- 20 Ocak 2015
- 9425 defa okundu.
Ömer Selçuk Baz “Yarışmayla Yap”ılan Troya Müzesi’nin Sürecini Anlattı
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2011 yılında açılan Troya Ulusal Mimari Proje Yarışması ile projelendirme süreci başlayan Troya Müzesi'nin şantiyesi devam ediyor.
Ocak 2015 itibarı ile fiziki olarak %70 tamamlanan projenin 2015 yılı sonunda tamamlanacağı öngörülüyor. 1. Ödül sahibi tasarım ekibi Yalın Mimarlık’ın kurucu ortaklarından Ömer Selçuk Baz’dan şantiye sürecini değerlendirmesini istedik.
Arkeoloji ve yitik bir uygarlıkla ilgili bir yapı yapmak… Tasarım üzerine fikirler ve kavramlar üretmek, her zaman bana onları bir tasarım olarak şekillendirmekten daha kolay gelmiştir. Fikirler bir biçim almaya başladıklarında, kağıt üzerinde ve zihinlerde zamanla olgunlaşıyor. Ancak fiziki dünya ile temas edip gerçeklik kazanmaya başladıklarında hep eksik kalan bir yanları oluyor.
Bu belki mimarlığın “olmazsa olmaz” yapma, inşa etme refleksleri ile karşılaştırıldığında naif bir fikir. Belki inşa etmenin incelik ve sırlarına, genç bir mimar olarak henüz vakıf olamama halinden ötürü, belki her zaman yaptıklarına biraz şüphe ile bakma durumundan kaynaklanıyor. Mükemmel bir yapı yapmaktan öte; kusur, tavır ve hissiyatı ile kullanıcıya geçebilecek bir süreci tarif etmeye çalışmak da bu tereddütün bir parçası.Ancak mimarlığın konusu yitip giden bir uygarlık üzerine bir yapı yapmak olduğunda, eninde sonunda üreteceğiniz tasarımın düşüncelerde bile olsa maddeleşeceği anı ötelemek istiyorsunuz. En azından yarışma süreci de, yarışmanın kazanılmasından sonra geçirdiğimiz süreç de bu şekilde ikilemler üzerinden tarif edilebilir.
Troya Müzesi için tasarlanan yapıyı, inşaat ve yapı tekniklerinin mekan üzerinden okunabileceği araçlarla tasarlamak bir fikirdi. Günün inşaat tekniklerini ve yapım sürecini de gösterecek şekilde, hatta belki sonraki kuşaklar için ‘İnşa Etmenin Arkeolojisi’ni de gösterecek biçimde kullanılması söz konusuydu.
Ahşap kalıp, brüt beton, masif taş, masif ahşap gibi inşaatta kullanılan bütün malzemelerin en doğal halleriyle yapıda kendine yer bulması, zaman içinde bu malzemelerin değişerek geçireceği sürecin mekanı şekillendirecek olması, bu yapı için mimarlığın temel fikriydi. Şantiye sürecinin kendisi, yaşanılan aksaklıklar ve zorluklar dahil, bir yapının şekillenişinin temel düşüncesi olabilir mi? Bugüne ait bir yapı, antik dönemlerde olduğu gibi ham haliyle kalarak, aynı zamanda bitebilir mi? Teknolojinin bizi her anlamda sarıp sarmaladığı, yapı fiziği, yapı tekniği gibi konuların yapıların ayrılmaz parçası olduğu bu zamanda, teknoloji ne kadar görünmez olabilir ki? İşte bu sorular, Troya Müzesi şantiye sürecinin temel konularından oldu, ve olmaya devam ediyor.
Bugün neredeyse tamamlanmış olan kaba yapı ile yakın zamanda bitecek yapı arasındaki mesafe oldukça az.
Çanakkale Troya Müzesi’nin yapım sürecinden tarihler:
Yarışmanın açılması: Ocak 2011
Sonuçlarının açıklanması: Mayıs 2011
Şözleşme imzalanması: Mart 2012
Proje ve ihale dosyalarının teslimi: Eylül 2012
Projenin ihalesi: Mart 2013
İnşaat başlangıcı: Eylül 2013
Fotoğraflar: Cihan Poçan
Etiketler
48 yorum
işte çalıntı troya müzesi ünlü ofisimizi tebrik ederiz
bu ufak görseli bile taklit etmiş,projenin cephesi ve brüt beton konsepti olduğu gibi çalıntı iç mimariyi ise kimbilir nerden ilham aldı diyerek konuyu kapatalım.copy paste
https://www.archdaily.com/499488/school-of-design-and-institute-of-urban-studies-sebastian-irarrazaval/57295122e58ece233d000100-school-of-design-and-institute-of-urban-studies-sebastian-irarrazaval-?next_project=no
yapıya alınan rampa kota kadar proje taklit edilmiş,büyük benzerlik nasıl oldu bu iş.
