Yılı bitirirken, geçtiğimiz sene Arkitera'da yayınlananlar arasından en çok ilgi çeken projelere tekrar bakıyoruz.
2015’te ülke gündemini en çok meşgul edenler yine kentsel dönüşüm projeleri ve büyük inşaatlar olsa da Arkitera.com okurlarının tercihi nispeten daha küçük ölçekli fakat nitelikli mimarlık örnekleri oldu. 2015 senesinde yayınımızda en çok ilgi gösterdiğiniz 5 projeyi sizin için derledik.
2015’in en çok ilgi gören projesi Şahinbaş Mimarlık Ofisi’nin Yalıkavak Bodrum’da tasarladığı villa oldu. Projeyi mimari ekibinin başındaki Erkut Şahinbaş’tan dinliyoruz:
Bir evin içinde yaşamakla, evin dışına taşarak onun etrafında veyahut ortasında yaşamak başka bir duygu. İklimin müsait olduğu coğrafyalarda çok sık karşılaşılan bu yaşam biçimini yeniden tariflemek bu projenin esas hedef idi. Tabiatı, doğallığı ve özgürlüğü sahiplenmek! Bodrum’da dik bir vadi içinde yaratılan bir büyük atrium’da hayatı geçirmek, projenin ana fikrini oluşturuyor.
Çinici Mimarlık’ın Loft dairelerden oluşan apartman projesi Cihangir’deki Sağıroğlu Sokak üzerinde metruk iki katlı müstakil bir evin yerine inşa edilmiş. İç mekanlardaki çözümleriyle de dikkat çeken projeyi tasarımcıları aktarıyor:
Brüt 45 m2 olan parselin oldukça sınırlı olan boyutları dolayısıyla sokak cephesinin tümünü oluşturan merdivenevi, bir anlamda sokaktaki anonimliğin parsel içinde dikey olarak devamı olarak düşünüldü. Cephesi açık olan bu merdivenevinin sahanlıkları bazen ortak alan olarak, bazen de giriş verdikleri kattaki dairelerin sokağa bakan balkonları olarak işlev görüyor. Merdivenevinin bu atipik konumlanması ön cephede mavi renk ile vurgulandı. Arka bahçeye bakan cephede de mavi, güneş tenteleri ile yeniden ortaya çıkıyor.
2015’in en çok dikkat çeken projelerinden bir diğeri Onur Teke’nin İzmir Mordoğan’da yaptığı T- Evi oldu.
Konumlandığı yerle kurduğu benzersiz uyum ile T-Evi, doğal çevresiyle derinlemesine ilişki kuran yapının doğa ile birlikte nefes almasına izin verir.
Yapının şeffaflığı ve geçirgenliği, kullanıcıların her noktadan doğa ile ilişkilenmesine olanak sağlar. İç mekanın hemen hemen her noktasından dış mekanın algılanabiliyor olması; iç ve dış arasındaki sınırı eritirken aynı zamanda “yer” duygusunu da güçlendirir.
T-Evi, yerel zanaatkârların pratiği ile çağdaş yapım teknolojisinin biraraya gelmesiyle; kırsal alanda doğaya saygılı çağdaş bir mimari ve düşük maliyetli bir sürdürülebilir yaşam ortamı yaratılabileceğine bir örnek ve kanıt olarak öne çıkar.
Santral 4 ve 6 nolu Kazan Daireleri Mimarlık Fakültesi ve Kütüphane Dönüşümü
1914 yılında inşa edilmiş günümüzde ise İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kullanımında olan 4 ve 6 no’lu kazan dairelerinin projesi Nevzat Sayın Mimarlık Hizmetleri (NSMH) tarafından yapıldı. Silahtarağa Elektrik Santrali’nin diğer dönem yapılarında olduğu gibi bu yapılar hakkında da endüstri mirası ve özel yapılar kapsamında koruma kararı bulunuyor. Projeyi NSMH’den dinliyoruz:
4 ve 6 no’lu kazan dairelerinin her ikisinde de, ayakta kalabilmiş ve üzerinde koruma kararı olan birer eski kazan bulunuyor. Bu kazanlar özel işlemlerden geçirilerek özgün hali ile ve yerinde korunurken, yapılar üzerinde çalışırken kazanların bu yapıların asıl sahibi olduklarını akılda tutarak mekana katkılarını önemli bir veri olarak kabul ettik.
İç mekanlardaki açık mekan kurgusu, mekanları genel hacim olarak kullanan Mimarlık Fakültesi’nin atölye düzeni, açık atölyeler, sergi ve jüri mekanları yapıdaki açıklık işlevi açısından bu kurguyu destekleyen bir çözüm oldu. Üniversitenin başta kabul edilen öğrenci sayısını yüzde elli oranında arttırması, daha şeffaf olabilecek olan hacimleri daha dolu hale getirdi. Buna rağmen beş farklı seviyede birbiri ile ilişkili stüdyolar oluşturularak başta hedeflenen şeffaflık sağlanmaya çalışıldı.
Bilge Kalfa ve Gamze İşcan’ın ofisleri Halükar Mimarlık’ın Karaköy’deki projesi Fil Books ile 2015 listemizi tamamlıyoruz. Kitapçı dükkanı ve kafe olarak kullanılan Fil Books listemizin tek iç mekan projesi olmasıyla da dikkat çekiyor.
FiL Books’ta oluşturmak istediğimiz, küçük bir yerde olmanın korunaklı ve samimi duygusunu kaybetmeden konforlu ve aydınlık bir ortam üretebilmekti. Mekan kurgusunda, kitapların tek bir duvar boyunca galeri boşluğundan yükselip iyi bir şekilde sergilenebilmesi ve rahat bir bar kullanımı önemsediğimiz iki temel unsurdu. Bu kadar küçük bir alanda tüm işlevlerin çalışabilmesi için bazı eksiltmeler yapmak gerekti. İki katı bağlayan mevcut merdiveni korumak yerine binanın genel merdivenini dükkanın üst katına çıkış için kullanmak üzere planladık. Bunu yaparken akşam rezidans olarak kullanılacak üst katlar ile FiL Books kullanımlarını ayırmak gerekiyordu. Bu nedenle gündüzleri katlanıp neredeyse yok olan, akşamları mekan kapandıktan sonra ise mekanı yarı geçirgen bir şekilde ayıran makaslı demir kepenkler kullanıldı. Mekan açıkken de kapalıyken de mekansal süreklilik ve derinliğin hissedilebilmesi amaçlandı.