Denizlili Mimarlar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının uğruna savaştığı taş binaların yıkım kararı durduruldu.
Denizli Arkeoloji Müzesi’nin yapılacağı gerekçesiyle Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun tescil kararını iptal etmesi üzerine harekete geçen Mimarlar Odası Denizli Şubesi, 31 Ocak 2014’de açtıkları davayı kazandı. 2 kez keşif, 5 kez yürütmeyi durdurma kararının ardından Denizli İdare Mahkemesi’nin 20 ay sonra verdiği iptal kararı, lokma dökülerek kutlandı.
Mimarlar Odası Denizli Şubesi, Taş Atölyeler için 20 aydan beri verdiği hukuk mücadelesini kazandı. Cumhuriyet döneminin özgün yapılarından olan Taş Atölyelerin tescil kararını 2010 yılında kaldıran Aydın Kültür Varlıklarını Koruma bölge Kurulu tarafından kaldırılmasına tepki gösteren Mimarlar Odası Denizli Şubesi, konuyu İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Taş atölyelerin korunmasına yönelik verilen karar, Denizlili STK temsilcileri tarafından sevinçle karşılandı. Taş Atölyeler önünde toplanan STK temsilcileri adına konuşan Denizli Mimarlar Odası Başkanı Cüneyt Zeytinci; konuşmasında şu sözlere yer verdi;
“TMMOB Mimarlar Odası Denizli Şubesi olarak, Denizli merkez ilçe,7455 ada,1,2 ve 55 sayılı parsel üzerinde bulunan tescilli Hükümet Konağı ve Etnografya müzesinin koruma alanında kalan ve bir bölümü yeni vilayet binası inşaatı için yıkıldıktan sonra kalan üç yapının korunması gerekirken, bu kez de buraya yapılacak yeni bir müze binası için yıkılmasına yönelik girişimlerden 2013 yılında haberdar olduk.
Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurup, bu yapıların korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesini talep ettik. Kurul hem talebimizi reddetti, hem de bu binalara cılız bir koruma sağlayan 22.07 2010 gün ve 3039 sayılı kendi kararını iptal etti.
Denizli’nin Cumhuriyet Dönemi tarihinden bir parça olan bu okul yapısının yıkılarak hayırsever bir hemşehrimizin bağışı ile yerine arkeoloji müzesi yaptırılması girişimine hem üzüldük, hem sevindik.
Denizli’de Arkeoloji Müzesi yapılmasına kim karşı çıkar? Elbet biz de isteriz, istiyoruz. Ancak bu güzel binaları yok ederek değil. Taş atölye binaları değerlendirerek müze yapılması uygun olur düşüncesindeyiz. Bunları hatırlattık, ama olmadı.
Okulun eski mezunları dostlarımız, duyarlı hemşehrilerimiz, STK temsilcileri ve hukukçularımızla bir araya gelip konuyu tartıştık ve son çare yargıya başvurduk.
Denizli İdare Mahkemesine odamız adına 31 Ocak 2014 günü yürütmeyi durdurma istekli dava açtık.
Mahkeme, son sığınağımız ve umudumuz oldu. 6.Şubat.2014 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bundan sonra Kültür Bakanlığına karşı açılan yargı mücadelesi 20 ay sürdü. İki kez keşif yapıldı. Tam beş kez yürütmeyi durdurma kararı verildi. İki ayrı bilirkişi raporu düzenlendi.
TAŞ ATÖLYE BİNALARININ Korunması gerekli taşınmaz varlığı olup olmadığının saptanabilmesi için alınan bilirkişi raporlarında;
-Yapının özgün mimarisi ile Cumhuriyet Eğitim Projesinin bir parçası olduğu, sosyal, teknik ve ekonomik geçmişi iyi yansıtan bu mimari yapıtın yok edilmesinin, tarihsel bilincin yok edilmesi ile eşdeğer olduğu,
-Atölye yapılarının; yapıldığı dönemin mimari ve teknik özelliklerini yansıtmakta olduğu,
-Kentin sosyo kültürel tarihinde yer almış, kentin kimliğine damga vurmuş bir yapı olduğu,
-Atölye yapılarının plan tipi, yapı malzemesi ve yapım tekniği ile yapıldığı Cumhuriyet döneminin özgün bir örneği olduğu,
-II. Milli Mimarlık dönemi taş işçiliğinin,1940’lara özel olduğu,
-Mimar,Selçuk Milar tarafından,tasarlanmış,olan yapının, betonarme ve taş birlikteliğinin bir örneği olduğu,
-Denizli deki Taş atölye binalarının türünün kalan son örneklerinden biri olarak değerlendirilmesi gerektiği,
-Atölye binalarının,1.derece Deprem kuşağında yer almasına rağmen, yapının kullanılmamayı gerektiren önemli, tamir olunamaz bir hasar veya harap olma durumu söz konusu olmadığı,
Dolayısıyla Endüstri Meslek lisesi Taş atölye binalarının korunması gerektiği ifade edilmiştir.
Mahkemenin kılı kırk yaran titiz incelemesi sonucunda verdiği iptal kararı geçtiğimiz cuma günü elimize ulaştı.
İptal kararı, Endüstri Meslek Lisesi Atölyelerinin, Tarih ve temsiliyet değeri, kent belleği değeri, ender bulunma ve özgünlük değeri taşıdığı, bu itibarla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı özelliği gösterdiği anlaşıldığından, davacı Mimarlar Odası Denizli şubesi tarafından yapılan başvurunun kabul edilerek anılan yapıların ”TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIĞI OLARAK TESCİL EDİLMESİ ” ve buna bağlı olarak, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce Denizli Arkeoloji Müzesi yapılmasına yönelik olarak hazırlanan mimari projenin değerlendirilmesi talebiyle yapılan başvurunun uygun görülmemesi gerektiği, gerekçesine dayanmakta.
Halka ait bir değeri, onu korumakla yükümlü devletten ve onun bu değerleri asıl koruyacak kurumu olan Kültür Bakanlığının gazabından korumak için çıktığımız yolda son çaremiz yargıya başvurmakla ne kadar doğru davrandığımızı bir kez daha anlıyoruz.
Peki bu karar ne anlama geliyor? Çok açık, bu yapılar korunacak, yıkılmayacak. Bu yapılar korunarak ve başka işlevler kazandırılarak kullanılabilecek. İster müze, ister sergi, ister konferans salonları.
Bu güzel haberi Denizli halkına duyurmaktan mutluyuz. Yapıların bugünkü bakımsız görüntüsünden acilen kurtarılması gereklidir. Korunması, yeni ve güzel kullanım amacı ile halka açılması en güzel çözüm olacaktır. Bundan sonra bizler her türlü katkıyı vermeye hazır ve sürecin takipçisi olacağız.
Bu süreçte yanımızda olan okulun eski mezunlarına, bize destek olan STK’lara, hukukçu dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu davanın en sıkı takipçilerinden dönemin DEGİAD başkanı sevgili Sadık Çaputçu’ ya bir kez daha rahmet diliyoruz.”
Mimar Odası mahkemeyi kazanmasının mutluğu ile Ulu Cami önünde parkta lokma dağıttı.