İstanbul Finans Merkezi Ağır Aksak

Hükümetin ‘vitrin’ projelerinden biri olarak adlandırılan İstanbul Finans Merkezi’nde (İFM) aradan geçen 5 yıla rağmen fazla mesafe alınamadı.

TOBB raporunda İFM’yle ilgili mevzuat engellerinin kaldırılmadığına ve ürün-hizmet çeşitliliğinde istenilen düzeye ulaşılamadığına dikkat çekiliyor.

Hükümetin bundan 5 yıl önce iddialı bir şekilde start verdiği İstanbul Finans Merkezi (İFM) Projesi, yavaş ilerliyor. Projede yer alan eylem planlarıyla ilgili birçok noktada beklenen seviyeye ulaşılamadı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden de bu konuyla ilgili eleştiriler geldi. TOBB’un Bankacılık ve Finans, Girişim Sermayesi ve Sermaye Piyasası Meclisleri hazırladıkları raporda İFM ile ilgili olarak Strateji ve Eylem Planı faaliyetlerinin tamamlanmadığını, mevzuat engellerinin kaldırılamadığını ve ürün-hizmet çeşitliliğinde istenilen düzeye ulaşılamadığına dikkat çekti.

Konuyu değerlendiren Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Fatih Macit, hukuk altyapısının güçlendirilmesi, basit ve etkin bir vergilendirme sisteminin oluşturulması, teknolojik altyapının güçlendirilmesi ve insan kaynaklarının geliştirilmesi gibi önemli alt başlıklarda beş yıl geçmesine rağmen somut adımlar atılmadığını kaydetti.

Hükümetin ‘vitrin’ projelerinden biri olarak adlandırılan İstanbul Finans Merkezi Projesi ilk adım atıldığı andan bu yana 5 yıl geçmesine rağmen arzu edilen gelişme sağlanamadı. Konu son olarak TOBB Sektörel Ekonomi Şûrası’nda Bankacılık ve Finans Meclisi, Girişim Sermayesi Meclisi ve Sermaye Piyasası Meclisi tarafından ayrı ayrı gündeme getirildi. İlk olarak Bankacılık ve Finans Meclisi, İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olmasıyla ilgili Strateji ve Eylem Planı faaliyetlerinin tamamlanmadığını kaydetti. Konuyla ilgili çalışmaların Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda yürütüldüğü vurgulanarak “İstikrar içinde ve sürdürülebilir büyümenin gerçekleştirilmesinde ekonomik faaliyetin sağlıklı olarak finansmanı için güçlü, etkin çalışan, büyük hacimli ve derin bir finansal sektör çok önemli bir role sahiptir.” denildi. Türkiye’nin, bölgesinde önemli bir merkez olma potansiyeli olduğuna dikkat çekildi, ‘İstanbul’un uluslararası nitelikte bir finansal merkez olması yönünde mevcut potansiyel kullanılmalıdır.’ ifadelerine yer verildi. Strateji ve eylem planında yer alan faaliyetlerin hızla gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Fonların yönetim merkezlerinin Türkiye’de kurulmasının önemine dikkat çekerek, “Bu, İstanbul Finans Merkezi projesinin de önemli bir ayağını oluşturmaktadır.” denildi. Çözüm olarak ise vergilendirmelerle ilgili uluslararası standartlara yakınsanması, bazı vergi uygulamalarına son verilmesi gibi öneriler getirdi.

Strateji ve Eylem Planı’nda özellikle önemsediği başlıklardan biri olarak da insan kaynaklarının geliştirilmesini gösteren Süleyman Şah Üniversitesi Ekonomi İktisat Bölümü Başkanı Fatih Macit, “İstanbul’un bölgesel veya küresel finans merkezi olması durumunda burada çalışacak son derece donanımlı, finansal piyasaları ve ürünleri iyi tanıyan bir insan kaynağına ciddi şekilde ihtiyaç duyulacaktır. Katma değerin son derece yüksek olduğu böyle bir sektör için Türkiye’nin kendi insan kaynağını yetiştirmesi büyük önem arz etmektedir.” diye konuştu.

MİT Yasası, yatırımcıyı ürkütür

Bunların yanı sıra son dönemde gündeme gelen MİT Yasa Tasarısı’na da değinen Fatih Macit, “Hiçbir mahkeme kararı olmaksızın kişilerin finansal bilgilerine ulaşılabiliyor olması hem yatırımcı hem de kurumlar açısından önemli bir soru işareti oluşturacaktır. Bu da İstanbul’un bir finans merkezi olması yolunda gerekli yatırımcı ve kurumları buraya çekmesi yönünde bir engel oluşturacaktır diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Etiketler

Bir yanıt yazın