Alper Bey haklı.
Ömer Bey incelediğim bu projelerin anlamından fazlasını ifade etmişti. Yani +1 daha hisli bir proje. Ancak bu ”özgünlük” sağlar mı? Bence sağlamaz.
Omleti yapmış hans, domatesli omleti buldu peter, -peter omlet için hansı yazdı ve domatesli bana ait dedi; sen de fesleğeni diktin peterinkinin üzerine, hans ve peteri sırasıyla belirtmeden bu sana ait diyemeyiz ve fesleğini neden koyduğunu anlamak isteriz.
AZAT BU ÇALINTI TROYA TİMES A GİRMİŞ tarafsız bir basına ilettik HABERi iletiyor times dergisine ÇALINTI TROYA MÜZESİNİN listeden çıkartılması ve YIKILMASI İÇİN DETAYLARI İLE BİRLİKTE YAZI GÖNDERİYORLAR BÖYLE BİR REZALETİ YERLİ VE MİLLİ KÜLTÜR ADI ALTINDA SAYGISIZCA TÜRKİYEYE itekleyemez yalın tan arkitekçur.hukuken eserin taklit veya çalıntı olmasının tespitinde ödül geri alınır ve ödenen para faiziyle birlikte geri ödetilir.çevre ve şehircilik bakanlığına iletsinler bakalım nasıl oluyormuş türkiyede sanat.adam bildiğin birebir kopyalamış projeyi ben böyle bir rezilliği daha görmedim.
ömer bey neyi ifade etmişti?konuyla ilgili daha önce bir bilgim yok.yarışma sonucuna hiç mi itiraz gelmez bu ne rezalet.
Aklımda kalanları belirteyim:
Binadaki hareket dilini çok etkili anlatmıştı. Katları çıkarken arkeolojik kesitlerden geçmek, terasta bugüne ulaşmak, eski çağa rampayla aşağı inerek girmek. Karanlık kuytular kurmak ve doğayla beraber yıpranacak boyasız-katıksız saf malzeme kullanmak. Arazi ve konuyu hissetmiş. Hatta geçmişte ”his perisi size x yarışmada uğramamış, üzüldüm” demiştim.
ordan burdan proje çalıp üzerlerine fantazi mi yazıyorlar iş birliğiyle.roman yazarı yapalım bunları ordada iyi para var .bu yarışmalarda var bir düzen istedikleri projeyi allayıp pullayıp birinci yapabilirler bunun bir kriteri yok.bunlar parayı kırışıyorlar reklam pazarlama vs buyuk bır payı var mımarının üst yapının siyasette.arkiteraya siyasi birinin yarışmalarda dönen itiraflarını gönderdim yayınlamadı,adamlar bildiğin aylar öncesinden projeyi hazırlatıp yarışmadan önce,parmakla gösterip birinci yapıyorlarmış.gerekli düzenek hazır diyor,tasarım dediğiniz şey göreceli kime göre neye göre diyor çatır çatır anlatıyor.
Evet doğru zaten omlet örneğimde bunu belirttim. Dünyada geçerli sistem bu. Bizde ise fantazi var. Çünkü özel bir şey keşfedince, keşiften çok biz icat etmişiz gibi yaklaşıyoruz. Mesela kral bir lahmacuncumuz var. Eşi dostu götürüp böbürlenmek istiyoruz. Evde adamın tekniğini çalıp fok gibi lahmacun da yapınca “nasıl yaptım be, ondan bile güzel” diyebiliyoruz. Hepimizin içinde bir sahil mangalcısı modu var. Ömer Bey bize de duman yellemiş yani…
şu arkiteranın arayüzüne bir bak çöplüğü bu ofislerin arkitera…
Alper bey, (gerçek isminiz bu mu bilmiyorum)
Yorumunuzu kalan kısmını kapatmak zorunda kaldım. Saldırgan ve çoğu mesnetsiz yorumlarınıza devam etmemenizi rica ediyorum. Her haberin/yazının altında benzer üslupla whatsapp’ta mesajlaşır gibi yorum bırakıyorsunuz. Eğer Arkitera’yı beğenmiyorsanız, dediğiniz gibi kapatın bir daha da açmayın ve yorum yapmayın.
