Mimari Araştırma Raporu
Aydın, Bodrum ve Söke yolları kesişiminde bulunan Milas, konumu nedeniyle kentin uzun tarihi boyunca göç almıştır ve almaktadır. Son yıllarda hızla artan nüfusu yaklaşık 135.000’dir. Özellikle tarım ve turizm alanlarında gelişmiş bir bölgede bulunmaktadır. Köklü bir geçmişe sahip olan kent turistik olarak farklı dönemleri ve kültürleri ziyarete olanak tanır; Uzunyuva, Gümüşkesen Anıtı, Macar Evleri, Çöllüoğlu Hanı, Beçim Kalesi kapsamda verilebilecek bazı örneklerdir. Özellikle zeytin tarımında önemli bir yere sahip olan Milas’ta dört senedir “Zeytin Hasat Şenliği” düzenlenmektedir. Kent merkezinde dahi zeytin bahçelerine ve sokaklara yayılmış zeytin ağaçlarına sıkça rastlanır.
Proje alanı, kentin doğu çeperini çizerek Söke’ye uzanan çevre yolu ve kuzey-güney doğrultusunda uzanarak kentin ana akslarından birini oluşturan Atatürk Bulvarı arasında yer alır. Atatürk Bulvarı, çevre yolunu tarihi kent merkezine bağlar; kent meydanı, ve kent parkı ile belediyenin çeşitli birimleri bu aks üzerine dağılmıştır. Arazi, Atatürk Bulvarına paralel Şair Ulvi Akgün Caddesi ve Balanca Deresi ile batıda, Levent Caddesi ile kuzeyde sınırlanır. Arazi sınırları içinde Şair Ulvi Akgün Caddesi trafiğe kapalıdır. Bu durum yapı alanının Balanca Deresi ile ilişki kurmasına ve burada rekreasyon alanları oluşmasına olanak sağlar. Proje alanının bulunduğu yapı adasının doğusundan tarihi roma yolu geçmektedir ve bu alan birinci derece sit alanıdır; kazı çalışmaları yapılana kadar spor sahası olarak işlevlenmiştir. Arazinin doğu sınırında yüzeye çıkmış tarihi kalıntılar da bulunmaktadır. Yapı adasının güneyinde de yine yapı bulunmamakla beraber, çevredeki okulların da etkisiyle bu yeşil alanda bir futbol sahası oluşmuştur.
Bir yapının sürdürülebiliriliği sadece üretim ve kulanım sırasındaki enerji verimliliğine göre ölçülemez. Sürdürülebilir mekanlar yaratmak adına bizim yaklaşımımız, ele alınan alandaki enerji tüketimini öncesine kıyasla daha verimli hale getirmek olmuştur. Bu bağlamda boş bir alanı yapılaştırmaktansa, konvansiyonel yapılarla dolu bir alanı dönüştürmek ana kriterimiz oldu. Milas’taki arazi, içindeki iki lise yapısı ve terkedilmiş lojman ile bize bu “dönüştürme” imkanını sağladı.
Arazi seçimi sonrasında, proje alanında yapılan röleve çalışması sonucunda mevcut 102 çam, 94 zeytin ve 18 meyve ağacının oluşturduğu izler yapılaşılabilecek alanı belirlenmiştir. Böylece alandaki tüm ağaçlar korunmuştur.
Ilımlı iklimi ile açık hava aktivitelerine imkan sağlayan Milas’ta kent ölçeğindeki sosyo-kültürel etkinlikler için yalnızca bir meydan bulunması, buna ek olarak son yıllarda Milas’ın kent kimliğini besleyen damarlarından biri olan Zeytin Hasat Şenliği’nin kapalı mekanlarda yapılması, tasarımı kent ölçeğinde kurgulanmış açık / yarı-açık mekanlar arayışına yönlendirmiştir. Bu noktada Batı Anadolu’da yaygın olan avlulu yapılara benzer yapı tiplojisi ile yöre halkının geçmişi ile ilişki kurabilen bir kurgu benimsenmiştir. Bu bağlamda üst örtüler ve duvarlar kullanılarak proje alanında bir “avlular hiyerarşisi” oluşturulmuştur. Bu avluların içindeki odaklar çeşitlendirilerek, atölyeler avlusu, belediye binası avlusu, açık hava sineması avlusu gibi farklı fonksiyonlara hizmet eden mekanlar türetilmiştir. Kültür merkezinin atölyelerinin oluşturduğu avluda sergi ve çalıştaylar düzenlenmesi öngörülmüştür. Belediye binasının avlusu ise zemin kattaki çeşitli girişler, belediye meclisi önünde oluşturulan amfi, yemekhane, kafe ve fatura ödeme alanı ile kalabalık bir programa sahiptir. Belediye binası avlusunda oluşturulan yırtıklar mevcut rotaları korumakla birlikte yeni dolaşım aksları yaratır. Buna ek olarak avlu tipolojisi, ofis mekanlarının gün ışığından maksimum yararlanılmasına olanak sağar. Belediye binasında zemin kattaki kafe ve fatura ödeme alanı merkezden dönen kapılarıyla gündüz yarı açık bir alan oluşturuken, gece kapanarak güvenlik sağlanabilir. Kültür merkezine ait Çok Amaçlı Salonda da yine aynı kapılar kullanılarak sergi, fuar, konser, Zeytin Hasat Şenliği gibi aktivitelerin önündeki meydan ve arkasındaki spor alanına açılabilmesi amaçlanmıştır. Mevcuttaki ağaçlara göre oluşan kat bahçeleri ise belediye çalışanları için çalışma temposu içinde kaçış alanı yaratır.
