1. Ödül, İzmir Kalkınma Ajansı Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması

ABOUTBLANK tarafından tasarlanan proje 1. ödüle layık görüldü.

İZKA HİZMET BİNASI RAPORU

1. Toplumsal etkinlik merceği olarak İZKA hizmet binası

İZKA yeni hizmet binası mikro ölçekte ajansın mekânsal ihtiyaçlarına efektif bir ekonomik kurgu ve yenilikçi malzeme, strüktür ve teknik altyapı kurguları üzerinden cevap veren, makro ölçekteyse Cumhuriyet bulvarı ve İzmir kentsel çevresindeki toplumsal etkinlik ağını yeni kültürel aktivitelerle besleyen ve zenginleştiren bir “sosyal mercek” (social condensor) olarak tasarlandı. “Sosyal mercek”—veya toplumsal yoğunlaştırıcı—olarak adlandırılabilecek bu kuram, ilk kez 1928’de Moisei Ginzburg’un OSA grubu konferansında dile getirdiği, dolayısıyla modern konstrüktivist teorinin mimarlık düzlemine bir armağanıdır. Kabaca sosyal mercek, mimarlık ürününün farklılaşan program katmanlarının yardımıyla yapılı ve kamusal çevre üzerinde esnek ve dinamik olarak bir arada var olabilen etkinlikler inşa etmesi ve bu etkinliklerin karışımları ve iç içe geçmeleri dolayısıyla yaratıcı ve interaktif yenilikler ortaya çıkarması olarak tanımlanabilir. Tam da bu anlamda, İZKA yeni hizmet binasında yaşama, çalışma, rekreasyon ve kültürel aktiviteler birbirlerinden sert çizgilerle ayrılmamış, kendi aralarında ve çevrelerindeki kentsel ve kamusal aktivitelerle iç içe geçmeleri vurgulanmış ve her programın kendi tanımlı ihtiyaçlarının karşılanmasıyla birlikte, birbirlerine temas ettikleri etkileşim alanlarında birbirlerine fayda sağlamaları ve birbirlerini beslemeleri öngörülmüştür. İZKA yeni hizmet binası, kısaca özetlemek gerekirse, dar anlamıyla salt bir yapısal hizmet ünitesi olarak değil, İzmir’in kentsel çeşitliliği ve farklılıklarının mekânsal olarak temsil edildiği yeni bir toplumsal etkinlik merceği olarak kurgulanmıştır.

2. Kentsel ilişkiler, kamusal akış ve yapısal eşikler

Yeni hizmet binasının bir tür sosyal etkinlik merceği olarak kurgulanması doğrultusunda, ihtiyaç programına ek olarak, başta arsa ve çevre ilişkileri analiz edilmiş ve mevcut kentsel ilişkilerin zenginleştirilme izlekleri doğrultusunda ideal yerleşim kurgusunun arayışına girilmiştir. Bu analizde farkına varılmıştır ki; kentsel formasyon olarak, bitişik nizam ada düzeninin hakim olduğu bu noktada, adanın arka ve ön yüzünden birleştirilen parseller ve birleşmiş parsellerin en büyük cephesinin baktığı servis yolu, alan ve projeye istisnai özellikler katmaktadır. Bu durum, ön ve arka taraf arasında kurulan bir kamusal akış potansiyelini üretirken, parsele bitişik nizamda olan sağır bina cepheleri ise bu akış için önemli bir eşik oluşturmaktadır.

3. Kamusal altyapı kurgusu: Kamusal platform ve kamusal bağlantı yüzeyi

Çevresel ilişkiler ve yapısal eşikler üzerine kurulu temel kentsel analiz bir sonraki aşamada ihtiyaç programının kütlesel olarak altyapısının kurulması doğrultusunda kullanılır. Bu bağlamda zemin kotu bir tür kamusal platform olarak değerlendirilip çeşitli doluluk ve boşluklar ile hacimleştirilirken, bitişik nizam komşu binaların yarattığı yapısal eşik bir tür kamusal bağlantı yüzeyi olarak tanımlanıp, zemin kotundaki kamusallığın üst kotlara taşınması için çeşitli mekânlar ve servis elemanları ile donatılır. Dolayısıyla, bütün olarak bakıldığında tüm hacmi yatayda ve düşeyde kamusal etkinliklerle melezleyen, gelişmiş bir kamusal altyapı kurgusu üretilmektedir. Amaç kamusallığın sadece zemin kotunda kalmayıp başta ofis yaşantısı olmak üzere, tüm programların içine sızmasıdır. Böylece, İzmir Kalkınma Ajansı’nın kentsel vizyonu ve kamusal motivasyonları, mekânsal olarak altyapısı inşa edilen bu kamusal devamlık kurgusuyla çok güçlü bir biçimde örtüştürülür.

