Katılımcı, Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Mimari Fikir Yarışması

MİMARI AÇIKLAMA RAPORU

Toplumun zihninde sürdürülebilirlik, ya görsel anlamda bir “yeşil” ya da karmaşık teknolojik sistemlere muhtaç bir mimarlık kavramı olarak görülmektedir. Bu algı toplumun sürdürülebilir mimariyi talep etmesine ve tasarımcıların bu konuya yönelmesine engel olmaktadır. Mimarlar, mekanları kurgularken çevresel veriler ve ihtiyaç programını doğru sentezleyerek doğadan koparılmamış bir bina tasarladığında, toplumun anlayıp talep edebileceği sürdürülebilir mimari ortaya çıkacaktır.

Peki, bir gençlik merkezi tasarımında “toplumsal” sürdürülebilir mimari nasıl hayata geçirilebilir?

Gençlik merkezleri, öncelikle; toplumda üretkenliğin artması, sosyal ilişkilerin güçlenmesi ve kolektif çalışmaların yapılabilmesi için önemli fırsat mekanlarıdır. Ancak mevcut örneklerde kullanıcı binaya gelir, bir kapıdan içeri girer ve binanın sadece kendi kullanacağı mekana kadar olan kısmı ile ilişki kurar. Bu sınırlı ilişki farklı kullanıcılar arasındaki iletişimi keserken, onların doğa ile etkileşimini de engeller. Tasarlanan gençlik merkezi birbirinden kopuk bu özneleri kendi bünyesinde kesiştiren bir misyon üstlenir.

Binada tek bir giriş kurgulamak yerine doğa ve insanın pek çok noktadan içeriye girdiği bütünleştirici bir mekan oluşturulmuştur. Binanın deneyimlenebilmesi için atölye ve koridor ilişkisi irdelenmiştir. Bunun sonucunda tasarlanan atölyeler kolektif çalışmaya, koridor ise bağlantı işlevinin yanı sıra sergilemeye de olanak sağlar.

KÜTLE KONUMU VE REKREASYON İLİŞKİSİ

Tasarımalanının batısındaki meydandan gelen iki cadde ana aks olarak kabul edilmiştir. Kemaleddin Caddesi’nden gelen aks, spor salonu ile ana kütleyi meydan ile birbirine bağlamıştır. Meydan nehre yakın noktada etkinlik alanını da içine alır. Tasarım alanına kadar devam eden cadde burada yaya yolu olarak sahile ulaşır. Bu sayede iç kısımlar ve nehir arasında görsel bağ kurulur. Aks boyunca kotun iç kısımlara doğru yükselmesi bu ilişkiyi kuvvetlendirir. Son olarak tasarım alanının hemen yanında yer alan alışveriş merkezi girişinden sahile doğru üçüncü bir aks bina içerisinden geçerek atölye ve giriş kütlelerini birbirinden ayırır.

Kütlenin yatay biçimde uzanması doğayla ilişkisini artırır, eğime paralel konumlanması topoğrafyaya müdahaleyi en aza indirir. Binadan arazi sınırlarına yayılan kamusal yeşil alanlar oluşturulmuştur. Güneydeki yol boyunca manzarayı kesmeyecek şekilde yükseltilen bitki örtüsü yoldan gelecek tozu engeller, kirli havayı temizler.

Nehirden alınan su, kum ve yağdan dinlendirilip arıtılarak peyzaj alanında kullanılmak üzere depolanır. Tasarım alanının batısına konumlandırılan yaprak dökmeyen ağaçlar bina için rüzgar perdesi oluşturur.

BİNA KURGUSU

Meydanın böldüğü kütle, spor ve sosyokültürel fonksiyonlara göre ayrılır. Spor salonu ve oyun odalarının bulunduğu yapıda, kapalı saha meydanla görsel ilişki kuracak şekilde tasarlanmıştır. Otopark, tasarım alanı içinde yaya hareketini kesmemesi için kapalı spor salonunun arkasında düşünülmüş ve soyutlanmıştır. Meydana yakın konumlanması öngörülen restoran ve çok amaçlı salon bina içinde karşılıklı konumlandırılmış ve restoran manzaraya yönlendirilmiştir. Girişten itibaren sirkülasyonu, sergi duvarları belirgin hale getirir. Burada oluşan kütle, atölye modülleri ve sergi koridoru ile devam eder. Bu koridorda kullanıcılar pek çok noktadan binaya giriş-çıkış yapabilir. Yapı kendisini kütüphane kütlesi ile tamamlar. Kütüphane ve çok amaçlı salonun ayrı uçlarda yer alması kütle dengesini sağlar. Sergi koridoru boyunca devam eden aks, kütüphaneyi zemin kotunda keserek yapıdan çıkar ve dışarıda kamu kullanımına açık tarımsal üretim alanlarıyla arazi sonuna kadar devam eder.

ATÖLYE VE SERGİ KORİDORLARI

Kendi içinde bağımsız çalışan atölye birimlerinin, benzer disiplinlerle kolektif çalışmasına imkân veren bir mekan oluşturulması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda oluşturulan modüllerde, l biçimli duvarlar atölyelerin çalışma alanlarını belirler. Ortada bir avlu oluşturan atölyeler, aradaki paneller kaldırılarak istenildiği zaman ortak çalışma mekanı oluşturur. Avlu çatısı açılıp kapanabilir sistemle modül için doğal ışık ve havalandırma sağlar.

Atölyeler ile sirkülasyon arasında sınır oluşturan, iki mekan arası yarıklarla geçişe izin veren tuğla duvarlar tasarımın en belirleyici elemanıdır. Duvarlar iç ve dış ortam arasındaki çeperi oluşturur. Atölyelerin sirkülasyona takılarak oluşturduğu koridor; kullanıcıların atölyelerde üretilen ürünlerin sergilenmesi ile halka ilişki kurabilecekleri, alanında yetkin kişilerin burada açacağı sergilerle meraklılarına ilham verebilecekleri sosyokültürel bir mekandır.

Koridor boyunca içeri sızan yeşil zeminlerin çatılarında açılır kapanır sistem düşünülmüştür. Bu sistemin kullanımı hava sirkülasyonunu sağlıklı biçimde gerçekleştirir ve iç mekan kalitesini arttırır. Koridordaki birimler arası şeffaf ayırıcıların tamamen açılıp kapanabilir olması önerilmiştir. Bu kullanım uygun koşullarda yapıyı dışa karşı tamamen açık hale getirir. Böylece binadan koparılan modüller tek başlarına insan ölçeğinde daha kolay okunabilir.

İstanbul genelinde hakim olan nem, yaz aylarında özellikle Sütlüce gibi suile ilişkili olan semtlerde iç mekan konforunu olumsuz etkilemektedir. Binanın sıcak havalarda hem çatıda hem de modüller arasında açılabilir panellerle pasif havalandırılması bu etkiyi kıracaktır. Kütüphane binasına iç ve dışarısındaki görsel bağ koparılmadan çift cephe sistemi ile kontrollü ışık alınmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın