“Semboller eski modadır bence”

UIA İstanbul 2005 Logo Yarışması'nda birincilik ödülünü alan Anderas Uebele ile ödül kazanan logosu ve yarışma üzerine konuştuk.

Ömer Kanıpak: Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız, mesleğiniz nedir ve ne tür işlerle uğraşıyorsunuz?

Andreas Uebele: Grafikerim. Stutgart’ta benim dışımda 10 kişiden oluşan Buro Uebele Visuelle Kommunikation adında bir grafik tasarım ofisim var. Daha çok görsel iletişim, kurum kimliği, sinyalizasyon ve sergi tasarımı konuları üzerinde ve de tabii grafik tasarım alanında çalşıyoruz.

Ömer Kanıpak: İstanbul’u ne kadar tanıyorsunuz?

Andreas Uebele: Bu Türkiye’ye ve İstanbul’a ilk gelişim. Bu nedenle bilgim sadece okuduklarımla sınırlı. Ayasofya’yı, Topkapı Sarayı’nı biliyorum ve de ülkedeki değişimleri. Tabii ki bunlar daha çok imgelerden oluşuyor.

Ömer Kanıpak: Logonuzu tasarlarken kafanızda oluşan imgeler neydi ve diğer logolar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Andreas Uebele: Çok sayıda taslak hazırladım. Bunlardan ilki yarışmaya katılan pek çok logoda olduğu gibi ulusal ve yerel figürlere ağırlık veriyordu. Sonrasında bunun bir hata olduğunu farkettim çünkü uluslararası bir yarışmanın logosunun da uluslararası bir dile sahip olması gerektiğini düşündüm, aksi doğru olmazdı. Şu anda geçmişte olduğundan çok farklı yaşanan bir metropolü tarif etmek için, İslam mimarlığına göndermeler yapmak ve geçmişe referans vermek yanlış olurdu.

Ömer Kanıpak: Daha önce buna benzer yarışmalara katıldınız mı?

Andreas Uebele: Evet katıldım.

Ömer Kanıpak: Peki bu yarışmanın formatı, yani internet üzerinde sanal bir ortamda gerçekleşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Andreas Uebele: Yarışmanın bu biçimde organize edilmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Uluslar arası katılımı çok kolaylaştırann ve teşvik eden bir formatı vardı, çok demokratikti.

Ömer Kanıpak: Peki ya oylama konusunda ne düşünüyorsunuz, yani ön elemeyi katılımcıların gerçekleştirmesini?

Andreas Uebele: Aslında ilk başta oylama konusunda çekincem vardı ve bu yüzden katılmak istemedim yarışmaya, dosyayı uzunca bir süre bıraktım masanın üzerinde. Daha sonra teslim tarihine yakın bir zamanda “haydi yapalım” dedim ve çıkan sonuçtan memnun olunca oylama konusundaki endişemi de bir kenara bıraktım. Benim favorim mesela 3. Mansiyon alan logoydu, birinci de olabilirdi. Katılanların oylamalarının sonucu ile jürinin seçtiklerinin de hemen hemen çakıştığını görünce bu sistem hakkındaki önyargılarımı da gözden geçirdim. Yani iyi çalışmalar her iki seçimde de en çok oyu aldı sonuç olarak.

Ömer Kanıpak: Son olarak şunu sormak istiyoruz: Eğer Türkiye’nin turistik imajı ile ilgili bir logo tasarlamanız gerekse ne tür sembollerden yola çıkardınız?

Andreas Uebele: Semboller eski modadır bence. Türkiye de diğer pek çok çağdaş ülkeden farksız; değişen, modern bir ülke. Bence iyi bir logonun uluslararası düzeyde anlaşılır olabilmesi ve ona bakan kişiyi götürebileceği yeri işaret ediyor olması gerekir.

Ömer Kanıpak: Teşekkür ederiz ve tekrar tebrik ederiz.

Andreas Uebele: Ben de teşekkür ederim.

Etiketler

1 Yorum

  • bay-cambaz says:

    bu işin böyle emrivaki, hızlı ve sessizce adeta oldubittiye getirilerek yapılması meselenin sadece rektörün ve üniversite yönetiminin insiyatifinde yürümediğini düşündürüyor.

    sakın bu işin altından da toki falan çıkmasın

Bir yanıt yazın