3. Ödül, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ PROJE RAPORU

“…kent hafızası.”

İnşa edilen her yapı bulunduğu çevreyi ve yerli halkı öncesinden farklı olan yeni bir süreç ile tanıştırır. Artık o kent dünkü ile aynı olmayacaktır. Özellikle kamusal yapıların bu anlamda üzerlerine düşen pay daha fazladır. Kamusal yapılar kentin önemli merkezlerini yeniden tarif ederler ve önceden var olan kullanım alışkanlıklarını tekrar biçimlendirirler. Ancak bazen mekanlar kullanıcının henüz hiç tecrübe etmediği ve içerik olarak yoğun katmanlar barındırabilir. Söz konusu yarışma, kentin görece uzak geçmişinde var olan ve zaman içerisinde bu varlığın kentli ile tekrar paylaşılmasına imkan veren yeni bir deneyime kapı aralayacaktır. Lüleburgaz’da çokça yeni yapı, kamusal anlamda kullanıcıların daha iyi vakit geçirebilmeleri için yapıldı ve yapılmaya devam edecek. Belki de bu yapı kentsel hafızanın sürekliliğini başka bir okuma ile kente armağan edecek ve yaşanmış geçmişin izlerinin kentli ile kurduğu ilişki, her kamusal yapının farklı içerikleri ve katmanlaşmaları olduğunu ortaya koyabilecektir.

Bu defa başka, öncekiler gibi olmayan bir konu önümüzde duruyor. Bir zamanlar uzaklarda yaşanmış ve bitmiş olan bir olayın aslında yaşandığı için sonsuz oluşu ile karşı karşıyayız. Önümüzde duran bu konu kentin yaşantısına yeni bir boyut getirme potansiyeline sahip, öte yandan da bir o kadar zorlayıcı. Tarihte yaşanan birçok savaştan başka bir savaş, ülkenin her ilinden bu savaşa giden askerler için uzun -bir anlamda bilinmeze giden- bir yolculuk ve dahası orada yaşananlar, kimisinin geri dönemediği, kimisinin giderken sahip olduğu ruh halinden başka bir biçimde geri döndüğü bir tecrübeyi, kentli ile buluşturacak bu merkez hassas bir yerde duruyor.

Kentin seçilen bölgesi de merkezden Lüleburgaz ölçeğinde görece uzakta, tıpkı yaşanan savaşın da bizler için dünyanın bir ucunda oluşu gibi, her şey oldukça birbiriyle örtüşür durumda. Yoğun bir ağaç dokusuna sahip proje alanı, etrafındaki benzer yoğun ağaçlı alanlarla korunaklı bir halde karşımıza çıkıyor. Sükunetin, yerin kendisinin de özelliği olması ne şans. Kente ait, duruma ait, yaşananları anlatan belgeler, dökümanlar, anılar ve fazlası toplanıp bir sandıktan yeni bir sandığa yerleşecek. Ancak bu defa sandığın anahtarı kentte ve kentlide. Yaşananları tekrar hatırlamak, anmak ve savaş olgusu ile kentin yaşanan bu olaya ait bir ‘yer’ açması.

Konuya yakından baktığımızda, kamusal bir yapının, yoğun yeşil dokuya sahip bir alanda, net ve açık bir şekilde ortaya konmuş program ile tasarlanmasının beklendiğini gördük. Bir taraftan Kore Savaşı Anma ve Ziyaretçi Merkezi öte yandan oraya giden askerleri de anma ve ziyaret etme, bizler yerine orada olanlar ile tekrar o günlere dönme yeri. Peki içindeki geçici sergi, kafe, kütüphane, idare çok tanıdık olan bu mekanların, başka bir kamusal yapıda olan benzerlerinden farklı olması gerekir miydi? Kullanıcı tüm bu mekanları ve sonunda esas kalıcı serginin olduğu alan ile nasıl karşılaşmalı idi? Bu geçişlilik, hem yapı içindeki için, hem yapıya yaklaşan için, hem de uzaktan bakıp geçen için ne anlam ifade edecekti? Bu ve bunun gibi çokça soru ve aranan cevaplar ile dolu bir süreç. Başında da söylediğimiz gibi, yapının o yerin malı olması, oraya ait olması tekrar tüm bu bilinmezlikler ile farklı ele alınmalıydı. Evet yapı bulunduğu yerin malı olmalı ama bu defa 68 yıl önce başlayan çok uzaklardaki savaşa, oraya giden askerlere de ait olmalıydı. Fakat bu aidiyet, sahip olmak anlamında ele alınmamalıydı çünkü ne bir film, ne bir belgesel ne de bir yapı bizler tarafından yaşanmamış bir olayı yaşamamıza imkan sağlar ancak onunla nasıl karşılaşacağımızı belirleyebilir. Bu yer, bizim için yere dokunan, oraya ait olan ve oranın kullanıcıları ile adeta bir sandık gibi bizi içine çeken uzaklara ait hem mekansal anlamda hem zamansal anlamda bir yer. Bu iki ayrışma kendi içinde sıkı bir ilişki kurmakta.

