıdırlar. Çünkü ‘deprem’ kapıya dayanmıştır/zaman aleyhimize işlemektedir. Deprem sonrası yaşanacaklar göz önüne alındığında; bunun böyle olması gerektiğini en iyi bilen onlardır, onlar olmalıdır.
GEÇ OLMADAN!..

Etiketler

Bir yanıt yazın