Siyasal Rejim ve Mimarlık İlişkisi Üzerine Bir Tartışma

İngiltere'nin tanınan radyo istasyonlarından Monocle 24, siyasal rejimlerin ve iktidarların mimarlık üzerindeki etkisini tartışmaya açan bir program yayınladı.

Londra merkezli Monocle 24, 13 Ağustos 2015’te yayınladığı “The Urbanist- Bad People Nice Buildings” programı üzerinden, ülkelerin siyasi kimliklerinin, mevcut mimariyi nasıl dönüştürdüğünü araştırdı.

“Daha iyi bir şehir kurmanın yolları” arayışı ile hareket eden şehir plancıları ve mimarlardan oluşan The Urbanist ekibi, siyasal rejim/mimarlık ilişkisi araştırma konusu kapsamında, Rusya, Almanya, Portekiz gibi birçok ülkeyi ziyaret etti.

Faşizm, Emperyalizm ve Brutalizm gibi birçok farklı kavramları inceleyen ekip, siyasal rejimlerin kendini ifade biçimi olarak mimariyi kullandığını ifade ediyor.

The Urbanist ekibinin birkaç şehir hakkındaki izlenimi ise şu şekilde:

Zamanında totaliter rejimle başa çıkmakta zorlanan Moskova’da yer alan Seven Sisters gökdelenini, dönemin siyasi karakterinin bıraktığı en büyük miras olarak yorumlayan ekip, Stalin’in mimari etkisinin günümüzde sürdüğünü iddia ediyor.

Portekiz’de 1933-1974 yılları arasında süren ve baskıcı bir rejim olarak görülen Estado Novo dönemi mimarisinin ise günümüzde yeniden yorumlandığı ve dönem yapılarının yeniden işlevlendirildiği belirtiliyor. 

The Urbanist ekibi, Adolf Hitler’in “üstün Alman ırkı” ve antisemitik propagandaları sonucu ülke genelinde yarattığı katı ve ayrıştırıcı algıyı, dönemi mimarisine de yansıttığını ifade ediyor. Hitler’in baş mimarı olarak bilinen Albert Speer’in Berlin için düşündüğü Third Reich gibi birçok büyük ölçekli projede bu algıyı okumanın mümkün olduğu belirtiliyor. 

“The Urbanist- Bad People Nice Buildings” yayınını, web sitesi üzerinden dinleyebilirsiniz.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın