AVM, Golf, Toplu Konut Projeleri ÇED’den Muaf Tutuldu

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 1 yıl aradan sonra ÇED Yönetmeliğini yeniden değiştirdi.

Alışveriş merkezleri, golf tesisleri, toplu konut projeleri, 100 km ve altı demiryolu projeleri, beyaz eşya boyama tesisleri, tuz çıkartılması, orman alanlarının dönüştürülmesi projeleri ÇED kapsamından çıkarıldı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği kanun hükmü, yönetmelikle geri geldi. Çevre Mühendisleri Odası, “Bu değişiklikler akla, bilime, mantığa aykırı” diyerek isyan etti.

Bugünkü Resmi Gazete’te yayımlanarak yürürlüğe giren ve meslek odaları ile çevre dostlarını ayağa kaldıran yeni Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliğinin dikkat çekici başlıkları şöyle:

İŞTE ÇED’DEN MUAF TUTULAN O PROJELER:

  • Golf tesisleri, alışveriş merkezleri, beyaz eşya boyama tesisleri
  • 100 km ve altı demir yolu projeleri,
  • 3.000.000 m3 altındaki dip taraması ve denizden, göllerden ve nehirlerin dibinden malzeme çıkartılması,
  • Akarsu havzaları arasında su aktarımında 300 bin m3 olan sınır; 100 milyon m3’e çıkarıldı.
  • Seramik üreten tesislerde ÇED uygulama sınırı 100.000 tondan 300.000 tona yükseltildi.
  • Toplu konut projeleri muaf tutuldu. Oysa 2 bin ve üzeri konut projeleri ÇED’e tabiydi.
  • Hastane projeleri kapsam dışı kaldı.
  • Yer altı suyu çıkartılmasına dair projelerin sınırı 300.000m3/yıl’dan 1.000.000 m3 / yıl çıkartıldı.

METROLAR, SANAYİ TESİSLERİNİN SÖKÜMÜ, TUZ DA KAPSAM DIŞI KALDI

  • Tuz çıkartılması, orman alanlarının dönüştürülmesi projeleri, yer altından geçen demir yolu hatları, metrolar, sanayi ve enerji tesislerinin sökümü, kentsel dönüşüm alanlarına muafiyet geldi.
  • Rüzgar enerji santrallerinde (RES) tribün sayısı üzerinden değil, güç üzerinden ÇED sürecine karar verilecek.

17 DEFA DEĞİŞTİ

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, ilk kez 1993 yılında yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin 7 ana değişiklik olmak üzere toplam 17 defa değiştirildiğine dikkat çekti. Avrupa Birliğinde bu yönetmeliğin 1985 yılında yayımlandığını ve sadece 3 defa değişikliğe uğradığını belirten Bozoğlu, “ÇED Yönetmeliği çevre politikamızın temelidir. ÇED bir planlama sürecidir. Olası bir tesisin etkilerini baştan tespit etmek ve önlem alınıp alınamayacağını görmek amaçlıdır. Ancak bu planlama sürecinden dahi kaçılmaya çalışılmaktadır” dedi.

“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI YOK SAYILDI”

Anayasa Mahkemesi’nin Çevre Kanunu’nun geçici 3.maddesini iptal ettiğine dikkat çeken Baran,”Bugün yayınlanan yönetmeliğe bu maddeyi koymuşlar. Hukuk, kanunlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yok sayılmıştır. Hukuka olan, sağlıklı çevrede yaşama hakkına olan inanç bir kez daha sarsılmıştır” diye konuştu.

“KUŞLARIN GÖÇ YOLUNA TREN YAPMIŞLARDI”

Başkan Baran, ÇED muafiyetini genişleten değişiklikleri ise şu sözlerle eleştirdi:

  • Kuş göç yoluna yapılan ve kuşların ölümüne neden olan tren projesi hepimizin zihinlerine kazınmışken, 100 km ve altı demir yolu projeleri ÇED’den muaf tutuldu.
  • 3.000.000 m3 altındaki dip taraması ve denizden, göllerden ve nehirlerin dibinden malzeme çıkartılması ÇED’den muaf oldu. Denizlerimizdeki, ırmaklarımızdaki ekosistem nasıl etkilenecek araştırılmasını istemiyorlar. Düşünsenize 2.999.999 m3 dip taraması yaparsanız ÇED’den muafsınız!

