Türk Serbest Mimarlar Derneği Taksim Meydanı ve Gezi Parkı hakkında basın duyurusu yayınladı:
“Modern ve sürdürülebilir kent yönetiminin en önemli gereği, yöneticilerin Sivil Toplum Kuruluşları aracılığı ile kent insanını karar sürecine katmalarıdır.
Yöneticiler ancak bu şekilde hem katılımcılık ilkesini uygulayabilir, hem de doğru kararlar alma şansına sahip olabilir. Kentliyi karar mekanizmalarının dışında tutmak, kentin sağlıksız ve yanlış kararlarla şekillenmesine yol açan, kentlilik haklarını* ihlal eden toplumsal bir suçdur. Antidemokratikdir… Sahiplenilemeyen kentler üretmektir…
Kent binalar ve insanların bir arada öbekleştiği yerler değildir. Kentler insanoğlunun yaşam mekanlarıdır. Hangi medeni ülkede kentin kalbindeki yeşil alanlar halkın görüşü alınmadan yok edilebilir ya da dönüştürülebilir? Hangi medeni ülkede yeşil alanlar ekonomiyi canlandırmanın bir aracı olarak kullanılabilir? Önceki kullanıcılarından emanet aldığımız kentlerimizi şimdiki sakinleri olarak sonraki nesillere sadece bina yığını olarak bırakmak istemiyoruz. Yaşayan, sağlıklı, sürdürülebilir ve kentsel belleği zedelenmemiş kentler olarak bırakmak istiyoruz.
Bu çerçevede; Taksim Meydanı ve Gezi Parkı için alınan kararları ve sürdürülen çalışmaları, kenti kent yapan temel öğenin yani kentlilerin hiçe sayılması ile yapılan bir dayatma olarak gördüğümüzü ilan ediyor, yetkilileri halkı dinleyerek verilen tepkileri görmeye, alınan yanlış kararlardan sağduyulu olarak vazgeçmeye çağırıyoruz…
Türk Serbest Mimarlar Derneği”
*1580 sayılı Belediye Kanunu
“HEMŞERİ HUKUKU”
Madde 13 – Her Türk, nüfus kütüğüne yerli olarak yazıldığı beldenin hemşerisidir. Hemşerilerin belediye işlerinde reye, intihaba, belediye idaresine iştirake ve belde idaresinin devamlı yardımlarından istifadeye hakları vardır”