Venedik Mimarlık Bienali'nde Fas Pavyonu bu yıl yeni katılımlar arasında yer alıyor.
Bienalde ilk kez kalıcı bir pavyona sahip olan ülkeler arasında Fas da yer alıyor. İlk katılımların heyecanı başka oluyor. Hem ülkelerindeki mimarlık pratiğini Venedik Mimarlık Bienali’nde ilk kez temsil edecek olmak hem de buna eleştirel bir kavrayış geliştirmek belki de sergilerin açmazlarından biri. Bu yıl bienalde bunu layıkıyla yerine getiren ülkelerden biri Fas oldu. Venedik’te Sahra Çölü’nü ayaklarınızın altına seren pavyonu küratörü mimar Tarik Oualalou ile konuştuk.
Pavyondaki sergi yerleşimini kısaca anlatarak başlayalım. “Fundamental(ism)s” isimli sergi, temelde iki bölüme ayrılıyor. Bir tarafta Fas’ın modern mimarlık pratiğini ortaya koyan 10 projenin maketi sergilenirken diğer tarafta genç mimarlar tarafından ülkenin farklı bölgelerinin yeniden geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülerek tasarlanmış, biraz da ütopik sayılabilecek 10 projenin maketi yer alıyor. Pavyonun zemini, Sahra Çölü’nü hissettiren altın sarısı kumlarla kaplanmış. Ekip, ilk sergi için Fas coğrafyasını temsil eden bir pavyon tasarımının uygun olacağını düşünerek sergide bir çöl etkisi yaratmak istemiş.
Tarik Oualalou küratörlüğündeki sergi, Fas’ın mimarlık pratiğinin son yüzyıldaki sürekliliğini eleştiriyor. Fas mimarisinin bir gelenek olarak modernizme dayandığının altını çizen Oualalou, bu sergide ülkede modern mimarlık dışında üretimin yapılamaması eleştirilirken ülkenin genç mimarlarının, mimarlık bağlamının son 30 yıldır süren suskunluğunu kırmalarını teşvik edecek vizyon projeleri geliştirmeleri beklenmiş. Aslında bu bir zıtlık olarak görünse de küratör iki alan arasındaki bağlantıya, dengeye işaret ediyor.
Sergide hissedilen kent-çöl, modern-çağdaş, inşa edilen-öngörülen gibi karşıtlıklar aslında tam da bu sergide yaratılmak istenen atmosferi yansıtıyor.
Küratör, 1980’lerde mimarlık bağlamının sekteye uğramasıyla başlayan suskunluğun bugüne kadar devam ettiğini ancak son 10 yıldır genç mimarların çok güzel işler ortaya koyduklarını söylüyor. “Artık yolumuza devam ediyoruz” diyen Oualalou bienal projesi sayesinde Fas’ın politik, kültürel, fiziksel sorunlarına çözümler geliştiren yaratıcı projelerin ortaya çıktığını belirtiyor.
Sergi, ilk bakışta geçmiş ve geleceği yanyana koyan bir proje sergisi gibi görünse de aslında “Absorbing Modernity” temasının altından hakkıyla kalkıyor. Bu yıl bienalde ilk kez yer alan kalıcı pavyonlarda sergilenen çoğu proje modernizmi bir temsil aracı olarak ele alıp tarihsel bir okuma sunarken Fas Pavyonu hem modernite eleştirisini ortaya koyup hem de özümsenen modernizmin bizi nereye götüreceği üzerine üretilen somut projeler sergiliyor. İlgilenenler için pavyonun Arsenale’de yer aldığını da söylemeden geçmeyelim.