“Yeşil binanın maliyeti yoktur ancak inşaat yapım bilincimizi, bu konudaki bilgi ve tecrübemizi son derece artırmaktadır”

Cemil Yaman ile LEED Sertifikası üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Duygu Çil: ERKE Tasarım’dan söz edebilir misiniz?

Cemil Yaman: ERKE Tasarım 15 yıllık profesyonel proje, danışmanlık, mühendislik birikimiyle 2007 yılında kurulmuştur. Daha sonra çeşitli hizmetlerle ürün portföyümüzü genişlettik. Şu anda dört ana başlık altında faaliyet veriyoruz: elektrik mühendisliği hizmetleri, yeşil bina danışmanlığı, aydınlatma danışmanlığı, akustik danışmanlığı…

Türkiye’de, elektrik mühendisliği hizmetleri kapsamında elektrik proje tasarımı, enerji kimlik belgesi, enerji yönetmelik tasarrufları; yeşil bina konusunda ise bildiğiniz gibi LEED sertifika danışmanlığı, enerji modellemesi, gün ışığı modellemesi ve özellikle LEED resmi eğitimlerini yapıyoruz. Akustik danışmanlığı ve aydınlatma danışmanlığı da ayrıca uzman mühendis ve mimarlarımız tarafından yönetilen bir ana faaliyet alanımızdır.

Firmamızda mimar ve mühendislerden oluşan 12 kişilik bir ekip çalışmaktadır. Elektrik mühendisliği ile ilgili konuları elektrik mühendislerine; mimarlıkla ilgili konuları mimar arkadaşlarımıza; makine ve çevre mühendisliği ile ilgili konuları sırasıyla makine ve çevre mühendisleriyle yapmaya çalışıyoruz. www.erketasarim.com adresinden detaylı bilgi edinebilirsiniz.

DÇ: Siz mühendis misiniz?

CY: Ben elektrik mühendisiyim. 10 yıl Siemens’te inşaat yatırımlarından sorumlu olarak çalıştım. Sonra Siemens Gebze tesislerini inşaat proje müdürü ve yeşil bina uzmanı olarak tamamladım. O proje Türkiye’de ilk LEED Altın Sertifikası alan, LEED kriterlerinin ilk olarak uygulandığı projedir. Bu çok önemli. Yani aslında diyebiliriz ki Türkiye’de LEED 2007 yılında Siemens Gebze Tesisleri ile başlamıştır. Bunu başlatmak bizim ekibimize kısmet oldu. Sonra tabii bu konuda uzmanlaşmak, gerekli olan sertifikaları almak için Amerika’ya birkaç kez gittim geldim. Daha sonra BREEAM sertifikasını da tercih edecek yatırımcılar için, onlara hizmet sunma anlamında da sertifikalarımı tamamladım.

DÇ: Peki yeşil binaya kayışınız nasıl oldu?

CY: Yeşil bina ile ilgili aslında dediğim gibi 2007 yılında Siemens Gebze Tesisleri’ni yaparken, tasarlarken, inşaatında bulunurartken Alman meslektaşlarımız tarafından bize özellikle önerildi. Biz de o binayı LEED sertifikası kriterleri kapsamında yapmaya karar verdik. Sertifika sürecinde konuyu çok sevdim ve ilgilenmeye başladım. Aslında bir yönetici olarak bir kenarda durup izleyebilirdim. Bunu yapmadım, bizzat işin içine girdim. Bu konuyu da sevmem nedeniyle hem çok kitap okudum, hem de gerekli olan sertifikaları, sınavları da geçerek bu konuda kendimi yetiştirdiğime inanıyorum.

DÇ: Alman meslektaşlarınız neden LEED almanızı önerdiler?

CY: Aslında güzel bir soru. Tabii ilk başta benim için o inşaatın zamanında, istenilen kalitede ve bütçede bitmesi çok daha önemli. Fakat böyle bir şey önerilince de ilk başta acaba hedeflerimi olumsuz etkileyecek mi diye biraz çekindim. Sonra yapmak zorunda kaldık. LEED daha önce hiçbir şekilde Türkiye’de duyulmamıştı.

DÇ: Siemens ne kazandı peki? LEED sertifikası olmasaydı, o mantıkla tasarlanmamış olsaydı ne olurdu?

CY: Aslında Siemens ürettiği her üründe çevreye duyarlı, enerji tasarruflu ürünler üretmeye özen gösteriyor. Bu binayı yaparken de bizim özellikle amacımız su tasarruflu, enerji tasarruflu bir bina ortaya koymaktı. Aslında biz enerji ve su tasarrufu adına her türlü adımı atmıştık. Gerekli olan birtakım cihazların verimliliğini maksimum, optimum seviyede seçmiştik. Geriye bilmediğimiz bazı noktalar kalmıştı. Sonra baktık ki biz zaten %70-%80’ini karşılıyormuşuz o zaman birazcık daha bu konulara eğilerek LEED sertifikası kriterlerinde tam bir yeşil bina yapılsın diye çaba gösterdik. Bunu yaparken de biraz ufkumuz genişledi açıkçası. Bu konudaki bilgi birikimimiz arttı. İnşaatın sadece tasarım ve uygulamadan ibaret olmadığını, detayların çok önemli olduğunu gördük ve o kapsamda bütün adımları attık. Başlangıcı aslında biraz isteksiz, biraz zorlamayla oldu diyebilirim ama daha sonrasında tamamen gönüllü, isteyerek, severek ve bu konuda en ön sıralarda yer alacak tarzda adımlar attık.

