TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi İstanbul'un çevre sorunları konulu bir basın toplantısı düzenledi.
ÇMO İstanbul Şubesi yönetim kurulu başkanı Emine Girgin sunduğu raporda 7 Haziran’da temel atma töreni yapılacak olan 3.Havalimanı’nın yapım sürecinde doğa talanının boyutlarda olduğu anlatıldı. 3.havalimanı proje sahasının Terkos Havzası ekolojik koridorunda olması sebebiyle, bölgenin ormansızlaştırma, göletlerin yok olması ve doğal alanların kesintiye uğradığının bu yüzden Terkos gölünün yok olma tehlikesi altında olduğu belirtildi. Alandaki göletlerin su kanalları ile birbirine bağlandığını ve bu kanalların nihayetinde Karadeniz’e açılan kanallara bağlanacağını gözlemlediklerini söyleye Girgin ‘İki farklı su kalitesi(türü) olan tatlı su Karadeniz’deki tuzlu suya aktarıldığında o ekosistemdeki yok olacak ve ve ekosistem zarar görecektir” dedi.
Havalimanının yapılacağı sahanın zemini hakkında da çalışma yapıldığını ve bu sahada yükselti farklarının çok büyük olması sebebiyle farkları kapatmak için 2.5 milyon metreküp dolgu malzemesi kullanılacak. Bu kadar miktardaki hafriyatın nereden bulunacağı ise merak ediliyor. Havalimanı sahasındaki toprağın hem killi toprak hem de alüvyon açısından zengin olduğu için yörede yaşayan insanlar geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor.Ama bu proje doğal yaşam alanlarını dolayısıyla tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyecek.
Ekosisteme verilecek zararın Türkiye ile kalmayacağını belirten Emine Girgin ”İstanbul’un akciğerleri olan Kuzey ormanlarını yok edecek olan projenin tüm Marmara ekosistemlerini ve uluslarası türler aracılığı ile Uluslar arası ekosistemi etkileyecek boyutlara ulaşacaktır” dedi.
İstanbul’da 3. havalimanı inşaatı sahasında kalan 70 gölün suyu ÇED raporu doğrultusunda kanal açılarak Karadeniz’e boşaltılıyor. Uzmanlar, kuraklık nedeniyle su sorunu yaşayan İstanbul’da bu göllerdeki suyun analizleri yapıldıktan sonra yeniden kullanılabileceğini belirtiyor. Ancak İSKİ yetkilileri bölgedeki suların içme suyu olarak kullanılmasının uygun olmadığını savunuyor.
Yapılması planlanan bir diğer ”çılgın proje” olan Kanal İstanbul’un yapımının oluşturacağı en büyük riskin zaten varolan deprem potansiyelini arttırması olduğunu söyleyen Girgin bu projenin yapılması halinde Marmara Denizi ve Marmara Bölgesi ekosistemine çok büyük zararlar vereceğini belirtti. Su havzalarındaki durum hakkında hazırlanan bölümde İstanbul’un su ihtiyacının neredeyse %50’sini karşılayan Terkos gölünün 3.Havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri yüzünden yokolması öngörüsü rant hırsının su ihtiyacına tercih edildiğini gösteriyor.
İstanbul’un su ihtiyacını karşılamaya yönelik tüm planlar Melen gibi dışardan taşımaya yönelik projelere göre yapılıyor.Toplantıda Melen için ne kadar büyük yatırımlar yapılırsa yapılsın, İstanbul’a iletebilecek su ve Melen barajında tutulacak su miktarının Melen’in kapasitesi ile sınırlı olacağı grafiklerle gösterildi.
İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için kullanılacak olan Melen havzasının çevresindeki kirlenmeye yönelik çalışma yapılmıyor. Havza çevresinde vahşi çöp depolama alanı halen işleme devam ediyor. Yağmur yağdığında bu çöplerin süzüntüleri Melen Çayına karışıyor. Ayrıca kirliliği artıran sanayi, maden ve tarım faaliyetleri var. Ama su kirliliği yönetmeliğine göre su havzalarının bulunduğu bölgelerde kirliliğe karşı önlemlerin alınması gerekiyor.