Mesleki bir katkı koyacaksanız herkes gibi başımızın üstünde yeriniz var.
“Whatsapp mı lan burası” diyip hepimizi savuşturdu, “YA SEV YA TERKET” dedi Emine hanım🇹🇷🇹🇷🇹🇷 mesnetsiz gezici ve çapulcular. Allah yar ve yardımcınız olsun🙏
aynen bide mesleki katkı diyor,sırf senle konuşmaya geliyom buraya azat,yorumların ve bakış açın oldukça değerli
Dövdürcen mi bizi başgan. Terlik geliyor bak kafamıza 👡
bi ekip kurup adam gibi bi site açta da görsünler sanatın ne olduğunu,sen bir ömür ver burada editörlük yap sonrada gel diktatörlük yap.
bana mesnetsiz diyor,demiyorki bu gerçekler neye göre mesnetsiz?işim gücüm yok burdan menetisz saldırı yapıyorum.
emine merdim saldırganlık nerede belediye başkanı aile büyüğüm yalın tanın ismini vererek kamuyu talan etmelerini anlatıyor,bunu azatla tartışıyoruzki meslektaşlarımızın emeği yarışma adı altında talan edilip ezilip kendilerine arkitera üzerinde 1st prz ofis diye reklam veriliyor.whatsupta yazışma konusunda ciddi değilsindir umarım burası mimarlara ait bir platfrom bize ait arkiteraya değil meslektaşımla burda konuşabilmem için boşluklar bırakılmış archdailydede birçok arkadaşımızla yurtdışından içinden aynen bu şekildekonuşuyoruz konuşuluyor aç bi incele anladığım kadarıyla neyin ne olduğundan emin değilsin emine hanım.arkiteranın kölesi olduğun mimarlığa saygın olmadığı bu şekilde arkiteradan adam kovman senin seviyen,mesleki katkı eleştiriylede olur,göz göre göre başarısı bir çatıyı peyzej yaptık diye bizemi sunucaksınız.çokta umrumdamı arkitera azat ile konuşuyorum.mesleki katkı nasıl olur yani akbakn projesini nası ifade etmeliyim bir örnek verirmisiniz?arkiterayada birdaha gireceğimi sanmıyorum emine merdim yılmaz.buyur siz çalın siz oynayım ama banlandın emine merdim yılmaz anlamını sonra öğrenirsin
Alper bey, Yalın Tan’dan bahsediyorsunuz sürekli klavye azizliğine uğruyorsunuz sanırım. Ya da kişileri çok iyi tanımıyorsunuz.
Azat bey ile konuşmalarınızı eskiden sohbet odaları vardı öyle bir platformda devam edin isterseniz ya da kendisi izin verirse size emailini ileteyim.
Arkitera.com’un yöneticisiyim, çalışma arkadaşlarım ile hangi projeyi yayınlayıp yayınlamayacağımıza evet biz karar veriyoruz. Kimseye de hesap vermek zorunda hissetmiyoruz. Sizin de birkaç kez belirttiğinizin aksine (mesnetsiz yorumdan kastım buydu) ücret tabii ki almıyoruz.
Mirc adresimi vereyim mi Emine Hanım? Sonuçta en eskisi bu
emine merdim yılmaz rica edicem birazdan size yalının hocasınında ifade ettiği gibi çalıntı troya müzesinin haberi gelicek linki bırakıcam inceleyin ve altına yorumunuzu bırakın,yalın tan diyorsunuz proje çalmamıştır muhtemelen çalışanların işidir bumu demeliyiz 1 e bir çalıntı bildiğimiz sözlükte geçen çalıntı kelimesi.1 e bir iç meknlarıyla malzemeleriyle çalnmış proje.the times a ve bakanlığada bizzat ödülün geri alınması ve meblanın ödetilmesiyle ilgili bir yazı yazıcam.
sayın emine merdim yılmaz bilmiyorum bazı mimari web sitelerin global yıllık gelirlerinden haberiniz varmı daha kimle konuştuğunuz dahi habersiz size anlatılmaya çalışan web ağının kalitesi mimarinin geleceği gibi yapıcı eleştiriler aynen proje derslerindede bu uslupla işlenir.62 yaşındaki profesör ben yalını tanıyorum öğrenciykende …. dı diyor.şimdi bu profesor seviyesizmi,dç dr a. u. buda mı çakma çıktı derken bunun yerine benzerlik normal bişeydir çocuklar buda bir sanat benzetme sanatı mı demeli?
