Gezi Parkı’nda Her Renk Var, Siyaset Yok

Gezi Parkı’nda 8. gün. Kimisi hâlâ ağaç altında uyukluyor, kimisi ‘açık büfe’ kahvaltı ediyor, kimisi de çay bahçesinden bozma revirde gece Dolmabahçe’de çıkan çatışmanın yaralarını sarıyor.

Bir gönüllü hekim, akşam İTÜ’de ve diğer seyyar sağlık birimlerinde 600 kişiye müdahale edildiğini söylüyor.

Siyasetçilerin ‘canlı yayımlanan’ açıklamalarıysa parktakilerin gündeminde geri sıralarda… Haberler Twitter ‘dan takip ediliyor ama belli ki parkta olan her şey daha heyecan ve umut verici. Çimlerde uzanmış bir kadın “Vaaz dinlemekten bıktık” diyor: “Artık kendi sözümüzü söyleme zamanı…”

Parkta yaşananları merak edip ilk kez gelenler de çok. Bir adam hayretle çadırlara bakıp “54 yaşındayım, böyle bir şey görmedim” diyor. Poşulu 17 yaşında bir genç “Arkadaşlar 12’de 1 dakikalık alkış protestosu var, duyurulur” diye bağırıyor. Gruba “Şu an siyasiler konuşuyor, Bülent Arınç ‘ın açıklamaları gündeminizde mi?” diye soruyorum. Poşulu genç “Burada farklı bir gündem yok, özgürlüğümüzü elimizden almaya çalışıyorlar, biz de karşı çıkıyoruz” diyor. Bu sefer “Ama farklı görüşler burada bir arada değil mi?” diye soruyorum, “Herkes görüşünü bildirme özgürlüğünde, biz de o yüzden buradayız zaten” diye yanıtlıyor. Bir alkış daha kopuyor. “Bin arkadaşımız cezaevinde” diyor, oradan Reyhanlı meselesine giriyor. Bir diğeri “Üniversite sınavı soruları bile çalındı” diye ekliyor. Sözü süpürgeli bir adam alıyor, o da alkışlanıyor. Gruptan birine “Kim konuşuyor?” diye sorunca “Çapulcunun teki” cevabını yapıştırıyor. Alkışlar, sloganların ucu kesilmiyor. Burada halk kendi siyasetini yapıyor!

Gezi Parkı bütün renklerini sergiliyor. Grevdeki KESK’in yüzlerce üyesi flamalarıyla park içinde turlarken havuzun önünde yoga yapılıyor. Etiler’de bir yoga salonundan geldiklerini anlatan bir yoga öğrencisi, “Normalde 2-3 kişi özel ders alıyoruz. İlk kez böylesine kalabalık bir yerde yoga yapıyorum” diyor. Etraftakilerin şaşkın bakışları arasında yoga öğretmeni, “Evet, ters savaşçı pozisyonuna geçiyoruuz” diye bağırıyor.

10 metre ötede LGBT’ler (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) gökkuşağı bayrağını sallandırarak başlarında ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ yazılı bandanalar takan gençlerle halay çekiyor. Antikapitalist Müslümanlardan iki üniversite öğrencisi kadın (‘kendi adımıza konuşuyoruz’ diye not düşüyorlar) konuşuyor: “Başbakan Türkiye kendi malıymış gibi davranıyor. Bugün buraya başörtülü olarak geldik, zamanında ablalarımıza başörtülü diye hakaret etmiş insanlar bugün kucaklıyor. Demek ki birleşmemiz için böyle bir şey lazımmış.”

Park zayıflatıyor!

Mutfakta öğle mönüsü: Kabak dolması, soslu makarna, yoğurtlu ıspanak, havuç. Her köşede gönüllüler çikolatalı kek, meyve suyu veriyor. Park devasa bir açık büfe ama herkes bir haftadır koşuşturmaktan kaç kilo verdiğini anlatıp duruyor!

Etiketler

Bir yanıt yazın