Beyoğlu Plan Taslağı Toplantısına Dair Mimarlar ve Şehir Plancılardan Ortak Görüş

İBB tarafından düzenlenen 1/5000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Taslağı toplantısı hakkında Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi birlikte görüş bildirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından 25 Kasım 2014 tarihinde Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda bilgilerin saklandığı ve eksik olduğunu belirten şubeler ortak açıklama yaptı:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü 25 Kasım 2014 tarihinde Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı taslağının değerlendirilmesi ve görüşlerin alınması için düzenlediği ikinci toplantıya odamız yönetimini davet ettiğini belirten bir davetiye göndermiştir. Yönetim kurulu temsilcilerimiz davetiyede açıklayıcı bir bilgi ve belge olmasa da plan taslağı kararlarını öğrenmek ve meslek odamızın katkısını sunmak üzere toplantıya katılmıştır. Toplantıda paylaşılan plan taslağının planlama ilkelerine, hukuka ve bilime aykırı bir belge niteliği taşıması, toplantının katılımdan yoksun kurgulanmış olması, gerekli bilgi ve dokümanın katılımcılarla paylaşılmadan düzenlenmiş olması ve yönelttiğimiz eleştirilere ve sorularımıza cevap alamamamız bu açıklamanın yapılmasını zorunlu kılmıştır.

Toplantı öncesinde ilgili planlama müdürlüğünden, plan taslağı hakkında bilgi ve belge talep edilmiştir. Bu talepte; müdürlükçe üretilen plan taslağının bir kopyasının, İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 25/09/2013 tarih ve 2011/1094 sayılı kararında belirtilen iptal gerekçelerine ilişkin üretilen yeni plan kararlarının, bir önceki toplantıda yapılan eleştirilerin ve katkıların bu taslak çalışmasına nasıl yansıdığı hakkında açıklayıcı bilgilerin ve dava dilekçelerinde belirtilen görüşlerimize ilişkin üretilen kararların yer aldığı belge ve dokümanların tarafımıza ivedi iletilmesi istenmiştir.

Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi ve Müelliflerine İlişkin Usul ve Esaslara Ait Yönetmelik’in Plan hazırlama esasları ile ilgili maddesine göre (Md. 6) “…bu toplantılar ilgili meslek odalarına, üniversitelerin ilgili bölümlerine ve sivil toplum kuruluşlarına idarece toplantılardan on beş gün önce, toplantılara ait dokümanlar ve gündem yazılı olarak da bildirilir.” şeklinde bir hüküm bulunmasına rağmen, bu taleplere olumlu bir cevap alınamadığı gibi toplantı esnasında da plan karaları ile ilgili herhangi bir açıklama ve sözü geçen konularda açıklayıcı bir sunum yapılmamıştır. Bilginin saklandığı ve eksik bırakıldığı böylesi bir toplantı ortamında, anlamlı ve gerçekçi bir bilimsel ve mesleki katkı yapılabilmesinin imkanı zaten yoktur.

Ayrıca 10. İdare Mahkemesinin 25/09/2013 tarih ve 2011/1094 sayılı kararı ile iptal edilen Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı sınırları içerisinde yer alan, son günlerde gündemde olan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinde de yer alan Gezi Parkının Plan sınırlarının dışında bırakıldığı görülmüştür. Artık plan sınırlarının, planlama mesleğinin bilimsel ve etik ilkeleri doğrultusunda değil siyasi rantın beklentileri doğrultusunda çizildiğini gösteren bir cevabı olduğunu duymak bizleri kentimizin geleceği konusunda daha da endişelendirmiştir. Diğer tüm sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarıyla birlikte bu durumun takipçisi olduğumuzu ve olacağımızı tüm kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz.

Tüm bu sebeplerle, toplantı kentsel planların siyasi baskılar sebebiyle nasıl hukuk dışı belgeler haline getirildiğini gösteren, katılımcı planlama ilkesinin “katılım toplantısı” denilen göstermelik tek taraflı oyuna dönüştürüldüğünü belgeleyen ve bu anlamıyla da planlama öğrencileri için nelerin yapılmaması gerektiği konusunda ders niteliği taşıyan tuhaf bir performansa dönüşmüştür. Planlama faaliyetlerinin kamu eliyle itildiği bu pozisyon, meslek camiamız açısından son derece üzücü ve endişe verici bir hal almıştır. Bilimsel esasları merkezine alan, siyasi baskılardan uzak, şehircilik ilkelerine sahip çıkan, toplum yararını hedefleyen gerçek planların hazırlanması plan yapma yetkisini elinde bulunduran tüm kurumların görev ve sorumluluğundadır. Planlama faaliyetlerinin olması gerektiği bilimsel ve mesleki zemine oturtulmasını ilgili tüm idarelerin yönetimlerinden acilen talep ediyoruz. Kentlerimiz ve kültürel değerlerimiz üzerindeki plansız gelişmenin ve siyasi dayatmaların karşısında durduğumuzu, olumlu yönde atılacak her adıma ve planlama faaliyetine destek olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşırız.

Etiketler

Bir yanıt yazın