“Hedefimiz, Çatıdan Gün Işığı ve Doğal Havalandırma Konusunda Bilinirliği Geliştirmek”

Yapı Malzemesi Söyleşileri serimize VELUX® Türkiye Genel Müdürü Hakan Yantır ile yaptığımız söyleşiyle devam ediyoruz.

Ezgi Can Cengiz: Tasarımı yapı sektörünün neresinde görüyorsunuz?

Hakan Yantır: Yapı sektöründe nihai ürünü planlama ve geliştirme en az diğer sektörlerde olduğu kadar önemli görüyorum. Özellikle yapının on veya yüz yıllarca aktif olarak kullanılacağını, fiziksel olarak varlığını devam ettireceğini düşünürsek tasarımının hayati önem taşıdığına inanıyorum.

Değişen yaşam biçimi, buna bağlı şekillenen ihtiyaçlar, kısıtlı kaynaklar gibi gerçeklikleri düşünerek yapıların planlanması ve en uygun şekilde hayata geçirilmesi o yapının değerini belirleyen faktörlerden birkaçı. Tasarımın, yapı sektörünün en önemli başlıklarından biri olduğunu düşünüyorum.

VELUX®, uzman olduğu çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma, konusundaki bilgisini 2000’li yılların başından itibaren sektördeki diğer paydaşlarla bir araya gelerek, özellikle konut tasarımında deney evler ve araştırmalarda öncülük ediyor. Bina tasarımda önemli gördüğümüz “active house” (www.activehouse.info) vizyonuyla tasarımın:

  • Enerji: Binanın enerji dengesine pozitif katkı,
  • İç Mekan: Daha sağlıklı ve konforlu yaşam,
  • Çevre: Çevreye olumlu etki, başlıkları etrafında şekillenmesinin önemini vurguluyoruz.

Türkiye’de tasarımın yapı sektörü içerisindeki etkinliğinin artması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle son 5 yılki yoğun ve hızlı yapılaşma binaların önemli bir kısmının önemli tasarım kriterleri yerine getirme konusunda eksik olduğunu görebiliyoruz. Kentsel dönüşüm sürecinde, binalarımızı, mahallelerimizi yenileme fırsatı yakalamışken bunu enerji, çevre ve yaşayan konforu açısından değerlendirip gelecek 50 yıl için her yönü ile sürdürülebilir konutlar inşa edebiliriz. Böyle bir yaklaşım için ise birçok kriteri ele alan tasarımların varlığı son derece önemli.

Markanızın mimarlarla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
70 yılı aşkın bir süredir çatı altında kalan mekanları yaşanabilir, konforlu hale getirmek için çözümler üretiyoruz. Mimarlar ile ilişkimiz, çözümlerimizle çatı katlarının yaşanabilir hale getirilmesinde bizler için çok önemli olmuştur.
Türkiye’de çok kullanılma alışkanlığı olmayan çatı katları, son dönemlerdeki binalarda daha fazla rağbet görüyor ve bizlere mimarlar ile birlikte bu mekanlara çözüm üretmek için fırsat yaratıyor. Şirketimiz bünyesindeki mimarlar ile mimari ofislere hizmet veriyoruz.

Öncelikli hedefimiz çatıdan gün ışığı ve doğal havalandırma konusunda bilinirliği geliştirmek. Çatı altında kalan mekanların iyi tasarımla çok çekici mekanlar haline gelebileceklerini göstermek. Bu çalışmalarımızın hedefinde mimarlar büyük bir paya sahip. Projelere mimari danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Bu bağlamda mimarların iş yükünü azalttığımıza ve farklı öneriler ile tasarımlarına fark kattığımıza inanıyoruz. Ek olarak, mimarların VELUX® çözümlerini tasarımlarında kolay kullanımı sağlamak için ışık analizi ve ürün modüllerinin sunulduğu hazır programlarımız mevcut. 

 
PR çalışmalarına ne kadar yatırım yapıyorsunuz?
VELUX® 40’dan fazla ülkede satış şirketi, 10 ülkede fabrikası, 9000’in üzerinde çalışanı bulunan, kalitesi, zarif tasarımı, kullanım kolaylığı, uzun ve sorunsuz kullanım ömrü sayesinde dünyanın en çok tercih edilen çatı penceresi üreticisi konumundadır. Özellikle uluslararası platformda yoğun PR çalışmalarımız, sponsorluklarımız, sosyal sorumluluk projelerimiz, yarışma ve seminerlerimiz mevcut. İki yılda bir düzenlediğimiz, dünyanın dört bir tarafından konu ile ilgili uzmanların katıldığı “Daylight Symposium”, sürdürülebilir bina deneyleri olan “Model home 2020”, bunlardan bazıları.

Türkiye’de ise kategori oluşturmak ve geliştirmek için şimdilik daha çok çatı pencere kategorisinin bilinirliğini arttırmak için çalışmalar sürdürüyoruz. 

Sosyal medyayı nasıl, ne kadar kullanıyorsunuz? 
Sosyal medyanın gücü ve etkisi günümüzde yadsınamayacak bir düzeyde. VELUX® olarak bu platformları da aktif olarak kullanmaktayız. PR çalışmalarımızın bir ayağını da bu kanallar oluşturmakta.