Gelir-gider işlerinin hepsinden haberim var endişeniz olmasın. Her yayın ve kurumun işleyişi farklıdır. Yalnız Yalın işini hala çözemedik 🤔 iyi geceler.
yönetici emine hanım,beni kovduğunuz gibi birdaha yöneticisi olduğunuz arkiteraya girmemek tıklamamak ve asıl yüzünüzü meslektaşlarıma anlatmak üzere ayrılıyorum.sitenize kuruluşunuza prestijinize verdiğim rahatsızlık için üzgünüm, azat kanka bana behanceden yazarsın.sana psikolojik tedavi linki veren ömer yılmaz beyin bu çalıntı projeye yorumunuda senden alırım.behanceden yazarsın link:
https://www.behance.net/gallery/87863353/A-STOLEN-ARCHTECTURE
ama hani trojen kendini kopyalıyor falan ya acaba tasarımda bu fikre mi değinmişler,ilham burdan olabilir güzel bir konsept.
Yazılan yorumlara birden şirketimizin unvanının dahil edildiğini üzülerek gördük. Öncelikle belirtmemiz gerekir ki şirketimiz “Yalın Tan İç Mimarlık Tasarım Uygulama Limited Şirketi” ticari unvanından da açıkça anlaşılacağı üzere iç mimarlık şirketidir ve hiç bir mimari tasarım ve uygulama işi icra etmemiştir. İç mimarlık alanında yaklaşık 20 yıldır en saygın uluslararası ve yerli firmalara iç mimarlık hizmeti veren, bu alanda haklı bir saygınlığa sahip şirketimizin adı geçen Yalın Mimarlık şirketi ile hiçbir tanışıklığı veya bir bağı da bulunmamaktadır. Detaylı bilgiyi https://yalintanandpartners.com/ adresinden elde edebilirsiniz. Fikir yürütülürken, yıllarca binbir zorlukla inşa edilen saygın unvanların yok yere bilgisizce kullanılmamasını önemle rica ederiz.
Böyle tuhaf bir konu altında, buraya yazmak istemezdim. İstemeden Yalın Tan iç mimarlığa verilen rahatsızlık adına üzüntümü, payımız oranında özrümü iletmek istedim…
Kopya proje konusuna ise cevap vermek bana düşmez! Bu konu birçok yarışma projesinde olduğu gibi ‘Troya müzesi’ sürecinde de uzun uzun konu edilmişti. Yani bizim diyeceklerimizin pek bir anlamı yok…
Sadece şunu söyleyebilirim; Baktığınız şeyde gördükleriniz, yüklediğiniz anlam onda gördüğünüz içerik derinlik iki şeye bağlı.. İlki baktıklarınızın içerdikleri , yada içerme olasılığı olan şeyler.. İkincisi sizin bakarken ki görme, anlama derinliğiniz ..
Bana öyle geliyor ki her ikisinin seviyeleri, derinlik ve tonları, geçişleri zihin dünyasındaki hareketleri kaymaları bize göre ‘Anlamı’ yaratıyor. Bu anlam kimi zaman bakanın, ismini bile doğru dürüst bilmediğiniz tuhaf bir ‘kopya’ tufanı, Kimi zaman sessizlikte mütevazı bir deneme olarak tınlıyor zihinlerde.. Zaten mimarlığın içindeki en güzel olanda bu aslında bakanlar ve baktıkları arasında sonsuz bir ‘anlama skalası’ …
Ömer Bey, anlaşılmadığında AA aldığını çözmüş taze Mimarlık öğrencisi gibisiniz. Beni gençliğime götürdünüz…
Herşeyi kenara bırakıyorum bir anormallik var, forum kültürü eksikliği mi diyeyim, üslup sorunu mu diyeyim, küstahlık ve iticilik o kadar hakim ki insanın yapıcı veya eleştirel bir cümle kurası bile gelmiyor. Siz harika eleştirilmedik şey bırakmayanlar yüzünden ortam böyle kısır işte. Size AA verelim de susun artık!
