Uzun bir aradan sonra Game of Thrones'un yeni sezonu dün akşam izleyicilerle buluştu. Heyecanla izlenen dizi, fantastik kurgusu ve senaryosunun yanında mekan yaratımı anlamında da oldukça dikkat çekiyor.
Mekanlar, şehirler ve binalar, Gemma Jackson’un sanat direktörlüğünü yaptığı Game of Thrones’un anlatısı ve atmosferinin anahtarı. Dizi, her fantastik kurgu gibi, şu anda yaşadığımız dünyaya mekansal olarak referans veriyor. Dizi ekibinin mimari detaylara gösterdiği özen gerçekten etkileyici. Mimarinin bu kadar incelikli ve detaylı gösterilmesinin sebebi ise, şehirlere de bir dizi karakteriymiş gibi yaklaşılması. Biz de dizideki önemli kale ve şehirlerin mimarisine kısaca değinelim istedik.
Dizi başlarken, introda ilk King’s Landing’in yükseldiğini görüyoruz. Yedi Krallığın başkenti ve “Demir Taht”ın yer aldığı yer burası. Dizide bu şehir, Akdeniz iklimine sahip olarak gösteriliyor, öyle ki sahneler Malta ve Hırvatistan’da çekiliyor. Öte yandan bu kentin Gotik Mimarisi, Akdeniz’den çok Orta Avrupa mimarisinin tarihine referans verdiğini söyleyebiliriz.
Dizi jeneriğinin vazgeçilmez öğelerinden biri de Starklar’ın evi olmasıyla bilinen Winterfell Kalesi. Winterfell sahneleri, İrlanda’nın kuzeyinde yer alan County Down’daki Ward Kalesi’nin avlusunda ve Belfast’ta ki stüdyoda çekiliyordu. King’s Landing’le tezat oluşturacak şekilde soğuk bir iklime sahip ve mütevazi, gösterişten uzak bir mimariye sahip.
The Wall, Yedi Krallığı duvarın ötesindeki tehlikelerden koruyan devasa bir savunma mimarisi örneği olarak hayal edilmiş. Duvar, 482 km uzunluğunda ve 213 – 244 metre uzunluğunda buzdan inşa edilmiş olarak betimleniyor. Dizi jeneriğinde ise, duvarın üstüne çıkarken kullanılan asansörün simülasyonu ile karşımıza çıkıyor.
Kayaların üzerinde yükselen Eyrie Kalesi, dizinin en gerçeğe uzak şehir tasarımı olarak konumlandırılabilir. Dağların arasından dar bir yolla ulaşılabilen Kale, Yedi Krallığın en korunaklı noktası olarak öne çıkıyor. Burasının en dikkat çekici öğesi gökyüzü hücreleri. Hücrelerin tek cephesi açık ve uçuruma bakıyor. Tutsaklar düşmemek için uykularında bile dikkatli olmak zorunda.
Qarth Yedi Krallığın yer aldığı kara parçasının “Narrow Sea” ile ayrılan diğer tarafında yer alır. Coğrafi olarak da Yedi Krallık’ın doğusunda yer alan Qarth’da daha çok Orta Doğu Mimarisi’nin tarihsel öğelerine rastlandığı söylenebilir. Kızıl Çöl’de yer alan Qarth da surlara çevrilidir. Dizide Qarth’daki çekimler için ise Hırvatistan Dubrovnik’te kurulan set kullanıldı.
Slaver’s Bay’in en güney noktasında yer alan Astapor, Westeros’a giden gemilerin durağı olarak karşımıza çıkıyor. Daenerys Targaryen’in kölelerden oluşan ordusunu aldığı Astapor’un Kuzey Afrika Mimarisi’nden esinlenmesi görebiliriz. Dizideki Astapor sahnelerinin Fas’ta çekilmesi, bu anlamda tesadüf değil.