Konutta finansman-arz-talep zincirinin kopma noktasına geldiğine dikkat çeken CHP'li Umut Oran, inşaat sektörünün hızla yıkıma doğru sürüklenebileceğim söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdiği çalışmasında inşaat sektöründeki ‘balona’ dikkat çekti. AKP iktidarının ekonomideki canlılığı konut-emlak sektörüyle sağladığını belirten Oran, “Ekonomik krizler, ‘varlık balonunun’ patlamasıyla başlar! Türkiye’de inşaat sektöründe konut arzı ve stoklardan oluşan varlık balonu da patlamaya aday. Artık ipin ucu kaçma noktasına geliyor. Sektörde üretici finansman-arztalep kesimleri arasındaki zincir, kopma noktasına hızla ilerliyor” görüşünü savundu.
Sektörün sürekli üretmeye, vatandaşın da borçla satın almaya teşvik edildiğinin altnı çizen Oran, değerlendirmeleri şöyle sürdürdü: “Konut üretimi devam etti, talep doyum noktasına geldi, satılamayan konut stoku arttı, konut sektörü adeta bir balon gibi şişti. Sektörde arz-talep-stok dengesizliği kaynaklı riskler giderek büyüdü. Gelecekteki talebe yönelik üretim yapan inşaat sektörü, şimdi istediği talebi yakalayamaması nedeniyle sıkıntıda. Türkiye gibi ülkelerden sıcak parayı çekme yönündeki FED kararları, şimdiden kurları ve faizi, dolayısıyla fiyatları yukarı doğru tırmandırmaya, iç talebi baskılamaya başladı. Konut-emlak, inşaat sektörü yüksek miktarda krediyle dönüyordu. Konut kredisi 2002 yılında 459 milyon lira iken 2013’ün Ağustos ayında bu rakam 95 milyar liraya çıktı. Artış yüzde 20 bin 583 olarak gerçekleşti.”
Banker krizinin AKP versiyonunun ‘maket ev krizi’ şeklinde olacağını savunan Oran, AKP döneminde 4 konuttan birisinin f stoğa kaldığı bilgisini verdi. İnşaat sektöründe yaratılan balonun patlama noktasına biraz daha yaklaştığını kaydeden Umut Oran’ın, dikkat çekici saptamaları şöyle: “FED kararlarından sonra gösterge faizin yüzde 6.5’lerden yüzde 10 sınırına dayanmasıyla 100 bin liralık bir konut kredisinin 120 aylık maliyetinde 15-20-25 bin liralık artış oldu. Uzmanlar önümüzdeki dönemde GYO’ların yapacakları halka arzlarda ve özellikle de İstanbul’da yapılacak yatırımlarda ciddi finansman gereksinimi doğacağını belirtiyor. Finansman-arz-talep zincirinin kopma noktasına gelmesiyle, inşaat sektörü hızla yıkıma doğru sürüklenebilir. Yani Türkiye’de inşaat sektöründe konut arzı ve stoklardan oluşan varlık balonu patlamaya aday, artık ipin ucu kaçıyor!
Sektör sürekli üretmeye teşvik edilirken, bankacılık sektörü de yurt dışından borçlanma yoluyla temin ettiği dış kaynaklan hem büyük projeler için firmalara hem de konut kredisi olarak tüketiciye pompalayarak bu sürece katkı verdi. İnşaattaki büyümede ‘mega projeler’ denilen alt yapı yatırımların büyük payı bulunuyor. AKP, bu projelerle eş-dost ve yandaşa rant dağıtırken, kamuoyu tepkisine aldırmadan, çevreyi fütursuzca tahrip ediyor. Yanlış güzergâhta yapımına başlanan 3. Boğaz Köprüsü için 1 milyona yakın ağaç yok yere katledildi. FED kararlan sonrasında başlayan yeni dalgalanmada güçleşen finansman koşulları, bu projelerin yürütülmesini de zorlaştıracak. AKP’nin gazı ve teşvikiyle on binlerce konutluk dev projelere girişen onlarca sektör firması da gelecek beklentilerine göre yaptıkları yatırımları nakde dönüştürmekte zorlanacak. Artan maliyetler, halkın borçlanma kapasitesinin daralması, konut stoklarının eritilmesini daha da güçleştirecek. Bu durum, izleyen günlerde sektörde daha fazla firmanın finansal darboğaza girmesine yol açacak.”