Katılımcı (1. Kategori), Cami Tasarımı Fikir Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

Tasarım, çıkış noktası olarak, geçmişten öğrenmeyi ve onu çağdaş kültürel imajlarla yeniden yorumlamayı kendisine düstur edinmiştir. Bir ibadet mekanı olarak cami, son derece biçimsel, simgesel ve anlamsal yüklerle dolu bir tasarım çıktısıdır. Uzun zamandır ihmal edilen bir konu olarak modern cami tasarımı ya da çağdaş bir ibadet mekanı nasıl olmalıdır tartışmaları da halen cami tasarımına uygun bir mekânsal üretim sözlüğü geliştirememekle birlikte standartlaştırılmış ya da kopyala-yapıştır imajlarla şekillenen cami tasarımlarına en azından bir eleştiri kültürü yerleştirmeyi başarabilmiştir. Dolayısıyla tasarımda geçmişten öğrenmekteki temel amaç, sadece Mimar Sinan’ın camileriyle tipleştirilmiş ve idealize edilmiş yaygın cami anlayışıyla değil aynı zamanda “yer”e ait mimari sözlüğün, yapı kültürünün ve yerel yapım tekniklerinin başat unsurlarıyla da nasıl başedilebileceğini kavramaktır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bir “yer” olarak belirlenen tasarım yeri, geleneğin öğrenileceği mimarlık kültürünü işaretlemiştir.

Bölgesel tipoloji gözetildiğinde cami mimarisine ait en erken tarihli örneklerin bulunduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yeni fethedilmiş Anadolu’nun diğer bölgelerine nazaran o dönemde erken İslam çağından beri yerleşmiş bir kültüre sahipti (Kuban 2008, s. 97). Diyarbakır Ulucamisi gibi Şam Ümeyye Camisi’nin planını yineleyen tipolojilerin yanı sıra Silvan, Mardin ve Dunaysır Ulucamileri gibi enine genişleyen çok ayaklı ve mihrap önü kubbeli bir prizmatik gövdeyle tanımlanan örnekler, bölgenin geleneksel cami mimarisini oluşturmaktadır. Yapıyı strüktürel olarak konsolide eden kubbe, tonoz, kemer gibi yapı elemanları ve avlu, maksure, paralel sahın, revak gibi mekânsal bileşenler geleneksel cami plan kuruluşu içerisinde yer almaktadır.

TASARIM KURGUSU:

Alan geometrisinde cami ana mekanı ve servis mekanları topografik düzenekte mekânsal bir organizmanın tamamlayıcı parçaları olarak tamamlanmıştır. Kütle geometrileri topografyanın sunduğu kesit düzlemlerinde fonksiyonel olarak ayrışan ama bir o kadar da bütünleşik bir katmanla birbirine eklemlenecek şekilde biçimlendirilmiştir. Alanın kuzeyinde karşılayıcı avlu biçimsel ve tektonik örgüsüyle cami ana kütlesine korunaklı bir eşik sağlamış olup, bu eşik doğu yönüne yerleştirilen imam evi ve ıslak hacimler ile batı yönünde yerleştirilen imam odası, derslik gibi hizmet mekanları sarmal bir şekilde cenaze namazı avlusuyla entegre olmaktadır. Yine imam evinin kuzey uzantısında döşeme izleği çok boyutlu ve geçirgen bir perspektife olanak verecek şekilde su ögesi ile tamamlanmıştır. Cami ve imam evi arasından gelen aks aracılığıyla kuzey-güney doğrultusunda bir geçiş hattı oluşturulmuştur. Öyle ki, kuzey-güney aksında oluşturulan geçirgen yarılma, alt ve üst kotu basamaklarla ilintilendirerek kuzeydeki avluya açılmaktadır ve bu geçiş hattı, bir su öğesi ile belirginleştirilmiştir. Kuzey avlusunun yatay uzanımdaki etkisi ise cami kütlesinin kuzeydoğusuna yerleştirilen minare ile düşey yönde parçalanmaktadır. Minare, perspektif bir etki yaratacak şekilde kırıklı yüzeylerle biçimlendirilerek yeniden yorumlanmıştır.

Cami, kuzeydeki avluyla ortak bir mekânsal bileşke tanımlayacak şekilde konumlandırılmıştır. Bu ortaklıkta esas öğe farklı işlevlerle donatılmış karşılayıcı avlu mekanıdır. Avlunun hizmet mekanları, yarı-açık oturma alanı, cenaze namazı için ayrılmış alanı ve bu alandan genel sirkülasyona dahil edilen geçiş mekanlarıyla cami girişi anlamlı bir kamusal mekan ile çevrelenmiştir. Bu çok parçalı kamusal örüntü, cami kütlesinin prizmatik masif gövdesiyle tamamlanmıştır. Avluyu sarmalayan tonozlu üst örtü düzeneğinin kemer açıklık izi cami kütlesinin karşılayıcı duvar yüzeyinde devam ettirilerek avlu ile ibadet mekanı arasında bir eşik tariflenmiştir. Bu eşikten geçiş ile ulaşılan son cemaat mahalli ve ana ibadet mekanı uhrevi dünyanın taşıyıcısı olarak son derece mütevazi ölçekte tasarlanmıştır. Abartılı bezeme unsurları kullanılmamış olup, daha çok mekanın tektonik bağlamını olduğu gibi bırakan bir tasarım anlayışı tercih edilmiştir. Cami kütlesinin üst örtüsü ise birbirine eş olmayan iki adet betonarme plak ile geçilmiştir. Ana ibadet mekanının üzerini örten plak, düşey yönde bir kıvrılma ile son bularak yerini ikinci ve dar açıklıklı diğer plağa bırakmaktadır. Böylece geniş ve dar açıklıklı betonarme plakların kıvrılarak düşey yönde hafifçe yükselmeleriyle oluşan yarıktan iç mekana doğal ışık girebilmektedir. Kadınlar mahfiline ise cami kütlesinin doğu hattına yerleştirilen merdivenlerle ulaşılmaktadır.