Üç köşeli ve büyük ölçüde ağaç dokusuna sahip bu proje alanına temel yaklaşımımız, ağaçların olmadığı yere doğru kendini geri çeken ve alanın tam merkezine yerleşen tören alanı, tüm çevreden çökertilmiş bir alanla inzivai bir atmosfere kavuşarak başlıyor tüm kurgusuna. Bu alanın tüm köşelerinden inen rampalar ile ulaşılan bu meydan çevresindeki yapılar için bir boşluk alanı yaratırken, aynı zamanda tören alanı da çevresindeki bu yapılarla zenginleşmektedir. Meydana cephe veren mekanlar geçici sergi mekanı, kafe ve görece kütüphanedir. Özellikle meydanı karşılayan geçici sergi mekanı ve kafe alanı tören günü cephedeki panellerinin kapanması ile törene sessizce bir arka plan oluşturmaktadır. Bu cephe panelleri, diğer günlerde bu meydanın yaşamasına ve çok amaçlı kullanılmasına olanak tanımaktadır.

Meydan katında arka alana yerleşen çökertilmiş bahçeler ile yapı adeta bir korugan gibi mekanı deneyimletmeyi hedefliyor, gündelik hayatın kullanım mekanları çeşitlenmiş, hem doğanın içinde hem de gizlenmiş halleri ile yapının sorumluluğunu hatırlatır bir hale bürünüyor. Ana sergi mekanı topoğrafyanın üzerinde bir tüy gibi uzanıyor ve proje alanının bir ucundan diğer bir ucuna kadar bu sürekliliğini ısrarlı bir biçimde ortaya koyuyor ve peyzajın üzerinde salınarak, yerin hem üzerinde hem ondan kopuk bir aralıkta kendini konumlandırıyor. Ana sergi mekanı yapıya girer girmez görünmekte, ona çağıran merdivenler ile yukarı çıktıkça daralmakta ve kararmaktadır.

Ara kota geldiğimizde göz hizamız peyzaj ile ana sergi mekanın tam ortasındadır ve yapı, bu alanda tekrar peyzajı ufuk çizgisi ile birlikte görebildiğimiz bir an yaşatmaktadır bize. Akabinde kullanıcı olarak bizleri yukarı kata devam eden merdivenler ile ana sergi mekanının içine çeken bir süreklilik söz konusudur. Bu sergi mekanı, peyzajın üzerinde salınan ağır ama aynı zamanda hafif bir yapının içinde olmamızı sağlamış ve iki ucunda kısıtlı bir biçimde peyzaj ile yeniden başka türlü bir diyalog kurmamızı sağlayan açıklıklara sahiptir. İlk çıktığımız alan öncelikle Kore Savaşı’nı ve dönemi anlatan birimler ve devamındaki heykel bahçesi ile savaşı çeşitli perspektiflerden okumamızı ve devamında gezeceğimiz serginin algılanma biçimini başkalaştırma gücüne sahip bir ufuk açmayı amaçlamaktadır.

Sergi mekanında kullanıcılar mekanın zaman zaman gökyüzü ile buluşan tepe yırtıkları sayesinde, içinde bulundukları yapay bir peyzaj alanı gibi davranan bir kutunun pencerelerinden dışarı bakacaklardır ve burada görebildikleri ancak gökyüzüdür. Serginin diğer ucunda eriştikleri balkon mekanı ise, yapı çeperi içinde kalan mevcut ağaçlar ve yapının ardında devam eden yeşil alan ile karşılaşacak; peyzajın üzerinde salınan yapı peyzajın yapının içinden çıktığı bir mekana dönüşecektir. Bu hem kopuş hem de parçası olma hali; üzerinde olduğun şeyin içinde olduğunu görmek yapının en önemli niyetlerindendir.

PEYZAJ PROJESİ RAPORU

Genel Yaklaşım:

Alanın peyzaj çalışmasında, arazinin mimari proje dahilindeki anıtsal imgelenimiyle bütünleşmesi ve bu bağlamda kullanım potansiyelinin maksimize edilmesi esas alınmıştır.