DÇ: Peki şimdi ERKE Tasarım içerisindeki projelerinize bakarsak, LEED sertifikası almış yeşil binalar var. Örn. Torium… Biraz bunlardan söz edebilir misiniz?

CY: Tabii memnuniyetle.

DÇ: Bir de gayrimenkul sektöründe LEED sertifikası almış olmanın çok faydaları var. Bir yandan da pazarlama aracı olarak da kullanıyorlar.

CY: Tabii evet. Dediğiniz gibi aslında. Siemens benim ilk referansımdı. Daha sonra ERKE Tasarım olarak Torium Alışveriş Merkezine ve Wilo Pompa’ya LEED altın sertifikaları aldırdık.

Özellikle bu iki projenin de kendi çapında, kendi konusunda ilkleri vardır. Torium, 250.000 m²’lik alanı ile Türkiye’deki LEED sertifikası almış en büyük proje, daha doğrusu ilk alışveriş merkezi. 5.000-10.000 m2‘lerde enerji etkinliği ve su tasarrufu gibi noktalarda yatırımlar yapmak, projeler geliştirmek kolaydır ama 250.000 m2‘lik büyük bir projede bu tür adımları atmak gerçekten ciddi bir ekip çalışması, bir tecrübe ve tabii yatırımcının desteğini gerektiriyor. Torium’da ciddi bir tasarım ekibi, yatırımcının da desteği olduğu için projeye altın sertifikası aldık. Böylelikle, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olduk. Wilo da Siemens’ten sonra, kendi sektöründe Avrupa’da ve Türkiye’de LEED sertifikası almış ilk projedir. Burası da LEED altın sertifikası aldı. Şu anda bizim tane 3 LEED Altın Sertifikamız var diyebilirim ama yakında birçok projeye de bu sertifikaları alacağız. Sertifika sayısı kısa zamanda ciddi anlamda artacaktır. Şu anda 25, belki 2-3 milyon m2‘nin üzerinde bir işe danışmanlık yapıyoruz ve bu konuda da bir mühendislik firması olarak hizmet veriyoruz.

DÇ: Peki diyelim ki Torium LEED altın sertifikası almamış olsaydı. Başta ne kadarlık bir ek maliyet getirdi bu proje ve uzun vadedeki getirisi ne olacak?

CY: Güzel bir soru. Şimdi aslında maliyet konusu hemen hemen her yatırımcı tarafından sorulmaktadır. Türkiye’de de bu konuda doğru yanlış herkes fikir yürütebilmektedir. Kimisi der ki yeşil binaların maliyeti %5, kimisi %10, kimisi %2 der. Bugüne kadar yaptığım çalışmalar, tecrübeler göstermiştir ki eğer sertifika ücretini, danışmanlık ücretini, enerji modellemesi gibi ufak tefek ücretleri dikkate almassak yeşil binanın hiçbir maliyeti yok. Artık Türkiye’de yatırımcılar çoğunlukla enerji tasarrufuna, su tasarrufuna önem vermekte ve bu konuda zaten gerekli adımları atmaktadırlar. Tasarımcıların ve bizim gibi uzmanların yatırımcılarının bu konuda doğru yönlendirmesi gerekir.

Dolayısıyla ben hep şunu söylüyorum. Yeşil binanın maliyeti yoktur ancak inşaat yapım bilincimizi, bu konudaki bilgi ve tecrübemizi son derece artırmaktadır. Yani yeşil bina bilinçli bir tasarım ve bilinçli bir satın alma yapmamızı sağlamaktadır.

DÇ: Akustik de bu sertifikanın içine giriyor mu?

CY: Akustik de giriyor. Ondan önce tabii ki yatırımcıların da doğru danışmanlarla çalışmasında da son derece büyük fayda var. Çünkü tecrübeli bir danışman yatırımcıya maksimum seviyede bir sertifika minimum seviyede bir maliyet sağlar.

DÇ: Güneş enerjisi şu an pahalı gibi görünüyor. İleride maliyetinin düşeceğini ve kullanımının yaygınlaşacağını düşünüyor musunuz?

CY: Evet, bugün için kullanımı, özellikle geri dönüş süresinin uzun olması nedeniyle açıkçası fazla tercih edilmiyor. Yarın hem maliyetlerin düşmesi ile hem hükümet tarafından bazı olumlu adımların atılmasıyla kullanımının artacağına inanıyorum. Türkiye’deki güneş potansiyeli, Almanya ile, diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında çok daha yüksek.

