Kentsel dönüşüm, Türkiye'nin, özellikle de İzmir'in en güncel ve yaşamsal konusudur.
Ancak, ne var ki İzmir’de belediyeler, anlaşılmaz bir ilgisizlik içinde kentsel dönüşümü ağırdan almaktadırlar.
Oysa, Van depreminin de tetiklemesiyle çıkarılan Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen 6306 sayılı yasa, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na “çok geniş” yetkiler vermiş, bakanlık da ilçe belediyelerinin önünü açmak amacıyla riskli alan tespiti için “yetki devri”nde bulunmuştur. Bunun anlamı; belediyelere “kolları sıvayın, plan-projenizi hazırlayın, işe başlayın” mesajını iletmektedir.
Buna karşılık, baştan beri eleştirdiğimiz yönleri olsa da, “devrim niteliği”ndeki Kentsel Dönüşüm Yasası yokmuş gibi Büyükşehir Belediyesi, Belediyeler Kanunu’nun 73.maddesini “hareket noktası” alarak Bayraklı ve Uzundere’de, iki projeyi “ağır-aksak” başlatmıştır. Böylece, geniş kapsamlı ve önemli olanaklar sağlayan 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’ndan yararlanılamamıştır.
Bu arada, Narlıdere Belediyesi bu aşamada, “riskli alan” olarak ilan edilen üç bölgeden birinde kentsel dönüşümü başlatmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan “yetki” almıştır.
Ege-Koop, ilçelerimizde, bulduğu her zeminde, kent sakinleriyle, muhtarlarımızla, belediye yetkilileriyle, sivil toplum örgütleriyle, kentsel dönüşüm konusunda “geniş kapsam”lı bilgilendirme toplantıları yapmış, soruları cevaplandırmış, paneller düzenlemiş, soru-cevap şeklinde “kitapçık” hazırlamıştır.
Belediyelerin bugünkü ilgisizliğinin devam etmesi halinde, kentsel dönüşüm konusunda ilk günlerde oluşan “heyecan dalgası” yok olacak, vatandaş gözünde, Kentsel Dönüşüm Yasası da diğer yasalar gibi “sıradanlaşacak” ve siyasal iktidar, belediyeleri “sistemin dışı”na iterek dilediği bölgeyi “riskli alan” ilan edip kentsel dönüşüm kapsamına alacaktır.
Belediyeler, İzmir’de kentsel dönüşüme ilgisiz kala dursunlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, uygulamada ortaya çıkan problemleri gidermek amacıyla 4 Ağustos 2012’de yayımladığı yönetmeliği, iki kez değiştirdi. İlk değişiklik 15 Aralık 2012’de, ikinci değişiklik de 2 Temmuz 2013’te yapıldı.
Yapılan değişiklikler ana hatlarıyla şöyledir, bulundukları ilde yetkili olan lisanslı kurum ve kuruluşlar, bundan böyle ülke genelinde riskli yapı tespiti yapabilecekler,
Maliklerle anlaşma sağlanmış ve taşınmaz tahliye edilmişse, 60 günün sonu beklenmeyecek; elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetlerin sona erdiğine ilişkin belge ile 6 gün içerisinde belediyelerce maliklere “yıkım ruhsatı” verilecek,
Belediyeler ya da TOKİ kendi bütçesinden kira yardımı yapabilecek,
Bir parselde riskli olarak belirlenen yapı malikleri, diğer yapı maliklerinden onay almaksızın yıkım kararı alabilecek.
Sonuç olarak: Kapsamlı bir kentsel dönüşüm için belediyeler, irade ortaya koymalıdırlar.