Yalnız projeyi eleştirmiyoruz, ÇALINTI diyoruz. Forum kültürünüz ÇALIYOR AMA NE YAPIYOR BE! şeklindeyse, ben o kültürden gelmiyorum. Haksız kazanç sağlanacak kadar kısır değil ortam, buyurun siz de SIFIRLAYIN
sizin bu ömer beyin ofisinin ekip arkadaşı bu iki kardeş mimarın ve milletvekili mimarın sırasıyla birinci ikinci olmasıyla ilgili bir duyumunuz varmı?konuyu ben anlayamadım ömer bey ve çalışma arkadaşları ve benzer ün sahibi ofislerin sürekli birinci yapılması ile ilgili teyit edecek bir bilginiz gözleminiz varmı?bunlar doğru olabilir mi?
Var ve zaten bu yüzden pruvayı bazılarına doğru çevirdim. Onlar kendilerini biliyorlar. Bir gün detayları konuşalım…
eğer böyle bir talan düzeni versa siz neden bu mimari yarışmalara proje gönderiyorsunuz,prim veriyorsunuz,kendinizi aşağılatıyorsunuz,yazık değilmi onca emeğinize?
neden katılıyor mimar arkadaşlarınız bu yarışmalara?
Proje demedim her şey dedim! Bu üslubu çok iyi tanırım ben o yüzden çok da dallandırıp budaklandırmanıza izin vermeyeceğim. Çalıntı dediğiniz corten malzemenin cephede dikey şekilde konumlandırılıp arasından gün ışığını içeri almak ise size benzer 10larca proje gösterebilirim. Linke baktım da corten cephe veya brüt beton kullanmak, ışığı içeri belli bir ritimle almak gibi şeyler ilk yapanın sahibi olduğu arkasından yapan herkesin taklitçi olduğu sonucunu çıkarıyorsa size iyi çıkarımlar diliyorum. Bir sürü projede büyük harflerle çalıntı yazarak, karşılaştırmalı fotoğraf koyabilirsiniz. Forum kültüründen kastım sizin anladığınız kadar sığ değil neyse ki! Sizin gelmediğiniz kültürden de gelmiyorum. Sadece bu kadar güdümlü ve agresif şekilde yorumlar yapıyor olmanıza sitem olarak yorum yaptım. Daha net bilgi belge varsa elinizde paylaşın da herkes bilsin! Yoksa da böyle büyük harflerle çalıntı demek, itibarı bu kadar kolay alt edebileceğini düşünecek kadar saf olamazsınız heralde.
yalnız coşkuncuğum ilk önce çok sinirlendim bu çalıntı konusuna bir göz attım.bir gazetecide haberi çevirmiş az benzer iki proje diye fakat:o bi link vardı alper özen beyin altında bı bakarsanız.mümkün değil böyle bir benzerlik.iç mimari olduğu gibi taklit edilmiş iç mimari uygulama işi kim aldı bilemem ama yapının kabuğu corten ve çizgisel cephe cam kapakları korkuluklar malzemeler beton kalıpları vidasına kadar hatta rampa kotlara kadar inkar edilemeyecek bir şüphe uyandırıyor.kestirip atmayın lütfen bakın ve öyle konuşalım.azat oldukça karakterli bir insan elinden geldiğince doğruları savunuyor iftira atacak değil kimse.
alper özen beyin gönderisi:https://www.behance.net/gallery/87863353/A-STOLEN-ARCHTECTURE
Alper bey yoksa siz misiniz?
Ben de baktım linke ve hatta yanımda mimar arkadaşlarım da vardı. Hepimiz aynı yorumu yaptık benzerlik dediğiniz şey bana göre bir mimari dilin ifadesi. Aynı cepheye benzer ama corten olmayan, mesela alüminyum kaplama cepheler de var. İnternete Corten Facade yazın ne dediğimi anlayacaksınız. Projeyi savunmak bana düşmez ama ben kendi yorumumu belirtmek istedim. Ben kestirip atmıyorum hatta çalıntı demek ciddi bir itham. Bunu demeden önce sizin dediğiniz gibi önce mimari eleştiri yapılabilseydi daha anlamlı olurdu. Azat Bey’i tanımıyorum karakterini de bilmiyorum, elinden geldiğince doğruları da savunuyor olabilir ama ortama sunulan üzerinden konuşuyoruz. İftira konusunda sizin gibi düşünmüyorum.