“HES’LERE DOLAYLI MUAFİYET”

Akarsu havzaları arasında su aktarımında 100 milyon m3 altı ÇED ‘den muaf tutuldu. Böylece HES projelerine dolaylı muafiyet sağlanmış oldu. Farklı akarsuların yatağını değiştirerek yapılan HES projelerinde önceden 300.000 m3/yıl olan sınır 100 milyon m3/yıl’a çıkartıldı.

HANGİ PATRONUN FABRİKASINI MUAF TUTTULAR?

  • Seramik üreten tesislerde ÇED uygulama sınırı 100.000 ton dan 300.000 ton a çıkartıldı ki, bununla kimin fabrikasını kapsam dışı bıraktılar? Neden 300 bin ton?
  • Toplu konut projeleri, hastane projeleri muaf tutuldu. Düşünsenize şehir hastaneleri muafiyet kapsamına girmiş oldu.

“AKLA MANTIĞA BİLİME AYKIRI”

Yer altı suyu çıkartılmasına dair projelerin sınırı 300.000m3/yıl’dan 1.000.000 m3 / yıla çıkartıldı! Kuraklıkla karşı karşıya kaldığımız bir süreçte, Orman ve Su İşleri Bakanı Sn. Veysel Eroğlu Konya havzasında yer altı sularının bittiğini açıkladığı bir dönemde, yer altından çekilecek suyun etkilerinin değerlendirilmemesini sağlamak; akla, mantığa, bilime uymamaktadır.

“TUZ GÖLÜNÜ YOK EDENLERE MUAFİYET GELDİ”

  • Tuz çıkartılması ÇED’den muaf tutulmuştur. Tuz Gölü’nde yasadışı bir şekilde devam eden ve doğayı yok eden tesislerin ÇED olumlu kararları iptal edilmişti. Nokta atışı bir düzenleme ile bu tesisler ÇED’den muaf tutulmuştur.
  • Orman alanlarının dönüştürülmesi projeleri ÇED’den muaf!. Sn. Bakan İdris Güllüce, yaban domuzlarının şehre gelmesini magazinsel bulmuştu, bu düzenleme ile de düşüncesini yönetmeliğe koymaktadır.
  • Sanayi ve enerji tesislerinin sökümü ÇED’den muaf! Örneğin nükleer santral, termik santral, kurşun fabrikası gibi tesislerin sökülmesi işlemlerinin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi gerçekleştirilemeyecektir. Bu düzenleme çok ama çok büyük bir hatadır!
  • Kentsel dönüşüm alanları ÇED sürecinden muaf tutulmuştur. Madde 24’de afet riskindeki alanların dönüştürülmesinde etkilerin değerlendirilmesindeki yöntem Bakanlığa bırakılmıştır. Planı yapan Bakanlık, kentsel dönüşüme karar veren Bakanlık, icraata geçen Bakanlık, kendi faaliyetinde ÇED uygulayıp uygulamayacağına karar veren de Bakanlık!

GÜLLÜCE ÇEVRE BAKANI MI İNŞAAT BAKANI MI?

Artvin’de, Yırca’da, Alakır’da, Phaselis’te, Tuz Gölü’nde, Çanakkale’de, Kocaelin’de, Manisa’da, Amasra’da yani ülkenin dört bir yanında yaşanan çevre sorunlarına karşın çıkarılan bu yönetmelikle inşaat sektörüne her yolun mübah kılındığını belirten Baran Bozoğlu, “Yönetmelikteki bazı değişikler ise nokta atışı, belirli fabrikaları muaf tutmayı hedeflemesi akıllarda soru işareti yaratıyor. Bu düzenleme ile ülkemizdeki çevre sorunlarının, kuraklığın, havza kirliliğinin, kentlerdeki toz miktarının daha da artacağını söylemek yerinde olacaktır. Öte yandan, hiç kuşkusuz halkı göz ardı eden bu düzenleme toplumsal olayları da arttırabilecektir.Yapılması gereken şey; kısa vadede Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. İdris Güllüce’nin gününün 3 dakikasını Çevre Bakanı olarak geçirmesi, tek başına güçlü bir Çevre Bakanlığı’nın kurulması, yatırımcıların da halkın da doğanın da haklarını gözeten ancak kamu yararını kendisine ilke edinen bir ÇED sürecinin tanımlanması, hukukun işletilmesi, kanunların, mahkeme kararlarının uygulanmasıdır. Özetle, yeni düzenlemeden karlı çıkan çevre, doğa, halk değil, belli başlı şirketlerdir” dedi.

Etiketler

Bir yanıt yazın