Yarışmaları takip ediyor musunuz? Katılıyor musunuz?
Yine uluslararası platformda düzenlediğimiz VELUX International Award (IVA), VELUX International Design Award gibi özellikle tasarım öğrencilerine yönelik kendi düzenlediğimiz yarışmalar olduğu gibi, düzenlenen diğer sektörel yarışmaları da takip etmeye çalışıyoruz. Türkiye’de de özellikle ürün yarışmalarına katılım gösterdik.

Mimarinin yapı sektöründeki değişimlere etkisi nedir?
Söyleşinin başında tasarımın ne denli önemli olduğundan bahsetmiştim. Sektöründe yenilikler ve gelişimler tasarım ile başlıyor. Tasarımın gelişimi mimarın hayal gücünü kısıtlamayacak bir sisteme (iyi eğitim ve aşırı kısıtlamayıcı olmayan yönetmelikler) ve mühendisliğin gelişimi ile doğrudan ilgili olduğunu düşünüyorum. Ülkemizi ele alırsak, bu iki ana konuda dünyanın önde gelen ülkelerinin gerisinde olduğumuzu düşünüyorum. Bu sebepten Türkiye’de mimarın yapı sektörüne etkisi nispeten az. Gelecek yıllarda gerçekliği olumlu şekilde değiştirebilecek bir istek ve kararlılığımızın olmasını ümit ediyorum.

Söyleşi için teşekkür ederiz.

Etiketler

3 yorum

  • azmi-acikdil says:

    Klasis otel ile dikkatimi çekmişti miladi takvimin kaçıncı yılıydı hatırlamıyorum bir de Ora İstanbul AVM ye bakmıştım bilmem hangi dergide ona da yorum yapmış Bayrampaşa değil Çarşamba pazarına benzetmiştim. Yıllar sonra miladi takvimi bir kenara bırakıp hicri takvime geçeceğimiz bir devre yaklaşırken bir bina gördüm çok konuşulan mimarlardan çok siyasilerin konuştuğu bina. Aaa ben bunu tanıyorum adını çıkaramadım mimarın ama binalar zincirini tanıdım. Franchising (frençayzing hepsine lugattan baktım. Adamlar her mesleğe göre yeni yeni kelimeler üretiyorlar sonra da milyon kelimelik alfabeleriyle öğünüyorlar haksız da değiller biz lugattan seçersek) çalışan firmalar zinciriydi sanki.
    Şu da dikkatimi çekti. Entel dantel gözüken biz mimarlarda siyasetin göbek deliğine kamp kurmuşuz (korunaklı diye olsa gerek) nereden mi çıktı? 15.05/22.22 itibarıyle 7800 defa okunmuş bu yazı.
    Neden Birkiye seçildi diyor. Belli değil mi? Biz yeni aşına olduk ama Klasis Otel ile Selçukî dönemini başlatmışlar. Ekol yani.

  • hasan-ozbay says:

    Ordu belediye binası CHP’li başkan Seyit Torun zamanında yapıldı. Yapının olduğu yerde biri 60 larda, diğeri Şevki Vanlı tarafından 1980’lerde yapılmış iki bina vardı. Eski bina sıradan bir yapıydı. Bu yapıyı yıkıp, Şevki beyin binayı kullanan bir yapı yapmak istiyorlardı. Bir şekilde bana sordular, ne yapalım diye. Ben Şevki beyin vefat ettiğini, ama oğlu Selim Vanlı’nın da mimar olduğunu ve telif sorunu da yaşamamaları için Selim ile çalışmalarını önerdim. Selim ile görüştüler, anlaştılar ve projeler tamamlandı. Yanılmıyorsam 2009 veya 2010 yılında İhaleye çıkıldı. Belediye yaklaşık 3.5 milyon TL bir bütçe ayırmışken ihale yaklaşık 5 milyon TL ye sonuçlandı. Bunun üzerine ihaleyi iptal ettiler. Kendi başlarına eski binayı yıktılar, Şevki beyin binayı da tadilata kalktılar. Bu arada Vanlı tarafından tasarlanan binada takviye yapılması gerekiyordu. Onu da yapmaktan vazgeçip, bu binayı da yıktılar. Böylece ortada binasız kaldılar. Şefik Birkiye tarafından yapılan yeni binayı CHP’li bir belediyeye yakıştıramıyorum. Maliyetin de 5 milyon TL den çok çok daha fazla olduğunu da belirtmeliyim.

  • tulay-balpinar says:

    beğeni kişiseldir….ancak ben stilini beğenemedim….hayret ve beğeni uyandırmadı bende….doğayla bütünleşik bulamadım…tek deyimle dört duvar olarak açıklayabilirim…ben yapsam iyisinimi yaparım derseniz hayır ancak daha iyi yapanı tanıyabilirim…bu bir yaratıcılıktır herkeste olmaz..ayrıca bu mimarlık ın sitesine girerseniz türkçesi olmadığını görürsünüz, ingilizceniz yoksa zorlanacaksınız…neden türkçe dili eklemeyi uygun görmemişler merak ettim

Bir yanıt yazın