Greenpeace "Ormanlar bütün bir ekosistemdir ve bir yerde ormanları yok edip başka bir yerde ağaç dikilerek, dünyanın dengesine verilen zarardan geri dönülemez".
Greenpeace Akdeniz, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’de orman alanlarının sanayi, inşaat, enerji gibi yatırımlar nedeni ile tahrip edildiğini belirtti. Orman Kanunu’ndaki “kamu yararı”, “memleket menfaati” ve “zaruret” gibi kavramların “kirli yatırımların lehine olacak şekilde keyfi yorumlandığının” ifade edildiği açıklamada Greenpeace, ormanların tahrip edilmesiyle doğanın dengesine verilen zarardan, başka yerlere ağaç dikilerek dönülemeyeceğini söyledi.
Greenpeace Akdeniz Avukatı Deniz Bayram, “Dünyanın nefes almasını sağlayan ormanların mega projelere ve enerji yatırımlarına kurban edilmesi ülkemizde yasal bir dayanağa oturtuluyor. Orman Kanunu’ndaki “kamu yararı” kavramı çok muğlak ve daha çok sanayileşme, kalkınma üzerine yorumlanıyor. Bu da ormanların hızla tahrip edilmesine yol açıyor. Oysa kamu yararı sadece kalkınma demek değildir. Temel hak ve hürriyetlere sahip olmak ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı üstün kamu yararının bir gereğidir” dedi.
Greenpeace’in yaptığı açıklamada ormanların tahrip olmasına neden olacak olan projeler şöyle sıralandı:
İstanbul’un 535 bin hektarlık yüzölçümünün 240 bini ormanlık alan ve bu alanın büyük kısmı, şehrin kuzeyinde yer alıyor. Kentin bu kalan son ormanlık alanında 3. Havalimanı ve 3. Köprü ile yıkım başlamış durumda. 3. Havalimanı’nın ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecindeki şaibeler yargıya intikal etti, 3. Köprü ise 2013 itibarıyla ÇED muafiyeti aldı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminden bu yana kanunen koruma altında olan Belgrad ormanı, 2011 yılında Muhafaza Ormanı statüsünden çıkarılıp 9 ayrı tabiat parkına dönüştürülerek orman alanı içindeki yapılaşma kanunen kolaylaştırıldı.
3. nükleer santral için gösterilen alan olan İğneada’daki Longoz Ormanları, önceden daha hassas koruma statüsü olan ‘tabiat koruma alanı’ sınıfındayken, sonradan milli parka dönüştürüldü. Tabiat Koruma alanlarında bilim ve eğitim dışında hiçbir yapıya izin verilmemektedir. Oysa Milli Park Statüsünde ‘kamu yararı’ görülen yapılaşma söz konusu olabilir.(1)
Mersin’de kurulması planlanan nükleer santral sahasındaki çalışmalarla ilgili bilirkişinin hazırladığı rapor, çalışmaların yürütüldüğü alanların bir kısmının izin alanının dışında kaldığını ve bu alanın 5265 m2’lik kısmının orman arazisi olduğunu ortaya koydu (2).
Orman Bakanlığı, Sinop Nükleer Santral projesi için 1051 hektarlık orman arazisini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na verdi. Sinop Nükleer Karşıtı Platform’un verdiği bilgilere ve paylaştığı fotoğraflara göre bölgede 2013 Mayıs ayından beri büyük bir orman kıyımı yaşanıyor (fotoğraflar ekte) (3).
Bartın’da planlanan Hema Entegre Termik Santrali; toplam 380 hektarlık doğal orman alanları üzerine kurulmak isteniyor.
Çanakkale’de kurulması planlanan CENAL termik santralinin nihai ÇED raporunda kömürlü termik santralin kurulacağı alanın Rafet Ataov Özel Orman Sahası içinde kaldığı belirtiliyor.
“Kamu yararı gerekçesiyle ormanlık alanların yok edildiğini” vurgulayan Bayram şöyle konuştu: “Bugün Türkiye’de kurulması planlanan üç nükleer santral sahası için de ormanlık alanlar belirleniyor; pek çok termik santral projesi de yine orman alanı içinde ve kamu yararı gerekçesiyle bu ormanlar tahrip ediliyor, 3. Köprü İstanbul’un kalan son orman alanlarının üzerine inşa ediliyor. Dünya Ormancılık günü, şunu bir kez daha hatırlamamıza vesile olmalı: Ormanlar bütün bir ekosistemdir ve bir yerde ormanları yok edip başka bir yerde ağaç dikilerek, dünyanın dengesine verilen zarardan geri dönülemez.”