Fores Mimarlık tarafından tasarlanan Galatasaray Spor Kulübü Kalamış Su Sporları Tesisi Kalamış'ta bulunuyor ve 2012 yılında tamamlanması bekleniyor.
Galatasaray Spor Kulübü Kalamış Su Sporları Tesisi tam olarak Fenerbahçe Burnu’nda yer alıyor. Tesis Fenerbahçe Fener’i, Fenerbahçe Orduevi ve Fenerbahçe Spor Kulübü Su Sporları Tesisi’i ile sınır oluşturacak biçimde konumlanıyor. Bu kriterlere proje alanının iklim koşulları ve manzara durumu da eklendiğinde vaziyet planı kararlarının omurgasını oluşturuyor.
Proje bulunduğu alanı en doğru biçimde kullanmak üzere kurgulandı. Manzara ile ilişki ve tesis içindeki birimlerin birbiri ile olan ilişkileri proje alanın kullanımını belirledi.
Yapılmakta olan kapalı havuz ve restoran binaları eskiden var olan binaların sınırları korunarak çağdaş sistem ve malzemelerin kullanılması öngörülerek projelendirildi. Projenin her safhasında tesisin asıl kullanıcaları olan, sporculardan fikir alınmış ve kararlar buna göre netleştirildi.
Mevcut binanın yerindeki ve çevresindeki her türlü yapılanma önemle dikkate alınarak projenin ana röper noktaları oluşturuldu. Yıkılan, yıkılmaya yüz tutan ve hasardan dolayı kullanılması sakıncalı olan bir binanın yerine sağlam, akıllı, teknolojiyi doğru kullanan ve mevcut alandan en yüksek oranda fayda sağlayan bir binaya geçiş söz konusu.
Galatasaray Spor Kulübü Kalamış Su Sporları Tesisi 10.530 m² alan üzerine toplamda 9.700 m² alana sahip olacak şekilde projelendirildi. Proje uluslararası sutopu müsabaka standartlarına uyumlu aynı zamanda yüzme için antreman amaçlı kullanılabilecek bir kapalı havuz, sporculara ait konaklama birimleri, yelken kulübü, idari birimler, üyelere yönelik olarak kurgulanmış fitness, restoran, gs store, açık havuz, kapalı ve açık otopark birimlerini kapsıyor.
Bu projenin kendisini diğer projelerden farklılaştıran bir özelliği de kullanılan malzemeler. Cephede kullanılan Corten, güneşin geliş açısıyla da ilgili olarak, Galatasaray Spor Kulübü’nün renklerine gönderme yaptığından söz konusu proje için tercih edildi. Diğer kullanılan malzemeler de yalın, işleve yönelik malzemeler tercih edildi.
Bu proje ile birlikte Galatasaray Spor Kulübü’nün tüm su sporu dalları tek çatı altında toplanmakta ve sporcuların çalışması için gerekli optimum koşullar sağlandı. Diğer yandan üyelere yönelik olan sosyal mekanların spor mekanları ile entegrasyonu bu tesisin spor tesisi olma vasfının yanı sıra sosyal tesis olma özelliği kazanmasını da sağlamakta.
10 yorum
Tabiri caizse “Fenerbahçe’nin göbeende” GS tesisi.. İlginç bir yer seçimi 🙂
Tesis, yanındaki Fenerbahçe spor kulübü ve Kalamış yelken kulübünün tesislerinin çok gerisinde kalmıştı bitince güzel olacak gibi gözüküyor.
Fenerbahçe’nin göbeğine kalamış demekte ayrı bir tartışma konusu olabilir o zaman.
ister yakın ister uzak olsun hicbirsey farketmiyor dimi Pınarcım,nasılsa sonuc hep aynı:)
Konu FB-GS rekabeti olunca her yerde iş yapıyor hatta Arkitera’da bile. Ama Türkiye’ye özgü bir ilginçlikte var bu hadisenin içerisinde; rakibinin semtinde ya da şehrinde tesisi sahibi olmak. Fenerbahçe’nin de Ankara’da tesisleri var örnekse ya da BJK Tesisleri Ümraniye’de. Dünyadaki genel eğilimin aksine genel olarak ülkeye yayılan popülaritesi var büyük kulüplerin.
Yalnız bu tesis özelinde konuşmak gerekirse vakti zamanında su sporları için en uygun alanlardan biri olduğu için seçilmiş sanırım; karşıda bu kadar uygun bir yer var mı bilemiyorum ve sanmıyorum.
Fenerbahçenin göbeğindeki GS Tesisleri 1960’da, komşu parseldeki FB Tesisleri ise 1969’da kurulmuş. : )
Ne varsa futbol takımlarında var doğru… Saçma bir yerde yapılan Aslantepe’de var; Fenerbahçe trafiğinin içine eden Fenerbahçe’de var; İnönü’yü yıkmak isteyen Beşiktaş’ta var. Aferim futbol takımlarına yıldızlı aferin.
Fenerbahçe Stadyumu, Papazın Çayırı, Unionclub adlarıyla 1800’lerin sonundan beri aynı yerde; bence trafik belediyelerin basiretsizliği. Vergileri Fenerbahçe Kulübü toplamıyor, toplasaydı kızmakta haklısınız derdim.
Goruldugu uzere ne varsa Fenerbahce’de var iste:)
Fenerbahçe’nin ya da herhangi bir klübün maçlarını oynadığı stad konusunda spor klübünü suçlamak bence de çok mantıklı değil çünkü her futbol klübü gibi FB klübü de kiracı statüsünde ama bugünün vergi toplayıcılarını suçlamadan önce Şükrü Saraçoğlu Stadyumu yıkılıp yeniden yapılırken burada oluşacak trafik ve yaya yoğunluğunu yoksayan planlama anlayışının, yeni yapılaşma sınırlarını tartışmadan projeye onay veren resmi kurumların kabahati sanki biraz daha büyük gibi geliyor. Bir de Şükrü Saraçoğlu Stadı yanlış bilmiyorsam ilk haliyle 80’lerin başında hizmete girmişti. Bu durumda 1800’lerin sonuna kadar uzanan tarih arsaya ait stada değil. Arsanın cinsinin de çeşitli evrelerden geçtiğini düşünürsek imar planlaması ve yapılaşma süreçleri daha çok yeni sayılır.