Çevre mevzuatında kritik pozisyonlarda yer alan uzmanları etkileyen yönetmeliği çevre mühendislerinden kaçıran değişiklikler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geri alındı.
21 Kasım tarihinde yapılan değişikliklerle çevre mühendislerini çevre yönetiminden uzaklaştırmanın ilk adımlarını atan Hükümet, Çevre Mühendisleri Odası’nın (ÇMO) ve çevre mühendislerinin tepkileri sonrasında geri adım attı. Doğayı kirleten yaklaşık 150 bin tesis ve işletmenin denetim ve danışmanlık görevini çevre mühendislerinin kontrolünden alıp genelleştiren yönetmelik değişiklikleri, ÇMO’nun 6 aylık çabalarıyla geri alındı. Çevre Görevlisi, Çevre Yönetim Birimi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişikliği ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu BirGün’e anlattı.
Tartışılan yönetmelik, dün Resmi Gazete’de yayınlanan bir başka yönetmelikle resmen değişti. Çevreyi kirleten tesislerde danışmanlık yapan ve kamuoyu adına denetim gerçekleştiren; kent, çevre ve enerji yatırımlarının doğaya olan etkilerini ölçen çevre görevlilerini ilgilendiren yönetmelikte yapılan değişikliklerle, çevre görevlisi olma koşullarında ibre yeniden çevre mühendislerine dönerken, çevre mühendislerine çevre görevlisi olmak için getirilen sınav şartı kaldırıldı. ÇMO’ya üye 13 bin üyeyi, üniversiteleri çevre mühendisliği bölümlerinde öğrenim gören binlerce öğrenciyi ve sağlıklı çevrede yaşama hakkı dolayısıyla tüm yurttaşları ilgilendiren yönetmelik değişikliği bazı olumsuz gelişmeleri de beraberinde getirdi. Çevre danışmanlık firmaları için büro tescil belgesi zorunluluğunun kaldırılması ile birlikte ÇMO denetimi dışındaki firmaların da çevre danışmanlığı yapmasının önü açılırken, çevre görevlilerinin ÇMO’ya üyelik şartı da kaldırıldı ve mühendislerin mesleki denetimlerinin meslek odası tarafından yapılması önlendi.
Meslek odalarını ilgilendiren yönetmelik ve kanun değişikliklerinde, meselenin muhataplarından görüş isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 21 Kasım tarihinde yönetmelikte yaptığı değişiklik öncesinde yazılı görüş isteme temayülünü yerine getirmekle yetindi. Yönetmelik değişikliği öncesinde yayınlanan taslağın eleştiri alması karşısında muhataplarla masaya oturmayan Bakanlık, ÇMO’nun inisiyatif alarak pek çok bürokrat ve Bakanlık yetkilisiyle görüşmesine rağmen taslakta değişiklik yapmadı ve yönetmelik değişikliğini taslağa ek yapmadan gerçekleştirdi. Yeni yönetmeliğin çıkmasıyla ÇMO mensubu mühendislerden pek çok tepki geldiğini ve yönetmeliğin yeniden düzenlenmesine ilişkin önerilerini Bakanlığa derhal sunduklarını belirten Bozoğlu, 21 Kasım’dan itibaren işleyen süreci şöyle anlattı: “ÇMO’nun hem mesleki anlamda mensuplarına hem de çevre mühendislerinin üstlendiği çevre denetimi görevleri sebebiyle kamuoyuna karşı sorumluluğu var. Yeni yönetmeliğin 21 Kasım’da yayınlanmasının ardından gece gündüz örgütlü bir çalışma yürüttük. Yerellerde üyelerimizle, akademisyenlerle, özel firmalarla görüşerek yönetmelikle ilgili bir rapor hazırladık.” 17 Aralık sürecinde Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın istifasının ardından yeni bir kadroyla muhatap olduklarını aktaran Bozoğlu, “Meslek şovenliği yapmadan, çevresel denetimde kamuoyuna olan sorumluluğumuz çerçevesinde hareket ettik. Konunun tüm paydaşlarının yönetmeliğin değişmesini istediğini, Bakanlık hiyerarşisinin tüm birimleriyle defalarca yaptığımız toplantılarda ifade ettik. Bakanlık da sonunda gerçeği gördü” diye konuştu.
21 Kasım tarihli yönetmelik değişikliğiyle, çevresel denetimde niteliğin artması için Bakanlık tarafından yeni kuralların getirildiğini ancak yeni düzenlemelerin niteliği artırmak yerine halihazırda çalışan özel firmaları zor durumda bıraktığını belirten Bozoğlu, denetimin niteliğindeki artışın siyasi etkilerin azaltılmasından geçtiğinin altını çizdi. Hangi yükümlülük getirilirse getirilsin, Bakanlığın denetim yapmadığı sürece istenen çevresel standartlara ulaşılamayacağını ifade eden Bozoğlu, “Bakanlığın siyasi baskıdan uzak denetim yapması lazım; ilçe başkanlarının arayıp cezaları iptal ettirdikleri bilgisi alıyoruz. Bakanlık bu etkileri ortadan kaldırırsa kirleten şirketlerin bir kısmı zaten elenecektir” dedi.
Türkiye’de çevre, kent ve enerji yatırımlarında en çok tartışılan yasal mekanizmalardan biri olan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin yanı sıra, Türkiye’de çevre kirliliğine yol açan yaklaşık 150 bin tesis ve işletmenin denetlenmesi ile çevre danışmanlıklarının yürütülmesi işlerinden çevre mühendisleri sorumlu. Tesislerin kirletme miktarlarını, doğaya verebilecekleri atıkların cinsini, filtre ve baca sistemlerini denetleyen sorumlular, AKP döneminde çıkartılan yasalarla ‘çevre görevlisi’ olarak tanımlanmış, çevre mühendisleri dışında teknik bilgisi olmayan pek çok kişinin çevre görevlisi olmasının yolu açılmıştı. ÇED raporlarının hazırlanmasında ve danışmanlık hizmetlerinin yürütülmesinde görev alacak personelin çevre mühendisleri arasından belirlenmesi şartını ortadan kaldıran 21 Kasım tarihli yönetmelik değişikliği, pek çok çevre danışmanlık şirketini de kapanmanın eşiğine getirmişti. Yaklaşık 730 danışmanlık firmasının pek çoğu, en az 5 çevre görevlisi istihdam etme ve diğer koşulları karşılayamamış ve ÇMO aracılığıyla yönetmeliğin değiştirilmesi yönündeki isteklerini Bakanlığa iletmişlerdi.