Resim Heykel Müzesi'nin yerine Antrepolar bölgesinde kurulacak Çağdaş Sanat Müzesi için çalışma başladı.
Önce benden duyun. İstanbul Çağdaş Sanat Müzesi’nin inşaatı başladı. Hani eskiden adı İstanbul Resim Heykel Müzesi olan, Mimar Sinan Üniversitesi’ne bağlı kurumdan söz ediyorum.
Hatırlatayım, Resim Heykel Müzesi yaklaşık 10 yıldır kapalı. Veliaht Dairesi diye bilinen, Dolmabahçe’deki tarihi saray binası yıllardır perişan vaziyette. Sonra kapsamlı bir restorasyon başlatıldı ama o da kar etmedi. Neticede bizzat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül duruma müdahil oldu ve müzenin buradan taşınmasına karar verildi. Antrepolardan biri, önündeki eski Denizcilik İşletmeleri ofis binasıyla birlikte üniversiteye bu amaç için tahsis edildi. Mimar Emre Arolat, ruhunu binanın betonarme grid’lerinden alan epey iddialı bir proje hazırladı. Neticede, eski bina tamamen boşaltıldı, içindeki 8 bin eserlik koleksiyon gerekli koruma koşulları sağlanarak bu yeni yere, 5 No’lu Antrepo’ya taşındı ve hemen tabelası asıldı: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi.
İşin ilginci bütün bunlar biraz kendi kendine, kamuoyuna öyle fazla yansıtılmadan yapıldı. Müzenin Antrepo’ya taşınacağını Radikal’de Erkan Aktuğ haber yapmış, işin perde arkasını Abdullah Kılıç ortaya çıkartmış, ben de internette bulduğum projeyi yayımlamıştım. Şimdi de önünden geçerken inşaatın başladığını gördüm. Mimar Sinan Üniversitesi, projenin detayları, maliyeti, kaynağın nereden sağlanacağı, müzenin nasıl bir ‘fikri’ olacağı ve nasıl işletileceği gibi pek çok soruyu ‘günü geldiğinde’ yanıtlayacaklarını söylemişti. Günü, devlet adamlarının projeyi onaylaması ve kaynağın tahsis edilmesiyle gelecekti. Herhalde bu süreçler de sessiz sedasız yaşandı ki, inşaata başlandı.
Geçen hafta Beyoğlu Belediyesi, renkli merdivenlere sahip çıksa İstanbul’un simgesi olur demiştik. Başkan Demircan bir gecelik tereddütten sonra hemen duruma hâkim olup gri basamakları yeniden boyattı. İyi de yaptı. Hiç değilse birdenbire bir protesto biçimi olarak her yerleri renklendirme kampanyaları yavaşladı. Böylece Fındıklı’daki o merdivenler kentin kendine has bir yeri olarak kalabilir. Ama bana, orayı ilk boyayanlar dahil herkes bu işten sıkıldı ve zamanla o merdivenler de akıp giden boyaları gibi hafızalardan silinecek gibi geliyor.