Birisi bana çalıntıyı geçtim, öykündü dese delil tespit davası açarım, bitti. Haksız lafla, işle iyi bir hayat elde edilmesine razı olamıyorum. Bu beni sinirli, küfürbaz, falan filan yapmaz. Aksine normal bir insan yapar. Arkitera’daki bazılarının artık bunu anlaması gerekiyor…
Materyali biliyorum ve bin çeşit örneği var. Asıl olay şu: hiç materyal, tasarım referans kitabım olmadı. İnsanları anlatan mimarlar ilgimi çekti. Kütüphanemi onlarla doldurdum. Sözlerinin altını çizdim. Kullandıkları kelimelerin bile atalarına baktım, notlar tuttum. Yani bir materyalden, formülden, biçimden yapıya asla gitmedim. Yapının anlamından anlam çıkarıp, kendi anlamımı bulmaya çalıştım. Şuradaki eleştirim bir Ömere, Melikeye değil. Mimarlık Dünyası ”anlamsızlık” çıkmazında. Yapılar zorla anlam yüklenerek yaşatılmaz. Kendi anlamlarını üretirler, zamanla yeniden üretilirler ise o toplumda yaşarlar. Yani kısaca, balık baştan kokmuş bu olayda.
zamanla bunların üstü kapanır moralinizi bozmayın,bu konu gerçek veya değil.önünüzdeki kariyerinize bakmalısınız.sadece bian şaşırmıştım iki projeyi görünce fakat mimarlıkta bunun normal olduğunu duyunca rahatladım.sonuçta her ağaç aynı şekilde değilmi, çalıntımı şimdi ilk yaratılan ağaçtan başkaları elbette değil.herbirinin meyvesi kokusu farklı çok yaklaştığınız zaman detaylar gözüküyor.zaten iki projenin ölçüleri birebir de değil
fakat bu sanat eserleri kanununu imimarlıktan anlamayanlar koymuş demekki taklit kopya tespiti durumunda şu şu yapılır gibi.hiçbir anlamı yok böyle tehditlerin.sanatçıların ne kadar emek verdiklerinden bir haberler.
ömer selçuk baz ve takımı iztuzundada her yarışmada derece aldığı gibi birincilik almış .ciddi anlamda yetenekli bir mimar demekki.tebrik ederiz.muhtemelen yarışmaya birkaç proje gönderdiler ve bu iki kardeşe kaldı ihale. KUVEYT KFAS YENİ MERKEZ BİNASI yarışmasındada beraber çalıştığı 2 kardeş mimar bu kardeşler.ayrıca 2.lik ödülünün milletvekiline verilmesi bir hayli tesadüf olmuş.bukadar mimar yıllarca proje birikimi fikirleri olan insanlar ödül almayı başaramıyorda aynı insanlar hep birincilik alıyor.hani melike altınışık konusu için azatçığım.demekki böylesine muazzam yetenekli mimarlar olunca başkalarının yarışmaya boşuna emek vermeleri içler acısı tarşımalara sebep oluyor.toplanıp 5 6 proje gönderin yarışmalara tavsiyem.
arkadaşlar bu kuveyt ekibi milletvekili 2.liği yarışmaya aynı ekibin farklı organizasyonla 8 proje göndermesi gibi ithamlar telefondan bize yöneltilen ithamlar sorular, derneğin bunlarla bir bilgisi yok bunlar için lütfen bize kızmayın bu bakanlığın jurisi ,yukardakı yorum benım değildir bize iletilen detaylardır.çalıntı olduğu idda edilen yarışma birincisinide bu iztuzu ekiplerinide tanımıyoruz.şuan için bir bilgimizde yok.
tekrar tekrar belirteyim en azından kendi adıma gelen projeleri kınıyoruz burası kumsal park alanı değil.zaten iztuzumuzu doğallığını koruyan el değmemiş bir kumsal olarak ziyaret ediyorlardı.şuan itibariyle bu projelerden birisi uygulanırsa böyle bir güzelliğe yazık olacak tabiki ben bir vatandaş olarak konuyu peyzaj mimari uzmanlara bırakıyorum.