Boğaziçi’nde oturanların hakkını yediler

MİMAR olan CHP'li Beşiktaş ve İBB Meclis üyesi Bülent Tatar, Boğaziçi'ni iyi bilir.

Köşemizde yer alan İBB’nin açıklamasına değinerek “Sevda Tepesi açıklamasının ve bilgilendirmesinin altını dolduramazlar” diyor. “Çünkü” diyerek devam ediyor:

“2960 sayılı kanunu 29 yıl sonra ayaklar altına aldılar. Boğaziçi’nde yaşayan binlerce insanın hakkını yediler.

2960 sayılı Boğaziçi kanunu:
Madde 1: Bu kanunun amacı İstanbul Boğaziçi alanın kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamaktır.

Madde 5: Boğaziçi alanında orman sayılmayan özel mülkiyete ait koru, koruya katılacak alan çayır, mesire yeri, bostan ve benzeri alanlar yeşil alan sayılır ve bitki varlıkları geliştirilerek muhafaza edilir. Bu alandaki ağaç varlıklarının yok edilmesi yasaktır denilerek inşaat faaliyetlerine kapanmıştır.

2960 sayılı kanunun madde 3-c’de Boğaziçi alanında tarihi ve milli kültürümüze dayanan yaşamın yeniden canlandırılması, mesire yerlerinin geliştirilmesi, gezinti alışkanlıklarımızın sürdürülmesi teşvik edilir denmesine rağmen 16.12.2011 tarihinde Beykoz Burunbahçe mesire alanı ve Beykoz Çubuklu Çayırı mesire alanını turizm alanı olarak değiştirdiler, görevi yeşil alan kazandırmak olan park ve bahçeler müdürü suç işleyerek olumlu görüş verdi. CHP grubu adına aynı gün yaptığım meclis konuşmasında bu tadilatın 2960 sayılı ve Boğaziçi Kanunu’na aykırı olduğu ve Osmanlı döneminden gelen mesire alanlarının imara açılmasının yanlış olacağını söyleyerek arkasından özel parsellerin geleceğini anlatmıştım ve Sevda Tepesi geldi.

Boğaziçi Kanunu 1983 yılında çıkmış, bu arsa 1984 yılında alınmış yani mağduriyet yok. Siz satın alın biz hallederiz demişler, yıllar sonra hallettiler. HALT ETTİLER. 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu çevre ve şehircilik bakanlığı yönetmeliğiyle değiştirilemez ve karar alınamaz, meclis kararı gerekir. Mağduriyeti yaşayanlar, Boğaziçi’nde oturup evlerine çivi bile çakamayanlar, onların arsaları bu kanunun geçici 4 maddesi ile otamatikman yeşil alan oldu. Eski evlerini yıkıp yapamıyorlar.

Bu alınan kararlara deniyor ki mülkiyet hakkı güçlüye göre değişir, garibanın Boğaziçi’ndeki arsaları ve evleri için 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun yasakları uygulanır ama gücü, kuvveti, parası olanın yeşil alanı, mesire alanı, koruya katılacak alanı özel planla ve kanuna aykırı olarak imara açılır.

CHP İstanbul İl Başkanlığı ve İBB Grubu olarak kesinlikle mahkemeye gideceğiz. Daha önce yapılan villalar nasıl iptal edildiyse bu kişiye özel planda iptal edilir.

İnsanlar Boğaziçi’nde kan ağlıyor, bu nasıl mülkiyet hakkı, bu nasıl adalet anlayışı.”

‘O KONU’ KAPANMAZ

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “O konu kapandı, arkadaşlar yazılarını yazdılar” demekle Sevda Tepesi biter mi? Boğaz’da daha neler var neler; nereleri imara açılıyor biliyor musunuz?

Yeşil alana ‘benzin’ istasyonu yapılır mı

BAŞAKŞEHİR’de yeşil bir alana benzin istasyonu kurma yeri verilebilir mi?

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi (OSB) sınırları içerisinde İstanbul Demirciler Küçük Sanayii Sitesi Yapı Kooperatifi’nin mülkiyetinde olan yer için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nasıl plan yapar.

Daha önce bu alanda imar planı değişikliği yapılması önerisine Ekonomi Bakanlığı karşı çıkmış, talep reddedilmişti.

Bu yeni bakanlığımız hani ‘kentsel dönüşüm’ ve deprem bölgeleriyle ilgilenecekti?

Demirciler Kooperatifi’nin bütün işleri bitti, benzinciliğe mi başlayacak.

Bu anlayış ‘yeşil’ düşmanlığından başka bir şey değildir.

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Bakan Erdoğan Bayraktar’a sıkı sorular sormuş bu konuda. Özetle: “Söz konusu bu plan değişikliğinin gerekçesi nedir? Değişikliğe konu alanın planlarda yapılan değişiklikler öncesi ve sonrasındaki vasfı nedir? Söz konusu parselin altından metro hattı geçmekte midir? Plan tadilatı sonrasında söz konusu parselde ne tür yapılanmalara müsaade edilebilecektir?”

Büyükşehir 5 milyar dolar beklerken 860 milyon dolara satmıştı

İDO’nun kamu hizmeti görevi kalkmış mıdır

BÜYÜKŞEHİR, İDO’yu 860 milyon dolara sattı ama vatandaş ‘kamu hizmeti’nden mahrum kaldı. Ortakları, bu şirketi pahalı mı aldı da oynak fiyat uygulaması yapıyor?

Anladığımız kadarıyla şikayetlerden başedemiyor İDO… O kadar tepki karşısında pazartesi-perşembe günleri arasında esnek fiyatlama uygulamasından vazgeçtiğini açıkladı; araç fiyatlarını sabitledi. Ancak yolcu fiyatları yine esnek fiyata göre olacak. Yeni sistemle yolcular özelleştirme öncesi fiyatlarla seyahat edebilecek diye açıklama yapıldı…

Evet İDO’nun yanlış hesabı geri döndü. İDO konusunda Belediye Meclisi’ne soru önergeleri veren, raporlar hazırlayan Yeminli Mali Müşavir Bülent Soylan “İDO’nun satışı, en hafif deyimi ile İstanbul halkına karşı yapılmış bir yanlıştır. Toplu taşımacılık bir kamu hizmetidir, ticarete konu edilemez!” diyordu.

Tarife bir şirketin lütfuna bırakılamaz, tarife UKOME’den geçtikten sonra Kadir Topbaş tarafından onaylanması gerekiyor. Bu konuda niye ‘kamu yararı’ düşünülmüyor.
Bir ulaşım firmasında farklı tarife olur mu? O zaman dolmuşlar da, trafiğin yoğun saatlerinde daha yüksek ücret almalı dersek bize güler misiniz? Onun gibi bir şey…Topbaş, bu satıştan en az 5 milyar dolar bekliyordu, olmadı. Rekabet Kurumu “Tekelci bir durum oluşmuyor!” kararını aldı, tablo ortada…

Etiketler

Bir yanıt yazın