Kuzey yönüne yerleştirilen avlu üç parçaya bölüntülenerek işlevsel bir ayrışma gerçekleştirilmiştir. Bu bölüntülerden ilki, kemerli açıklıklardan oluşan sınırlayıcı bir duvar ile tanımlanan su öğesinin konumlandırıldığı havuz alanıdır. Geniş havuz alanı, kuzeyinde serbest dolaşım ve oturma alanları, güneyinde abdesthane ve batısında avluyla bütünleşen revaklı geçiş alanı ile çevrelenmektedir. Böylece sıcak yaz günleri için avlu ekseninde ferahlatıcı bir etki yaratılmak istenmiştir. Öyle ki benzer ferahlatıcı etkiye avluda da ulaşılmak istenmiş bu amaçla, yer yer kesintilerle oluşturulan tonoz sistemli bir üst örtüyle gölge alanlar elde edilmiştir. Avluyu bölüntüleyen ikinci mekânsal bileşen su öğesi ile camiyi karşılayan dış mekanı birbirinden ayrıştıran aksiyal bileşendir. Bu bölüntüleyen ikinci parça üst kot ve alt kot arasındaki geçişi sağlamaktadır ve cami ile imam evi arasındaki yarılma tarafından konsolide edilmektedir. Üç parçaya bölüntülenen karşılayıcı avlunun son parçası ise en geniş açıklığa sahiptir ve caminin ana girişi ile bütünleşmektedir. Bu geniş açıklıklı alana eşlik eden gölgelikli avlu, farklı işlevler için mekansal bir hiyerarşiye tabi tutulmuştur. Buna göre cenaze namazı için ayrılan mekan cami girişine yakın bir alanda, avlunun güney ucunda çözümlenmiştir. Yarı açık bir oturma mekanı ile bütünleşen bu mekan, kuzey yönüne doğru kapalı bir mekan haline gelmiş ve bu yeni kütlede derslik, imam odası gibi hizmet birimleri konumlanmıştır. Avlunun kuzey ucuna denk gelen bu kütle, dışa açılan bir çeşme ile bitirilmiştir. Böylece caminin üç parçada bölüntülenen kuzey hattı, kamusal kullanıma açık farklı işlevsel birimlerle mekânsal olarak ve belirli bir ritim aracılığıyla elde edilen üst örtü düzeneği ile tektonik olarak bütünleşmektedir.

Önerilen tasarım kurgusunda Cami-avlu-dış mekan akıntısında tektonik kurgunun geleneksel İslam mimarlığındaki temel yapısal ögelerin biçem dilinin yorumlanmasına dayalı örgüleri

Camiye ait ana kütlenin doğusunda bulunan diğer kütle ise iki katlı olarak planlanmıştır. İlk kat, kuzeydeki avluyla aynı kot düzeneğinde yer almaktadır ve kütlenin avluya açılan kuzey ucunda ıslak hacimler çözümlenmiştir. Kütlenin güney ve doğu hattı boyunca uzanan diğer mekânsal birimler ise kültürel aktiviteler için ayrılmıştır. İkinci kat ise cami görevlisinin barınma ihtiyacını karşılamak üzere tasarlanmıştır. +3.00 kotundan girilen lojman, kübik gövdelidir ve kare bir taban alanı üzerine oturmaktadır. Hafifçe içe çekilerek oluşturulan giriş açıklığından dar bir toplayıcı-dağıtıcı hole geçilmektedir. Konutun oturma odası, mutfak, yatak odaları ve ıslak hacimlerden oluşan tüm mekansal birimleri bu hole açılmaktadır. Genel olarak, masif tektonik kurgunun avlunun geçirgen hattına doğru izole olan mekânsal kurgusu, avlu-cami-servis birimler hattında üst örtüde ve yanal yüzeylerde (duvar- kemerler) belirgin bir tektonik kurguyla biçimlendirilmeye çalışılmıştır. İslam mimarlık tarihi içerisinde 12.yüzyıl Selçuklu dönemi mescitlerinde dört eyvanlı plan şemasının öncü temsilcisi ZevvareMescid-i Cuma’sında olduğu gibi tektonik kurgu, formel olarak belirgin masif bir dolgunun sürekliğine referans verecek şekilde, biçem-malzeme arakesitinde okunaklı bir dil sağlanılması hedeflenmiştir.

Yerleşke genel olarak kuzeyde çok parçalı ve ritmik bir mekansal kompozisyon sunarken güney yönünde daha masif bir görünümle öne çıkmaktadır. Kuzeyde kamusal alana açılan avlu tektoniği ve üst kottan alt kota geçiş kademelerinden oluşan kütlesel kesit, bölgenin yerel dokusuna referans vermektedir. Benzer şekilde güney yönünde yerleşke kurgusunun masif tutumu ise yine bölgesel bellekte yer eden malzeme dokusunu imlemektedir.

Kaynakça

Aslanapa, O. (2011). Türk sanatı. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Kuban, D. (2008). Selçuklu çağında Anadolu sanatı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
http://www.selcuklumirasi.com/architecture-detail/zevvare-cuma-camisi

Etiketler

Bir yanıt yazın