4. Ofis kütlesi ile kamusal altyapı kurgusu ilişkisi

Bir sonraki aşama ofis kütlesinin kamusal altyapı kurgusuyla ilişkilendirilmesidir. Bu doğrultuda, parçalı kamusal baza üzerine yerleştirilen tekil ofis bloğu tüm netliğine rağmen, parselin öne ve arkaya bakan bölümlerinin farklılaşan karakter ve koşullarına cevap veremez. Aynı zamanda tüm parselin ön ve arka cephesi ile birlikte en uzun cephesi olan servis yolu cephesinin yaşamsal konforunu tehdit eder. Bu doğrultuda parselin açık alan ve kamusal dolaşım yönelimi daha çok servis cephesinin hâlihazırdaki potansiyeli kullanılarak çözülmelidir. Servis yolunun kesintisiz uzantısı ve gizli kalmış konumu, ana yola bakan kentsel boşluk ile birleştirmek, bütüncül, kenetli ve aynı zamanda farklı koşullara cevap verebilen esnek bir kamusal alan hiyerarşisi üretmek için kullanılabilir.

5. Ofis kütlesinin parçalanması

Ofis bloğunda üretilen kırılma, tek parça uzun bir cephe ve kütlenin problemlerini çözer. Aynı zamanda bu ayrışmanın kütlesel ve konumsal tercihleri, alanı bütünlemesine geçen kentsel platformu ana yola yaklaştığında bir giriş meydanına dönüştürerek özelleştirir. Bu doğrultuda kamusal aktörler İZKA hizmet binasına yöneldiklerinde, ilk olarak yükseltilmiş bir giriş meydanıyla karşılaşırlar ve kütleler arası kırılma noktasını tarifleyen bu bölmeden başta ofis olmak üzere diğer etkinlik hacimlerine girerek, programlar ve programlar arası bağlantılarla etkileşimde bulunurlar. Son olarak, kırılma noktasında oluşan boşluklar ise yarı-kamusal ofis yaşantısına katkı sağlar ve bu kurguyu mekânsal olarak zenginleştirirler.

6. Kamusal zemin kurgusu

İZKA yeni hizmet binasının bu tasarımda en çok vurgulanan özelliklerinin başını çeken kamusal devamlılık, çeşitlilik ve farklılaşma gibi nitelikler, en kolay bu işlemler sonrasında elde edilen kamusal zemin kurgusu üzerinden okunabilir. Bu kurguyla birlikte, ofis kütlesinde üretilen kırılma ile bağlanan meydan ve yan sokak birleşimi (servis yolu) çeşitli çekmeler ve kamusal cepler ile zenginleştirilir. Yeni üretilen bu kurgu, gelip geçilen ve kültürel etkileşimin zayıf bir nabza sahip olduğu bir yer olarak öngörülmekten çok, kentsel aktörlerin duraksayıp kamusal motivasyonları sürece yayılı bir şekilde yaşadığı, bir tür toplumsal etkinlik üretim ve deneyim platformu olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda ortaya koyulan temel mimari formüllerden bir diğeri de kütle parçalanmasıyla elde edilmiş ofis giriş hacmine eklemlenen kamusal pavyonlar üretmektir. Yapının ana taşıyıcısından bağımsız imal edilebilen bu pavyonlar, hem etkinlik programlarının mekânsal esneklik bağlamında, hem de değişen gereksinimlere karşı ekonomik esneklik anlamında kayda değer bir performans sergilerler.

7. Kütle tektoniği, program dağılımı ve malzeme kararları

Projenin temel karakteri iki kütlenin boşluklu bir kamusal tektoniğe eklemlenmesi üzerinden gelişir. Bu kamusal yapı aynı zamanda bir birleştirici servis omurgası niteliğindedir. Tek bir hat üzerinde toplanan ıslak hacim, dolaşım ve servis elemanları, öte yandan kesintisiz ofis bölümlerinin planlanması için ideal koşullar oluşturur. İki katmandan oluşan cephe sistemi, giydirme cam ve cephe üzerine takılan alüminyum güneş kırıcı panellerden oluşur. İzmir’in iklimsel özellikleri de göz önünde bulundurularak, güneş kırıcılar doğu ve batı yönünde sıklaştırılırken kuzey yönünde seyreltilir. Ayrıca, zeminin ve dış mekânın dolu cephelerinin doğal taşla kaplanması, iç mekânın duvarlarının ve tavanınsa brüt betonla inşa edilmesi öngörülmüştür. Buna ek olarak, belirli katlarda oluşturulan çekmeler iki cidar arasında oluşan yarı açık mekânları ofis yaşantısına katarken, yapı kabuğunun maksimum performans sergilemesine olanak verir. Son olarak program dağılımı üzerinden değerlendirildiğindeyse, ana yola bakan kütlenin kentsel etkileşim ve aktivite organizasyonlarını üzerinde toplayacak işlevlerden oluştuğunu, yan sokak boyunca uzanan kütleninse ağırlıklı olarak İZKA’nın kendi iç yönetim ve çalışma departmanlarına ait işlevlerle donatıldığını söylemek mümkündür.

Sonuç olarak yeni hizmet binasıyla birlikte İZKA’nın hem iç işleyişi kompakt, maliyet yönünden tutarlı ve aynı zamanda kamusal etkinliklerle iletişim halinde çözülmüş, hem de kentsel entegrasyonu çevresindeki kamusal aktivitelerden beslenecek ve aynı zamanda onları bir toplumsal mercek işlevi görerek zenginleştirecek bir kurguda tasarlanmıştır.

ABOUTBLANK , aboutblank.cc

Etiketler

Bir yanıt yazın