TÜBİTAK, İSKİ'nin yıllardır Kâğıthane'deki arazide beklettiği atıklar için 'tehlikeli' raporu verdi. Hurda borulardaki asbest, limitin yüzde 20 üstünde çıktı.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) Kâğıthane’deki arazisinde yıllardır bekleyen atıkların ‘tehlikeli’ sınıftaki asbestli borular olduğu ortaya çıktı. İSKİ’nin binlerce tonluk atıklarından örnek alan TÜBİTAK’ın hazırladığı rapora ilk kez Radikal ulaştı. 2010 tarihli rapora göre arazideki asbestli borular, atık yönetmeliğinde belirtilen tehlike sınırından yüzde 20 fazla. Raporda, “Elde edilen tüm deneysel sonuçlar değerlendirildiğinde ‘hurda asbest boru’ olarak tanımlanan numunenin ‘tehlikeli atık olduğu’ sonucuna varılmıştır” deniliyor.
İSKİ Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu Kâğıthane’deki arazide atıklar küçük tepeler oluşturmuş durumda. İstanbul’un içme suyu ve kanalizasyonunda kullanılan dev borular üst üste yığılmış, atıklar açık alanda rastgele etrafa saçılmış şekilde duruyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İSKİ’nin arazisinde bulunan atıkların analizini istedi. Bunun üzerine İSKİ, kendi verdiği numuneleri TÜBİTAK’ta analiz ettirdi. ‘Hurda düktil’, ‘hurda demir’ ve ‘hurda asbest’ borulardan örnekler TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne (MAM) ulaştırıldı. Hurdalarla ilgili 8 Ekim 2010’da hazırlanan 28 sayfalık raporda, hurda asbestli boru örneklerinin tehlikeli sınıfta yer aldığı, asbestin mevzuatta öngörülen değerlerin yüzde 20 üzerinde olduğu bilgisi yer aldı. Diğer iki tür boruda ise tehlikeye rastlanmadı.
İSKİ, TÜBİTAK raporuyla ilgili Radikal’in sorularını yanıtladı. Atıkların hangi tarihten bu yana arazide bulunduğuyla ilgili soruya net bir yanıt vermeyen İSKİ, ‘değişik zaman dilimlerinde muhtelif atık/hurda malzemelerin açık/kapalı sahalarda sınıflandırılarak depolandığını, işlemlerin mevzuatlara uygun olduğunu ve sürekli bir atık/hurda sirkülasyonu olduğunu’ bildirdi.
İSKİ, atıkların türleri ile ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı: “… ekonomik ömürlerini doldurmuş, kullanım alanı bulunmayan hurda işlemi gören atık/hurda malzemeler ağırlıklı olarak tehlikesiz metal hurdalar, ömrünü tamamlamış akü-akümülatör, ömrünü tamamlamış araç lastiği, elektrik ve elektronik malzemeler (motor, kablo, trafo vb.), araç yedek parçaları malzemeler…”
İSKİ, TÜBİTAK tarafından tespit edilen asbestli atıkların İBB’ye bağlı İstaç’ta imha/bertaraf/depolama işlemine tabi tutulduğunu da anlattı. Ancak tehlikeli atık yönetmeliğine göre, asbestli malzeleri ‘bertaraf’ etme yetkisi yalnız İZAYDAŞ’ta (devlete ait ilk tehlikeli atık bertaraf tesisi) bulunuyor.
Eski atık yönetmeliklerine göre içme ve atık su hatlarında asbestli borular kullanılıyordu. Ancak yeni mevzuatlarla asbestli boru kullanımı yasaklandı. Bu konudaki soruya İSKİ şu yanıtı verdi: “Asbestli boruların su iletiminde kullanılmasının yasaklanmasından itibaren asbestli boru kullanımı söz konusu değildir.” İSKİ, incelemenin yaptırılma amacının da ‘atıkların niteliğinin tespiti için ve çevreye ve insan sağlığı açısından yapılacak işlemlerin tespiti’ olduğunu aktardı.
Çevre Mühendisleri Odası da uzman bazı akademisyenlere TÜBİTAK raporunu inceletti. Oda, İSKİ’deki atıklarla ilgili şu açıklamada bulundu: “Eğer bir bölgede asbestli boru gibi tehlikeli bir madde varsa, üç numuneden ikisinin tehlikeli atık olmaması, bulaşma olmadığı anlamına gelmez. Açık alanda, yağmur v.b ile etkileşim olur. Geçirimsiz zemin yok. Öte yandan iki numune bütünü temsil edemez, tehlikeli atık olan tek numune bile yeterlidir. İSKİ’nin depolayabilmesi için o sahaya ait tehlikeli atık geçici depolama lisansı olmalı. Lisans için üstü kapalı, etrafı çevrili, geçirimsiz zemin ve su toplama kanalları, yangın tüpleri v.b gibi teknik altyapı da lazım. Bu lisans olsa bile en fazla altı ay tutabilir atıkları. Yapılması gereken İZAYDAŞ’a iletmek. Şu anda asbesti borudan ayıran yetkilendirilmiş bir yer yok. Ülkemizde atık envanteri yok, nereden ne kadar atık çıkıyor ve ne kadarı, nasıl bertaraf ediliyor belirsiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konudan çok uzak. AB Çevre Faslı’nda ulusal atık planı hazırlanması 2009’da taahhüt edildi. Ama hâlâ yok. Bir çalışma da yok.”
İSKİ arazisinde 2008’den bu yana beklediği ileri sürülen atıklar, geçen ay yapılan bir protokolün ardından Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’na (MKE) gönderilmeye başlandı. Aslında İSKİ atıklarla ilgili ihaleye çıkmıştı Ancak MKE ihalenin iptali için dava açtı ve kazandı. Çünkü devlete ait atıkların geçmiş tarihli bir yönetmeliğe göre yalnız MKE’ye verilmesi gerekiyordu. İSKİ bu konuda da “Atıkların lisanslı kuruluşlara satışı için yapılan ihale işlemlerinin M.K.E tarafından iptal ettirilmesi üzerine protokol yapılarak atıkların bir an önce kaldırılması işlemleri yürütülmektedir” dedi.
Asbest, doğada yaygın olarak bulunan ve işlenerek endüstride kullanılabilecek elyaf elde edilen, lif şeklindeki kristalize silikat mineralleri için kullanılan genel bir kavram.
Çok iyi bir yalıtkan madde olan asbest içme suyu boruları başta olmak üzere yapı malzemelerinde ve gemi yapımında kullanılıyor. Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açıyor. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu olarak sıralanıyor. Ayrıca ciltte yaralara da neden olabiliyor. Türkiye ’de asbestin kullanımı 31 Aralık 2010’da yasaklandı.