“Mimarlarımız, Hayallerini Sınırlamasın”

Yapı Malzemesi Söyleşileri serimize Fibrobeton Yapı Elemanları Satış ve Pazarlama Müdürü, aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyesi olan Abut Özsezikli'yle yaptığımız söyleşi ile devam ediyoruz.

Ezgi Can Cengiz: Tasarımı yapı sektörünün neresinde görüyorsunuz?

Abut Özsezikli: Mimarlık tarihinin en önemli isimlerinden olan Vitruvius’un MÖ birinci yüzyılda yazdığı ilk mimari teori kitabında üç ilke var: Yapı sağlam olmalı, kullanışlı olmalı, güzel olmalı.

Tarih boyunca yapılmış tüm tanımlamalarda farklı boyutlarıyla değerlendirilen tasarım, temelde bu üç unsuru bir araya getiren temel unsurdur. Bir yapıyı başlatan ilk adım olan tasarım, uygulamanın sonuna kadar süren sürecin de yol haritasıdır. Dolayısıyla tasarım yapı sektörünün olmazsa olmazıdır.

Markanızın mimarlarla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fibrobeton olarak, tam 28 yıl önce mimarlık adlı büyük mesleğe yepyeni ufuklar açacak bir vizyonla, büyük bir düşle yola çıktık. Mimarların hayal ettikleri tüm tasarımları gerçekleştirebilecekleri bir malzemeyi inşaat sektörümüze sunduk.

Fibrobeton ürünleri, alkali rezistans cam fiberin beton harcı ile karıştırılması yoluyla elde edilen ve kalıplanan GRC (fiber takviyeli beton) malzemesinden yapı elemanlarıdır.

1987 yılında Fibrobeton kurulduğu zaman ülkemizde GRC malzemesi bilinmiyordu. Önce üniversitelerimizi dolaşarak ürünü ve kullanım alanlarını mimarlarımıza, sektöre tanıtarak işe başladık.

Öncelikle şunu hatırlatmak isterim ki, Fibrobeton olarak biz inovasyonla var olduk. Daha önce dünyada da dekoratif amaçla kullanılan GRC ürünlerini çelik karkasla geliştirerek dış cephede kullanımını yaygınlaştırarak, yani iş inovasyonu yaparak var olduk.

Kuruluşumuzdan bu yana hep öncelikli ilkemiz olan inovasyona yöneldik. Yıllardır dört konuda; işte, ürünlerde, hizmette ve teknolojide hiç durağan olmadık devamlı farklılıklar yaptık. Bu inovasyonlarda en büyük teşvikçimiz iş ortağımız olan mimarlar oldu. Örneğin; mimarlarımız, hayallerini sınırlamasın istedik. “siz hayal edin, biz yapalım” dedik. Kendi geliştirdiğimiz Fibro-Multiform Teknolojjsi ile istenilen formda paneller üreterek ile en farklı tasarımların bile gerçeğe dönüştürülmesini sağlıyoruz.

Bir Türk firması olarak dünya çapında 25 ülkede, 3.500 projede toplam 4.000’i aşkın yapının dış cephesini kapladık. Ayrıca ülkemizde “Prekast Sanayii” alt başlığında, binlerce istihdamın sağlandığı yeni bir sanayi dalına öncülük etmenin gururunu yaşıyoruz.

Bu başarıya hem tasarladıkları projelerde ürünlerimizi tercih eden iş ortaklarımız olan mimarlarımız, hem de kendi kadrolarımızdaki mimari ekiplerimizle birlikte ulaştık.

PR çalışmalarına ne kadar yatırım yapıyorsunuz?
Hiç bilinmeyen bir malzemeyi yapı sektörüne tanıtımda ve Fibrobeton’un bugün dünyanın lider firmalarından biri olmasında PR çalışmalarının da katkısı oldu. Sektörel yayınlardan ulusal yayınlara kadar çeşitli medya kanallarında dış cephe kaplaması sanayiini ve ürünümüzü tanıtım için çeşitli çalışmalar yürüttük. Yayınlarımız, kataloglarlarımız ve e-bültenlerimizle ürünlerimizi ve gerçekleştirdiğimiz projelerimizi iş ortaklarımızla paylaşıyoruz.

Yarışmaları takip ediyor musunuz? Katılıyor musunuz?
28 yıl boyunca ülkemizde çok sayıda yarışmada çeşitli proje ve ürünlerimizle ödül aldık. Uluslararası arenada ise patentli inovatif ürünlerimiz ile dünya GRC sektöründe fark yaratmış, şampiyon olmuş bir Türk şirketiyiz. Fibrobeton olarak “sektöre yaptığımız katkılarla” dünyada ilk kez tam 3 dalda birden ödül alarak dünya çapında büyük bir başarıya imza attık. 20 ülkeden GRC üreticilerinin üyesi olduğu Uluslararası Fiber Takviyeli Beton Birliği (IGRCA – International Glassfibre Reinforced Concrete Assetion) İstanbul’da toplanan 16. Dünya Kongresi’nde tarihinde ilk kez tüm ödülleri tek bir firmaya, Fibrobeton’a verdi ve Fibrobeton dünyada en başarılı firma, en başarılı kişi ve en başarılı proje ödüllerini aldı.

Mimarinin yapı sektöründeki değişimlere etkisi nedir?
Yapı sektörü üç sacayağından oluşur; mimarlar, müteahhitler ve yapı malzemesi üreticileri. Sektörün başarısı bu üç gurubun başarısına bağlıdır. Sektördeki değişimlere ve gelişimlerde bu üç unsurun katkısı bulunur. Bilimle sanatın birleştiği bir alan olan mimarinin değişime en büyük katkısı ise evrenselliğinden ve sürekli gelişiminden gelir. Tüm sanatlar gibi yaratıcı olan mimari sürekli gelişen tasarımlarla hem yapı malzemelerinin gelişimini sağlar, hem de müteahhitleri dünya çapındaki trendlere bağlı olarak farklı yatırımlara teşvik eder.

Söyleşi için teşekkür ederiz. 

Etiketler

Bir yanıt yazın