Belediye Meclisi projenin bir diğer odak noktası olarak belirlenmiştir. Milas’ta otuz üyesi bulunan belediye meclisinin aldığı kararların şeffaflaşabilmesi amacıyla meclis zemin kata inerek, Şair Ulvi Akgün caddesi ile ilişki kuran batı cephesine yerleşmiştir. Meclisin dairesel formu avluda üstü açık bir amfiye dönüşerek halkı, meclisi ‘gözetlemeye’ davet eder. Sokak tarafında ise aynı dairesel form ilgilenenleri avlunun içine çeken bir pasaj oluşturur. Böylelikle halkın yaşadığı kent hakkında daha fazla farkındalığa sahip olması amaçlanır. Belediye meclisini oluşturan eğri alandaki eski meydanı tanımlayan üç yaşlı zeytin ağacının oluşturduğu ize göre belirlenmiştir. Amfi, aynı zeytinlerin altına yerleştirilerek kent hafızasında süreklilik amaçlanmıştır.
Arazi yaklaşımı sırasında çevredeki okullar da düşünülerek basketbol ve futbol sahaları korunmuş ve bu alanları besleyen ulaşım aksları ve oturma birimleri önerilmiştir. Basketbol sahasına, dolayısıyla da sit alanına paralel yerleşen “earthbag” (toprak çuval yöntemi) duvar oturma birimi olarak işlev kazanırken korunan zeytinliğin de sınırını belirler.
Kentte, hatalı yol düzenlemeleri sonucu trafik ve otopark problemi mevcuttur. Bu problemi gidermek adına, çevre yolundan gelen araçların Kültür Merkezi kütlesinin altına yerleştirilen otoparkta toplanarak şehir içine ulaşımın yaya veya bisikletli olarak devam etmesi önerilmektedir. Önerilen proje, Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan meydan ve parklara alternatif oluştururken, Belediye birimlerinin ağırlığını da bu aks üzerinden alır. Dolayısıyla Atatürk Bulvarı ile sınırlı olan bisiklet yolunun Balanca Deresi’nin oluşturduğu aksa da uzaması önerilmektedir.
İşçiliği kolay ve depreme dayanıklı olduğu için betonarme strüktür kullanılmıştır. Ancak, dolgu malzemesi olarak farklı yapım teknikleriyle işlenen toprak önerilmiştir. Toprağın bu tekrarlı kullanımı tamamen sürdürülebilir bir materyal olmasından kaynaklanmaktadır. Öncelikle, araziden çıkan toprak kullanıldığı için karbon izi minimumdur; ısıl kütlesi ile yazın serin, kışın sıcak tutar ve geçirgen yapısı ile havadaki nemi dengelediğinden, klimalandırmaya gerek duymayan insan sağlığı ve doğa ile uyumlu bir malzemedir. Belediye binasında zemin katta bir toprak yapım yöntemi olarak “rammed earth” (sıkıştırılmış toprak) önerilmiştir. Bu yöntem herhangi bir bitiş uygulamasına ihtiyaç duymaz. Kültür merkezine ait atölyeler için ise betonarme strüktür içine dolgu malzemesi olarak kerpiç kullanılması öngörülmüştür. Ofis katlarında güneş kırıcı olarak alüminyum çerçeve içine yerleşen sazlar kullanılmıştır. Alüminyum çerçeve içine yerleşen sazlar Çok Amaçlı Salon ve cafe alanında kapı olarak kullanılmıştır.
Milas çok kültürlü geçmişi ve ‘yol üstü’ kimliği ile yeni deneyimlere açık bir sosyolojik profil çizmektedir. Kent merkezinde bulunan Çöllüoğlu Hanı’nı hayata döndürme projesi sırasında ‘gönüllülük’ adı altında milas halkı maddi destek vererek inşa sürecine destek olmuştur. Bu başlangıç deneyiminden ilham alarak, atölye alanlarına ait kerpiç duvarların ve arazideki çeşitli işlevler üstlenen earthbag duvarların yapım sürecine halkın aktif olarak katılması önerilmektedir. Yapım sürecinde araziden çıkan toprağın çeşitli testlerden geçirilmesinin, kalıplara dökülerek kurutulmasının ve duvar örümünün çalıştaylar ile halka öğretilip, bu yerel ve ekolojik malzeme ile ilgili farkındalık kazandırılması amaçlanmıştır. Kerpiç kalıpların kurulması için arazinin güneyindeki futbol sahası önerilmektedir. Okullarla çevrili proje alanında özellikle öğrenciler ve gençlerin fikirleri ve emekleriyle katılımcı mimarlık çalışmaları yapılması, böylelikle gençlerin yaşadıkları kente dair sorumluluk ve hakları ile ilgili farkındalık kazandırılması amaçlanmıştır.