Kadir Topbaş bu açıklamalarıyla artık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadığını açıkça ilan etmiş oldu.
Çocukları eğlendirmek için söylenen, sürekli aynı sözlerin tekrarlandığı hiç bitmeyen tekerlemeler vardır. Bir süre sonra eğlenceli olmaktan çıkar, çocuk zihninde kaosa neden olur. Bir tanesi şöyle bir şeydi: “Damdan düştü bir kurbağa titretti kuyruğunu. Bunu gören jandarma aldı götürdü onu. Mezarını kazdılar. Başucuna şöyle yazdılar: Damdan düştü bir kurbağa titretti kuyruğunu….”
14 gün önce, tretuvar yapmak bahanesiyle Elmadağ tarafından girilen Gezi Parkı’nda, iktidarın hukuksuz girişimine direnen birkaç gence yönelik şafak baskını büyük bir isyanın fitilini ateşledi. Başbakan’ın otoriter üslubundan fena hâlde bıkan, Meclis’e gelen alkol, kürtaj ve benzeri yasa tasarıları nedeniyle yaşam tarzlarını gerçekten tehdit altında hisseden yüzbinlerce kişi , Gezi Parkı yağmasından sonra ortaya çıkacak Taksim Meydanı’nda kendilerini nasıl bir geleceğin beklediğini gördüler.
Polisin Taksim’e attığı gaz bombaları, korku duvarını yıktı. Hiç sokağa çıkmayan, eylem, protesto nedir bilmeyen yüzbinler polisle çatışmaktan çekinmedi. Milletvekillerinin bile hazırola geçerek sigaralarını sakladığı otoriter Başbakan’a ağız dolusu küfürler ettiler. Feministlerin sile sile bitiremediği bu yazılar hâlâ Taksim’deki duvarlarda.
Hükümet 10 gün boyunca tüm Türkiye’yi ateşe verdikten sonra heyetler oluşturup Taksim Dayanışması’ndan temsilcilerle görüşmelere başladı. Temsilciler bu görüşmelerde kamuoyuna açıkladıkları talepleri hükümet üyelerine bildirdiler. Önce sanıldı ki hükümet, muhalefet karşısında yenilgiye uğramış görüntüsü vermeden bir çözüm bulmaya çalışıyor, Taksim Dayanışması’ndan bu temelde yardım istiyor.
Kadir Topbaş’ın da yer aldığı bu görüşmelerle ilgili detaylı bilgileri üç gündür Taraf’ta yayımlıyoruz. Görüşmelerde Topbaş’ın Taksim Dayanışması’ndan mimarlar ve şehir plancılarına Gezi’deki durumdan duyduğu rahatsızlığı ilettiğini, olayların bu noktaya varmış olmasından son derece üzgün olduğunu açıkça söylediğini biliyoruz.
Ancak aynı Topbaş, iki gündür kameraların karşısına geçerek dünyanın neresinde olursa olsun bir belediye başkanının yapabileceği en utanç verici konuşmaları yapıyor. Beklenenin aksine Topbaş, tıpkı hükümet sözcüsü ve Başbakan gibi Kışla’nın Park’a yapılacağını söylüyor. 1. İdare Mahkemesi’nden projenin iptaliyle ilgili karar beklendiği, bu durumda ne yapacakları sorulduğunda ise,“Başbakanımız Kışla’nın yapılmasını kesinlikle arzu etmektedir” cevabını veriyor.
Kadir Topbaş bu açıklamalarıyla artık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadığını açıkça ilan etmiş oldu.
İstanbul’da gerçek muhatap olan hükümetin yeni planı, Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası projesinin dışında kalan alanı bir köprü ve bir yürüme şeridiyle Maçka Parkı’na bağlamak. Bu yolla, hem artık AVM ve rezidans olmayacağı açıklanan Kışla’yı yapmak hem de park isteyenlere “alın size park” demek hedefleniyor.
Kurbağa tekerlemesi gibi yazmaktan bıktım ama ne yapalım tekrar hatırlatmak zorundayım;rekonstrüksiyon esaslarına göre orijinal mimarisiyle ilgili yeterli materyalin bulunmadığı bu kışlayı yeniden inşa etmek mümkün değil. Eldeki fotoğraflara benzeyen bir bina yapabilirsiniz belki ama bu da rekonstrüksiyon olmaz. Tarihî bir eseri ihya etmiş olmazsınız, yepyeni bir bina yapmış olursunuz. Gezi Parkı 1. derece SİT alanı olduğu için de buraya yeni bir bina yapamazsınız. Eğer yaparsanız, dünyadaki kültürel miras alanlarını koruma bakımından,Afganistan’daki Buda heykellerini patlatan Taliban’la, Timbuktu’daki mimariyi mahvetmeye kalkışan Ensar El Din örgütüyle aynı duruma düşersiniz.
15. gününe giren Gezi direnişin hâlâ başladığı noktada. Hükümetin bütün planları Kışla’yı yapmak yönünde. Kışla projesinin iptal edildiği açıklanmadan Gezi Parkı boşalmayacak, Taksim’deki hayat normale dönmeyecek. Bütün dünyadan tepki yağdığı ve hiçbir şeye yaramadığını gördükleri için şimdilik gaz sıkamıyorlar. Ama ne kadar sürer bilinmez.Hükümet bütün ülkeyi kaosa sürüklüyor.
Yani, damdan düştü bir kurbağa kuyruğunu titretti.
***
● Taksim Meydanı’ndaki sosyalist çevreler Gezi Parkı’nda karnaval havasında eylem yapan gençlerin tepkisini çekiyor.
● Bazı gruplar Gezi Parkı’na kasalarla bira sokan gençlere müdahale ediyor ve “Tayyip’ten ne farkınız var” cevabını arıyor.
● Gezi Parkı’daki endişeli modernler, “laikliği korumak için buradayız ama kandil simidi yiyip mevlit dinliyoruz, acaba oyuna mı geliyoruz” diyerek şikâyet ediyorlar.
● Beyoğlu’nda bar işletenler, biraların Tekel bayilerinden alınıp bütün sokakların bara çevrilmesinden çok şikâyetçi.
● Beyoğlu’nda masa sandalye yasağı fiilen bitti. Polisin giremediği sokaklara zabıta hiç giremiyor.
***
ÇARŞI
En fanatik Fenerliler’e bile “yükselenim Beşiktaş” dedirten, Gezi Parkı eylemleriyle birlikte partileşseler neredeyse iktidar olabilecek kadar hayran toplayan taraftar grubudur. Milliyetçililerin hâkim olduğu tribünlerde anarşist ve sol bir söylemle kendilerine yer açan Çarşı grubu, Gezi direnişinin ideolojik ve politik önderi konumunda. Kemalistlerin ve sosyalistlerin egemenlik yarışına girdiği meydanda iyi ki de öyle.