DÇ: Danışmanlık verdiğiniz projelerde kendi bilgileriniz doğrultusunda daha fazla tasarrufun sağlanması için ekstra başka önlemler alıyor musunuz?

CY: Tabii ki. Zaten aslında doğru, daha doğrusu tecrübeli danışmanın asıl görevi bu. Eğer danışmanların bir katkısı yoksa, yatırımcıların kendileri de LEED sertifikasına başvurup alabilirler.

DÇ: Aslında şunu demek istedim, diyelim ki öyle bir kriter yok ama siz oluşturuyorsunuz.

CY: Tabii ki. Aslında LEED kriterleri kapsamının dışına çıkmıyoruz ama bu LEED kriterlerinden maksimum puan almak için biz gerekli yöntemleri, bilgi ve tecrübemizi onlarla paylaşıyoruz. Ne yapmaları gerektiğini detaylı bir şekilde açıklıyoruz, günlerce toplantılar, eğitimler veriyoruz ve yaptıkları çalışmaları tekrar kontrol ediyoruz. Bu tamamen bir tümleşik tasarım sisteminde olduğu gibi bizlerin elektrik mühendisi, makine mühendisi, mimarın ve işverenin birlikte çalıştığı, müteahhit’in de bu ekibe, hepimizin birlikte çalışması ile birlikte ortaya konulan bir çalışmadır.

DÇ: Sonradan da size gelmiş olabilir bir proje olabiliyor. Galiba Soyak’ta böyle bir durum oldu. Merkez binasına sonradan sertifika alındı. Sonradan dönüştürme çalışmaları ne kadar faydalı oluyor?

CY: Özellikle yeni binalarda bu sürece ne kadar erken başlarsak yeşil bina ile ilgili kriterleri o kadar rahat bir şekilde, maliyet olmadan, zaman kaybına uğramadan uygulayabiliriz. Bu arada bu gecikme ne kadar artarsa geriye dönmek, bir şeyleri düzeltmek her zaman daha zordur.

DÇ: Bildiğim kadarıyla eğitim de veriyorsunuz.

CY: Amerikan Yeşil Bina Konseyi’nin Türkiye’deki TEK resmi eğitim partneri ERKE’dir. USGBC ve ERKE bilgi ve tecrübelerinin birarada katılımcılar ile paylaşıldığı tek eğitim ERKE tarafından verilmektedir. USGBC’nin eğitim dokümanlarını ve sunumlarını kullanarak üzerine proje uygulama tecrübelerimizi de koyup katılımcılar için çok verimli bir eğitim olmasını sağlıyoruz.

LEED AP ve LEED Green Associate’lerin uzmanlık sertifikalarını devap ettirmeleri için ve 2 yılda bir girmeleri gereken sınav stresinden kurtulmaları için puan alabildikleri tek resmi eğitim yine bizim tarafımızdan verilmektedir.

Örneğin 19 Kasım Cumartesi günü LEED eğitimimiz var.

DÇ: Peki BREEAM eğitimi veriyor musunuz?

CY: Şimdi LEED ile BREEAM arasındaki fark şudur. LEED, Amerika Yeşil Bina Konseyi tarafından resmi olarak veriliyor ve herkes kendi adına verebiliyor. BREEAM’da böyle bir şey yok. BREEAM doğrudan BRE tarafından veriliyor ve bu herkese açık değil.

DÇ: Yeni projeler ile ilgili de kısaca bilgi verebilir misiniz?

CY: Biten Projelerimiz:
– Toruim AVM (250.000 m2), LEED Altın Sertifikası
– Wilo Pompa Orhanlı Tesisleri (6.500 m2), LEED Altın Sertifikası
– Siemens Ofis ve Üretim Binası (35.000 m2, proje müdürü ve yeşil bina uzmanı olarak görev aldım.)

Devam eden projelerimizden bazıları:
– Torunlar Mall of Istanbul
– Kale Pratt and Witney Uçak Motor Fabrikası
– Istanbloom
– Çalık Holding Ofis Binası
– Dumankaya Flex Home Ofis
– Promesa Levent Kule
– Primemall
– Birleşim Mühendislik Fabrika ve Yönetim Binası
– Çebi Yapı Yazıha Home Office
– Gelal Çorap Çankırı Üretim ve Yönetim Binası
– Method Research Ofis Binası

DÇ: Şu ana kadar alınan LEED Sertifikası sayısı kaç?

CY: 15 civarında. Ama tabii bu şununla ilgili. Bazı projeler var, inşaatı bitmeden sertifika alınamıyor. Bazı projeler var, çok kısa sürebiliyor, hemen sertifikayı alabiliyorsunuz. Büyük proje ise 3-4 yıl sürdüğü için mecburen sertifikayı da sonuna eklemek zorunda kalıyorsunuz. Torium projesi en az 3 yıl belki de 4 yıl sürdü.

DÇ: Çok teşekkür ederim.

Etiketler

3 yorum

Bir yanıt yazın