Star Mimarın Öyküsü Tiyatroda

Amerikalı Tiyatro topluluğu Aurora Theatre Company, "The Monster- Builder" (Canavar-Yapıcı) isimli oyununda bir mit haline gelen star mimarı, onun dünyayla ve mimarlıkla olan ilişkisini hicvediyor.

Topluluk, Amy Freed tarafından yazılan, Art Manke’nin yönettiği; mimarlık mesleğinin hırs, şöhret ve egoyla olan ilişkisini komik bir dille anlattan oyunu şu sözlerle meraklılarına duyuruyor:

Fantastik oranlarda çılgınca bir şema, büyük mimar Gregor Zubrowski’nin postmodern, çelik ve camdan strüktürlerinin arasında pusuya yatmış bekliyor. Onun buyurgan ünü ve merak uyandıran yaratım süreci hem profesyonellere hem de patronlara zevk veriyor. Ancak genç ve deneyimsiz iki mimar, kariyerlerinin dönüm noktası olabilecek bir projeyi onlardan acımasızca çaldıktan sonra, Gregor Zubrowski’ye kendi oyununda meydan okumaya karar veriyorlar.

Huffington Post’tan Leo Stutzin’in yazısına göre daha oyunun adında seyirciye küçük bir oyun oynanıyor. Öncelikle, builder (yapıcı) kelimesinin İngilizce’deki kullanım şekli nedeniyle, canavar-yapıcı’nın canavarlar tasarlayan biri mi, yoksa canavar bir tasarımcı mı olduğunu bilemiyoruz. Stutzin oyun hakkındaki yazısına şöyle devam ediyor:

Freed’in başlığı Ibsen’in, hırsları ölümüne neden olan bir mimar hakkındaki oyunu The Master Builder (usta mimar)’a göndermede bulunuyor. Oyundaki Gregor kolaylıkla Ibsen’in ana karakterinin çağdaş yorumu olarak görülebilir: Başarısıyla böbürlenen, dünya çapında ününün keyfini çıkaran, hor gören, rekabet eden ve güzel kadınlardan hoşlanan bir adam. 
     Öte yandan Gregor’un binaları hiçte öncülününkilere benzemiyor. Mimar; formlarıyla, malzemeleriyle ve kullanıcı ihtiyaçlarına yaklaşımlarıyla, o küçümsediği gelenekleri hiçe sayan binalar tasarlıyor. Bir yandan yirminci yüzyıl ortalarındaki uluslararası üslubun “biçim işlevi takip eder” söylemine küçümsemeyle kükrüyor diğer yandan da eski eserleri korumaya yönelik her uyarıyı burjuva duyarlılığı olarak alaya alıyor.

Mimari bir hiciv olarak okunabilecek oyunda star mimarın çalışanlarıyla olan ilişkisini ise Stutzin Şöle aktarıyor:

Süper mimar ya da yaygın kullanılan şekliyle star mimar, bazen bilindik bezense garip şekillerde asistanı Tamsin’den destek alıyor. Tamsin, Gregor’un muhtemelen hoşuna giden, bir çeşit çekiciliğe ve olimpik bir akrobatın esnekliğine sahip. Muhtemelen ilk perdenin en komik sahnesi, Gregor’un asistanının bedenini her çeşit kıvrılmaya ve bükülmeye uğratarak yeni büyük yapısının formu için ilham araması. Gregor, asistanını yuvarlaması, havada tuttuğu karın bölgesinin altından sürünmesi, kollarını ve bacaklarını normal bir insan vücudunun girmesi olanaksız şekillere girene kadar burması sonucu aradığı tezahür anına ulaşıyor. Büyük giriş arka kısımda olmalı, elbette!

Etiketler

Bir yanıt yazın