Haliç Tersanesi'ne AVM projesi tepki çekiyor.
Her fırsatta ‘ecdadın tarihi’ ile övünen Başbakan Erdoğan, 3. köprü için düzenlenen temel atma töreninde İstanbul’daki tarihi Haliç tersanesine AVM yapılacağını duyurmuştu. Şimdi bu proje ihaleye çıkarılıyor. 2 Temmuz’da yapılacak olan ihale sonucunda, Haliç Tersanesi diye adlandırılan Çamaltı ve Taşkızak tersanelerinden oluşan yapılar yok edilecek. Yerine ise, 2 yat limanı, 400’er odalı 2 adet 5 yıldızlı lüks otel, 1.000 kişilik cami, AVM ve park gibi bölümler yapılacak. Hem de tam 250 dönümlük araziye.
Haliç tersanesi İstanbul’un dünya mirası listesinde yer almasının en önemli nedenlerinden biri. Ayrıca hem dünya için hem de Türkiye için bir endüstri mirası. Birleşmiş Milletler, UNESCO’nun talebi üzerine 2007 yılını “Dünya Endüstri Mirası Yılı” etmişti ve tüm ülkelere de bu değerlerin geleceği taşınması konusunda çağrılarda bulunmuştu.
Geçmişi Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar dayanan Haliç tersanesi, -o zamanki adıyla Tersane-i Amire- tarihi değerinin yanı sıra, kent kültürü açısından da özgün bir yere sahip.
Yani tarihse tarih, miras ise miras.
Başbakan, Gezi Parkı’nın yok edilip yerine 1940’larda yıkılmış olan Topçu Kışlası’nın yapılmasına karşı çıkanlara, “Biz tarihi ihya ediyoruz” demişti. Olmayan bir yapı için Başbakan’ın kopardığı kıyamet, 550 yıllık tarihe sahip olan Haliç tersanesi için işlemedi.
Türkiye Mimarlar Odası genel başkanı Eyüp Muhcu da bu durumu, tarihi değerleri savunduğunu söyleyen Başbakan’ın, gerçekte tarihi yok etmek istediğinin somut bir göstergesi olarak yorumluyor. Nedeni ise açık; rant.
Haliç Tersanesi’nin bu yağma projesinin Abdullah Gül’ün himayesinde gerçekleştirilmek istendiğine de dikkat çeken Muhcu, söz konusu projenin hukuka, şehircilik ve evrensel koruma ilkelerine açıkça aykırı olduğunu söylüyor. Bilime bu kadar ters olan bir projenin durdurulması ve iptal edilmesi için de, Mimarlar Odası ve ilgili meslek örgütleri olarak yargıya başvuracakları bilgisini de veriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Kadir Topbaş’ın Gezi Parkı olaylarının ardından söylediği, “Artık otobüs duraklarını bile halka soracağım” sözünü hatırlatan Muhcu, “Kentin kimlik, tarih ve doğa değerlerini ilgilendiren bir konuyu, kamuoyu gündeminden kaçırması samimiyetsizliktir” diyor.
Başbakan’ın halkın Gezi Parkı ile başlayan eylemlerindeki kent ve kültür değerlerine olan taleplerini hiç anlamadığını ya da anlamamazlıktan geldiğini söyleyen Muhcu, milyonlarca kişinin bu konulara sahip çıkmasından da tarihin ve kent kültürünün yok edilmemesi adına umutlandığını ifade ediyor.