Gökçek’in gizli planı: “Ankara ulaşım ana planı 2038″

AUAP 2038; hukuki bağlayıcılığı olan "planla" mahkemeler bağlanmak mı isteniyor? Gökçek'in "Ankara ulaşım ana planı 2038″ üst plan çalışması; torba plan mı? Neden Gazi üniversitesi? Neden hedef yılı: 2038!

“Gökçek’in torba plan AUAP 2038 ANKARA kent bütünü yeni çevre düzeni nazım planlaması kılıfı ile; tek vuruşla belediye aleyhine açılan devam etmekte olan “yol” ve imar” davalarının düşmesi tehlikesi oluştu.! (AOÇ,ODTÜ yolu, teleferik vb..vb..)”

2013 yılında bir üniversiteyle yapılan protokol gereği; Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gazi Üniversitesi (AUAP 2038 PROJESİ) ortak projesinin, yapılan anketlerle beraber 2014 Şubat ayında belediyeye teslim edilmesi gerekiyor. Bu arada şubat ayında biten çalışmanın Gazi Üniversitesi “Ankara ulaşım ana planı 2038″ projesi yöneticilerinin üniversitede biten bir çalışma sonrasında mart ayında “katılımcı” toplantılar düzenlenmesi tepki çekti. Neyin katılımı, KİMİN PLANI? Sorusunu gündeme getirdi.

Belediyenin yayınladığı broşürde bu planın; “revizyon nazım imar planı” olduğu söylenirken, Üniversite yetkililerinin basın açıklamalarında tam aksini yani, çalışmanın masumane bir mevcut durum trafik etüdü olması iddiası ise hayli kafa karıştırıcı.

ÜST ÖLÇEKLİ ULAŞIM ANA PLANI NEDEN ÖNEMLİ; (YENİ ANKARA ULAŞIM ANA PLANI 2013-2038)

“Plan kademelerinin birlikteliği” hukuki ve teknik ilkesi gereği; Üst ölçekli plan ile alt ölçekli planlar arasında uyum olmalıdır. Eğer bu uyum yoksa davalar kazanılamaz. Gökçek en sonunda bu ilkenin farkına vardı.Gökçek’in yol ve imar uygulamaları ve yol açılış törenleri ise; zaten önde gittiği için plan çalışmasının arkadan gelmesi ve yeni ana ulaşım ana planının en azından bitmesini beklememesi bile; istimin arkadan gelmesi durumu net bir şekilde ortaya koymakta.Daha ortada Ankara ili stratejik plan önerisi yokken yapılanlar ise; yapılan planların göstermelik olduğunu göstermekte.Böylelikle devam eden AOÇ,Teleferik ve ODTÜ yolu davalarında seçim öncesi sürpriz gelişmeler ve fiili durumlar olabilir.

İşte Tahir Çalgüner’in Ankara ulaşım ana planı 2038 Plan çalışması ile ilgili tamamen teknik ve eleştirel görüşleri;

Bu sene içinde (protokole göre) onaylanacak olan Yeni Ulaşım Ana Planı; Parçacı kolaj projelerinin zoraki ve “tamamen duygusal” çiftleşmesinden doğan çocuk gibi.

Bazı projeler vardır ki ölü doğar. O tür projelerden biri. Başından sonuna kadar yöntemi ve süreci yanlış. Seçilen Bilgisayar yazılımı bizdeki çocukların oynadığı “sim-city’ e benzer bir piyasa yazılımı. Sayın Gökçek’in hoşuna gideceğini düşünüyorum. Arazi kullanımı ve ulaşım sistemlerini bütünleştiren en gelişkin model olarak M.A.R.S modellemesinin Ankara kenti özelinde geliştirilerek kullanılması düşünülebilirdi. (Metropolitan Activity Relocation Simulator)

Arazi kullanımı-Ulaşım ilişkisi döngüsünde geliştirilen Kentsel makro form planlamasına yönelik model(leme) örnekleri çalışmada yok.

YAPISAL KENT PLANLAMA VE ULAŞIM PLANLARI BÜTÜNCÜ BİR MODEL İLE BELİRLENİR

Eklektik (yamalı) plan yaklaşımı ile “Bütüncü Planlama” birbirine karıştırılıyor. “Planlama” farklı bir disiplindir. ŞEHİRCİLİK “çalışmaları” ile karıştırılmamalıdır.

Önce ulaşım ve yol ağını çıkarırız arkasından da hedef yılına göre (2038) nazım arazi kullanım kararı oluştururuz diye bir yaklaşım teknik açıdan kesinlikle mümkün olamayacağına göre; çalışmanın yönteminde ciddi bir soru işareti var demektir. Ulaşım ve nazım imar planı karaları eş güdüm halinde tasarlanmalı ve bütüncü bir modelleme ile tek kalemde kurgulanmalıdır. Önce yolları, hatları belirleriz, sonra da bunun üzerine imara dönük öneri kentsel arazi kullanım desenini giydiririz gibi bir yamalı planlama yaklaşımı bilimsel ve teknik açıdan geçersizdir. Dolayısıyla şu haliyle yapılan Trafik analiz çalışmaları ve yapılan anketlerden ; ANKARA kenti ve yakın çevresinin gelecekteki YENİ “çevre düzeni nazım ana planını” ve ulaşımını yapmaya yönelik bilimsel ve sağlıklı bir altlık oluşturamaz.

Bilgisayar paket programları bir araçtır. Final ürün olan “ANA Planı” üretirken kullanacağınız “Modelleme” işi başka bir iştir.

AUAP 2038 projesi samimiyet ve akademik etik açıdan sınıfta kalmıştır. Bilimsel bir çalışmadan öte, tamamlanması gereken bürokratik bir evrak niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Çalışmanın sonucundan, içerik açısından yapısal bir planlama işi çıkmaz. Durum; “şark kurnazlığı şehirciliğin den” ibarettir.

Konuşmasının devamında;

“Özellikle AUAP 2038 projesinin, belediyeye tesliminden önceki bir tarihte; “Üniversitenin çalışmasıdır” şeklinde bir ibare ile orijinal rapor ve paftaların müellif isim listesi ile beraber “notere” tastik ettirilmesi ve belgelenmesi çağrısında bulunuyorum.” dedi.

Çalgüner; Ayrıca bu süreci, geriden takip ettiği izlenimini aldığı “Şehir Plancıları Odasını” da daha aktif olmaya davet ederek, üyelerini düzenli bilgilendirme sorumluluğu olduğuna dikkat çekti.

Etiketler

Bir yanıt yazın