Madrid'de açılan bu sergide görecek hiçbir şey yok, çünkü koklayarak algılayacaksınız.
Parfümün yüzyıllık geçmişini konu alan “The Art of Scent 1889-2014” sergisi Madrid Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde açıldı. Parfümlerin tıpkı bir sanat eseri gibi sunulduğu sergide parfüm yapıcıları da birer sanatçı gibi temsil ediliyor.
Madridli kreatif ajans Cano Estudio tarafından düzenlenen sergi mekanının tasarımında çok az görsel uyaran içerecek şekilde yoğunlukla koku duyusuna hitap etmeye özen gösterilmiş. Tasarımcılar sergide ortaya çıkarmak istedikleri düşünceyi şöyle anlatıyor “Ziyaretçilerin burada derin bir nefes alıp o anın tadını çıkarmasını ve dış dünyayla bağının kesilmesini istedik. Buradaki temel konu rahatlatıcı bir atmosfer yaratmak ve parfümü keşfedebilmelerini sağlamaktı. Dekorasyona veya ambalaja yer vermeden parfümün saf aromasını, düşüncesini ve hissini ortaya çıkarmaya çalıştık.”
Sergide, koku sanatı alanında sekiz akım öne çıkarılıyor; Romanticism (Aimé Guerlain’in Guerlain markası için tasrladığı Jicky parfümü), Modernism (Enest Beaux’nun Chanel markası için tasarladığı Chanel No5 parfümü) Surrealism ( Olivier Cresp’in Thierry Mugler markası için tasarladığı Angel parfümü), Neo-Romanticism (Carlos Benaïm, Max Gavarry ve Clément Gavarry’nin Prada markası için tasarladığı Prada Amber parfümü), Photorealism (Fabrice Pellegrin’in Diptyque markası için tasarladığı Eau de Lierre parfümü), Figurative contemporary (François Demachy’nin Christian Dior markası için tasarladığı J’adore L’Absolu parfümü), Neoclassicism ( Francis Kurkdjian’ın Maison Francis Kurkdjian için tasarladığı Aqua Universalis parfümü), 20th century retro (Emilio Valeros’nun Loewe markası için tasarladığı Aura parfümü).