Ruhsatı iptal ettiren davacı şikayetini geri çekti ama hüküm hala geçerli.
İstanbul’un silüetine bıçak gibi saplanan Onaltı Dokuz rezidans projesine ait inşaat ruhsatının iptal edilmesi için dava açan mimar Yusuf Özden, şikayetini geri çekti. Özden davadan feragat ettiği için verilen “ruhsat iptal” ve yıkım kararlarının da düşeceği söyleniyor ancak projeye karşı dava açan diğer isim avukat Cihat Gökdemir, mahkeme kararlarının değişmesinin mümkün olmadığını söyledi. Gökdemir, feragatın doğuracağı sonuçların davayı düşürmeyeceğini çünkü davanın bireysel menfaatler için değil kamu menfaati düşünülerek açıldığını vurguladı.
Zeytinburnu sahilinde yükselen gökdelenlere karşı iki dava açılmıştı. Mimar Yusuf Özden’in projeye ruhsatını veren kurumlara açtığı davada verilen “ruhsat iptal” kararı son olarak Danıştay 14. Dairesi tarafından onaylanmıştı. Projeyi yapan Astay İnşaat, karar düzeltme talebinde bulundu. Bu süreçte ruhsat iptal kararından yola çıkarak avukat Cihat Gökdemir, 3 gökdelenin silüeti bozan kısmının yıkılması için dava açtı. Açılan davada mahkeme binanın yasal olmayan kısmının tıraşlanmasına karar verdi. Özden’in feragat talebi kabul edilirse her iki davanın da otomatik olarak düşeceği iddia edildi. Ancak diğer davacı avukat Cihat Gökdemir, “Feragatın doğuracağı sonuçlar davayı düşürmez. Feragat şahsa bağlı bir karardır. Herkes açtığı davadan vazgeçebilir. Ancak bu dava açılırken bireysel menfaatlerden dolayı değil kamu yararı için açılmış olduğu için feragatin sonuçları diğer bireysel menfaat davalarındaki gibi olmaz” diye konuştu. Danıştay 10. ve 6. Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına atıf yapan Gökdemir “Danıştay’ın ‘kamu menfaati, kişisel menfaatten daha üstündür. Bireysel anlamda davacıların feragat etmeleri idare mahkemesinin kamu yararını ilgilendiren konulardaki hükümlerini geçersiz kılmaz’ şeklinde yerleşik içtihatleri var. Bu durumda Yusuf Özden feragat etmiş olsa bile davasının hükümleri aynen korunur. Benim açtığım dava da bu feragatten etkilenmez. Danıştay feragati kabul etse de dava düşmez” değerlendirmesinde bulundu.
Gökdemir, bu davayı tarihi ve vicdani sorumluluk hissederek açtığını dile getirerek “Halen daha bu vicdanımızı sızlatan yapılar orada duruyor. Bu yüzden feragati gerektiren herhahgi bir durum yok” dedi. Gökdemir, gökdelende oturan bazı daire sahiplerinin kendisini arayarak “binaların bu şekilde silüeti bozacağını bu yüksekliğe ulaşacağnı bilseydik yer satın almazdık” dediklerini aktardı. Hiç bir hak sahibinin davasından vazgeçmesi yönünde bir talepte bulunmadığını da söyledi. Gökdemir, Danıştay’ın içtihatlerine aykırı olarak dava düşerse de itiraz haklarını kullanacaklarını açıkladı.
Şikayetinden vazgeçen Yusuf Özden ise Vatan gazetesine yaptığı açıklamada “Ben inşaat imalat halindeyken ruhsatı veren kurumlara dava açtım. Ben davayı açtıktan sonra karar çıkana kadar inşaat tamamlandı. İnsanlar tonlarca para vererek evleri satın aldı. Oraya yapılan yatırım milli servetimizin bir parçası. İnsanların evlerinden atılması vicdansızlıktır” dedi. Vicdanının sesini dinleyerek karardan vazgeçtiğini dile getiren Özden “O katlarda oturan ev sahipleri davayı geri çekmemi istedi, onlarla süreç içerisinde konuşmalarımız oldu. Mağdur olduklarını anlattılar. Benden böyle bir talepte bulundular. Ancak firmadan kimseyle bir iletişimim olmadı. Bana kesinlikle teklifte bulunmadı, 5 kuruş almadım” diye konuştu.