Bu iktidar örgütleri seviyor. 7’den 70’e, beşikten mezara her şey ve herkes örgütlü olsun istiyor!
AKP’nin örgüt aşkı, “Ya benimsin ya kara toprağın” diyerek, kendine yar olmayan kadını sokak ortasında delik deşik eden adamlarınki kadar öldürücü.
“Benim olacaksın” diyen aşığı reddetmeyip koynuna girerseniz, bir eliniz yağda bir eliniz balda. Bir sendikasınız, misal, ve aşka karşılık verdiniz; herkes üye kaybederken siz üyelerinizi üçe beşe katlıyorsunuz. Başkası Taksim’e çıkınca payına gaz ve cop düşerken, size davul zurna eşliğinde göbek atmak düşüyor.
Her yeri ve herkesi kendisine bağlayıp örgütleyerek, rap rap rap hayatı zapturapt altına almaya yürüyen iktidar, ona değil de halka sevdalı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) “kara toprağın ol o zaman” dedi, geçen gece yarısı. Meşhur yasa torbalarından birine, yangından mal kaçırırcasına TMMOB’u da sokup, bölüp parçalamaya, güçsüzleştirip yok etmeye yöneldi.
İmar Kanunu’nun 8. maddesine yapılan ekle meslek odalarının vize ve onay yetkisinin kaldırılmasının başka anlamı yok. Amaç; varlıklarına el koyarak TMMOB’u etkisizleştirmek, birliğini ve merkezi yapısını parçalamak.
Tercihini Taksim’de sosyete düğünü organizasyonunu andıran iktidar sofralarından değil de, halkın yer sofralarından yana yaptığı için.
Tam da 12 Eylül darbesinin ayak seslerinin duyulduğu günlerde; “Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız” diyen efsane başkanı Teoman Öztürk’ün toplumcu çizgisinden ayrılmadığı için.
Bugün o efsane Başkan’ın ölüm yıldönümü. TMMOB, çizgisinden bir milim bile sapmadığı Başkan’ını önce saat 18:00’de Karşıyaka’da, bir saat sonra da geçen yıl bugün temeli atılan TMMOB Öğrenci Evi’nde anacak.
TMMOB… 1954 yılında anayasal bir kamu kurumu niteliğinde kurulmuş ve bugün 24 odası 410 bin üyesiyle, “Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak” amacıyla ve “bağımsız ve demokratik bir Türkiye’nin yaratılması” için kararlılıkla çalışıyor.
Teoman Öztürk’ün onurlu çizgisinde yürüyen şimdiki başkanı Mehmet Soğancı’nın ifadesiyle “insandan, emekten, halktan, hukuktan, adaletten yana bir mimarlık-mühendislik hareketinin örgütü” TMMOB. “Bugün sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede, gözlere mil çekilen, kulakların sağır edildiği, dillerin kesildiği bir ülkede, ‘Hayır biz padişahım çok yaşa diyenlerle saf tutmuyoruz, kral çıplak diyenlerle alanlarda omuz omuza duruyoruz’ diyebilen, emek ve demokrasi mücadelesinin ön saflarında yer alan” bir meslek örgütü.
Koyna sokulamayan TMMOB’un torbaya sokulması bu yüzden.
TTB, KESK, DISK, Barolar… Örgütlere kara sevdayla tutkun AKP; kendisinin olmayanı kara toprağa gönderecek kadar. Önce torbaya, olmadı toprağa…
İyi de, TMMOB sizin torbanıza sığmaz ki!