Peyzaj tasarımı açısından yıl içerisinde değişkenlik gösterecek olan ziyaretçi yoğunluğu önem taşımaktadır. Projede Ekim ayında senede bir gün yapılacak anma töreni dikkate alınarak dolaşım alanları ve alana ulaşım noktaları kurgulanmış, 300 kişilik tören alanı planlanmıştır.

Alana ulaşımın motorlu taşıtlara ek olarak bisikletle de yapılacağı öngörülerek şehir merkezinden proje alanına bir bisiklet rotası planlanmıştır. Müzeye toplu taşımayla da ulaşım sağlanması amacıyla Pınarhisar Asfaltı tarafına bir otobüs durağı önerisi getirilmiştir. (Bkz. Şema 1 Ulaşım)

Müze yapısına biri araç girişi olmak üzere 4 adet girişten ulaşılabilmektedir. Tüm girişlerden engelli ulaşımı sağlanmıştır. (Bkz. Şema 2 Girişler)

Alana ana giriş Tatarköy Yolu ve Pınarhisar Asfaltı’nın buluştuğu noktadan, burada yer alan mevcut ağaç grubu altında oturma/ dinlenme olanağı da sağlayan meydandan yapılmaktadır. Bu meydanda oturma elemanlarının yanı sıra ziyaretçileri karşılayan, müze adının yazdığı duvar /tabela ve bisiklet park alanı yer almaktadır. Bu girişten rampalarla tören alanına bağlanırken birkaç basamak çıkarak ulaşılabilen ve yapıyı belli bir mesafeden deneyimleme olanağı sağlayan bir niş ağaç altı oturma alanı düzenlenmiştir.

Yirmi araçlık otopark girişi yanından yine tören alanına yönlenen yaya bağlantısı içerisinde hidrokültür bitkilerin yer aldığı bir yansıma havuzu ile karşılanmaktadır.

Dere kenarında yapılacak setlemelerle proje alanının suyla ilişkisi sağlanırken setlerin dinlenme ve güneşlenme amaçlı kullanımı hedeflenmektedir.

Peyzaj genelinde döşemelerde granit küp taş döşeme kullanılmı öngörülmüştür. Meydan ve ağaç altı oturma nişinde kırma taş kullanımı, bisiklet yolu içinse renkli beton önerisi getirilmiştir. Dere kenarı setlerindeyse doğal taş (yakılmış granit) kullanımı önerilmiştir. (Bkz. Şema 3 Sert Yapı)

Bitkisel Yaklaşım:

Alanda mevcut ağaçların tümünün korunmasına önem verilmiştir; lakin uygulama safhasında korunacak ağaçlar haricinde kötü durumdaki ağaçların tespiti yapılarak birbirine geçmiş ağaç dokularının bir miktar ıslah edilmesi öngörülmektedir.

Araç girişinde tekil olarak yer alan büyük Ginko ağacı (Gingko biloba) form ve renk etkisiyle ziyaretçileri karşılamaktadır. Otopark alanında yer alan 3 adet dişbudak ağacıyla (Fraxinus chinensis) araçlara kısmi gölge sağlanmaktadır.
Arazinin kuzeyinde binayla yakın ilişki kuran Kore Meşesi (Quercus dentata) savaşın geçtiği topraklara bir saygı duruşu niteliğinde konumlanmıştır. Bu ağaç yapının iç mekanından algılanışıyla mimari proje ve sergiyle bütünleşmektedir.

Dere kenarı setlerine gramine bitkilerin yanı sıra bir dizi akasya ağacı (Acacia dealbata) eşlik etmektedir.

Bitkisel peyzaj genelinde belli noktalara vurgu yapmak amacıyla tekil (soliter) ağaç kullanımının yanı sıra özellikle yapının yakın çevresinde alçak boylu perennial (rosmarinus prostratus, salvia officinalis vb), yerörtücü (Ajuga reptans vb.) ve gramine bitkilerin kullanımı (Stipa tenuissima, Pennisetum setaceum ‘rubrum’ vb.) öngörülmüştür.

Müze binası yakın çevresinde gramine bitkilerin grup olarak kullanımıyla, yapının araziye kattığı dramatik etkinin güçlendirilmesi/ desteklenmesi hedeflenirken yapıdan uzaklaştıkça bu etkinin bitkisel peyzaj dahilinde de seyrelmesi öngörülmüştür. (Bkz. Şema 4 Bitkisel Peyzaj)

Şemalar:

1- Ulaşım


 

2- Girişler


 

3- Sert yapı


 

4- Bitkisel peyzaj

4a Mevcut ağaç dokusu

 

 

4b Korunacak ağaçlar


 

4c Öneri Bitkisel Peyzaj Şeması

 

Etiketler

Bir yanıt yazın