Youngarchitecturecompetation’ın düzenlediği Kid’s Factory Instagram Contest’te 15 finalist arasına kalan Down the Rabbit Hole isimli proje instagram oylaması sonucu birinciliği kazandı.
Proje Metni:
Down the Rabbit Hole
Çocukluktan itibaren dünyayı seyredişimiz yetişkinliğe doğru değişkenlik içerir. Çocukken nesneleri gördüğümüz boyutlarla yetişkinken gördüklerimizin birbirinin yanından bile geçemediğini fark etmişizdir. Devasa boyutta geçilmez sanılan engellerin boyutlarımız değiştiğinde nasıl geçilebilir olduğunu algıladığımızda nesnelerin ve görünenin değişkenliğini keşfetmişizdir. Yetişkinlikte ise, bunu psikolojik bakış açımızın değişken evrelerinde farklı algılama durumlarımızla kavrarız.
Alice Harikalar Diyarı, Guliver, Parmak Kız vs. gibi bir çok hikayenin teması da aslında budur. Biz de projemizde çocuklara farklı boyutlardan farklı evrenlere geçişi somutlaştırarak anlatırken onların kişisel, fiziksel ve mekansal algılarını yükseltme çabasına gitmeyi amaçlıyoruz. Boyutlar ve evren farkları kalıplar ve kurallarla çevrili, dünyanın dışına çıkarıp özgürleştirmek istiyoruz. İnsanlarda merak uyandırıp akla gelebilecek her şeyle ilgili soru sormalarını ve çok iyi bildiklerini sandıkları kavramları (iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin, hızlı-yavaş vb.) sorgulamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Tıpkı Carroll’un, Alice Harikalar diyarında bize göstermeye çalıştığı gibi.
Evrende var olan ve insana çok tuhaf gelen şeyler, başka bir varlığın doğasının bir parçasıydı. Her şey “fil”in neresinden baktığınıza bağlıydı, göreliydi. Aynı Einstein’ın “İzafiyet Teorisi”ndeki gibi… Büyük-küçük, doğru-yanlış, uzun-kısa, güzel-çirkin, eski-yeni, hızlı-yavaş ama neye ve kime göre? Elbette herkes kendi kadar görüyor, gördüğü kadar anlıyor ve anladığı kadar yaşıyordu. Ortada bir elma vardı. Bu elma Alice için yalnızca iki ısırıklık sulu bir meyve, tırtıl içinse aylarını geçireceği bir sığınaktı. Ve bu kadar farklılığın olduğu bir yerde şaşılacak asıl şey, bu duruma şaşırmaktı.
Amaç:
Biz de Alice’in hikayesi ve diğer masallardan aldığımız ilhamla çocuklara küçük delikler yaratmaya çalıştık. Onların içlerindeyken kendi dünyalarına gidebildiği okuma delikleri yaptık, yurt kısmında ise yataklarını küçük beşgen deliklerden oluşturduk. Bu ilkeyi hem dikey hem de yatay olarak binaya yaydık. Bu deliklerden gelen ışıklarla farklı bir atmosfer yarattık.
Alice’deki tırtıldan esinlenerek tırtıl yolu atrium seklinde tasarladık. Bu yolun içi bitkilerle dolu ve çocukların bu yola girdiğinde yine farklı bir atmosfere girip kendilerini doğanın içinde hissetmelerini sağladık. Dışarıda tenis ve futbol spor sahası, içerde ise tırmanma, judo, basketbol sahaları ve yüzme salonu tasarladık. İç mekanlarda çocuklar için satranç ve küçük oyun sahaları yarattık. Her sınıfı farklı işlevlerle dizayn ettik. Örneğin grup ve bireysel çalışmalar için uygun hale getirdik. Alanlarda genelde çocuk sağlığı için uygun olan ahşap malzemeyi kullandık.
Dışarıya yaptığımız park alanında Aldo van Eyck’in park tasarım ilkelerinden ilham alarak çocuğun daha fazla hareket etmesini önceleyen yeni orjinal park mobilyaları tasarladık.