Yavuz Sultan Selim adı tartışma yarattı...
İstanbul’da önceki gün temeli atılan Üçüncü Boğaz Köprüsü’ne Yavuz Sultan Selim’in adının verilmesi, Aleviler başta olmak üzere toplumda yeni bir tartışma başlattı. Köprünün ismine, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından tören alanında ayak üstü karar verildiği öğrenilirken, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Hiç kimseyi rahatsız etmesin. Osmanlı hepimizin ecdadı” diye konuştu. Toplumun bir kesimi Yavuz’u Anadolu Alevilerinin katledilmesinden sorumlu tutarken, bir kesimi de tarihte çok önemli bir şahsiyet olduğu için adının köprüye çok yakıştığını savundu. Yavuz Sultan Selim yerine oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ın adının yeni köprüye verilmesi fikri de güçlü destek gördü. Sosyal medyada en çok önerilen isim ise Hürrem Sultan oldu. “Yavuz Sultan Selim Köprüsü” tartışmasını akademisyenlerden sivil toplum kuruluşu temsilcilerine, siyasilerden sanatçılara tanınmış isimlere sorduk.
Eski Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı ve Danışma Kurulu Üyesi Ali Balkız:
MUTLAKA tarihi kimliği olan birinin adı verilecekse, Hezarfen Ahmet Çelebi, Barbaros Hayreddin veya Mimar Sinan da olabilirdi. Yavuz’un adının konulması kasıtlıdır. Biz Aleviler, o küprüden geçmeyeceğiz. Köprünün yapımında kullanılacak olan her kuruşta Alevilerin de vergisi var. Adının değişmesi için dava açacağız.
Habertürk Yazarı Yavuz Semerci:
YENİ köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verildiğini duyunca biraz irkildim. Onun döneminde Anadolu’da Kızılbaş katliamı yapılmıştır. Bu köprü iki kıtayı birleştirir ama gönülleri birleştirir mi emin değilim. Mimar Sinan olabilirdi. Bu köprüye üçüncü köprü diyeceğim. Boğaz’a bir köprü yapmak, II. Abdülhamid’in rüyasıydı o zaman onun adı da verilebilirdi.
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı:
YAVUZ’la ilgili Alevilerin son derece olumsuz ve trajik bir hafızası var. Birçok insan için Yavuz Sultan Selim, fetihler yapmış ve gurur duyulan bir insan. Buna sosyolojide ‘siyasi hafıza karşıtlığı’ diyoruz. Yavuz adı, Alevilerin siyasi hafızasında olumsuz ve trajik ama Sünniler için olumludur. Genele bakıldığında ise tarih kitaplarında büyük fetihler yapan, gurur duyulan padişah.
MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu:
YAVUZ Sultan Selim’in İstanbul ile alakası yok. Ya AK Parti Yavuz Sultan Selim ile Yıldırım Beyazıd’ı karıştırdı ya da Yavuz Sultan Selim, İran ile savaştığı için bu ismi köprüye verdiler. Köprünün adı Yıldırım Beyazıt olmalıydı. İstanbul’u kuşatan da Yıldırım’dır. Burada tarihi bir yanlış yapılmıştır.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak:
Aslında AKP İstanbul’da nostalji peşinde. Bir ölçüde normal görüyorum, tarih ile bağları koparmamak lazım. Ama rövanşist bir yaklaşımla olması doğru değildir. Padişah adı yerine Anadolu’yu İstanbul’a taşıyan bir isim verilebilirdi, Yunus Emre’nin adı verilebilirdi.
Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy:
YAVUZ Sultan Selim, Osmanlı tarihinin en değerli, en önemli padişahlarından biridir. Onun isminin verilmiş olması çok güzel. Alevilerin tarihte yaşadığı trajik acılar var. O nedenle de isim verilirken, Alevilerin hisleri dikkate alınmalıydı. Toplumda gerilimlere yol açmamak için bu dengenin kurulması gerekirdi. Üçüncü köprü, İstanbul için çok gerekliydi.
Cem Vakfı Genel Başkanı ve Alevi Vakıfları Federasyonları Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan:
ORTADOĞU’da mezhep savaşlarının kışkırtılmaya çalışıldığı bir dönemde hata yapıldı. Yavuz, sayısı belirsiz Alevi’yi kestiği-kestirdiği kabul edilen bir katliamın sorumlusu. Burada ağır bir takdir hatası var. Kanuni ya da Mimar Sinan konulabilirdi. Bu olay büyütülmemeli ve sağduyulu olunmalı. Hükümet büyük bir esere Şah İsmail adını versin.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk:
Yavuz Sultan Selim tarihimizin yüz akı şahsiyetlerden biridir. Yaşananlar, Yavuz ile Şah İsmail arasındaki mücadeledir. İki mezhebin değil iki devletin mücadelesi. ‘O Sünni’den, bu Alevi’den yanaydı’ diye tarihi şahsiyetler kategorize edilmesin. 500 yıl önce yaşanan kavgayı 2000’lere taşımak yerine tarihden ders çıkarılmalıdır. Şah İsmail’in adı da bir yere verilmelidir.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış:
KÖPRÜNÜN adı açıklanınca hemen bir fitne kampanyası başlatıldı. Hatası olmayan kul yoktur. Onu peşinen söyleyelim ama Osmanlı’nın topraklarını en fazla genişleten, tahtı devraldığında 2 milyon 375 bin kilometrekare olan Osmanlı topraklarını, 6 milyon 557 bin kilometrekareye çıkaran bir padişahın adını bir köprüye veriyorsunuz, dönüp dolaşıp bu sanki farklı bir sistematik çabaymış gibi gösteriliyor. Hakikaten büyük bir haksızlık.
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen “fetih kutlamaları”na katılmak için diğer bazı hanedan mensuplarıyla birlikte İstanbul’a gelen, Osmanlı padişahlarından Sultan V. Murad’ın torunu Kenize Murad, “Bazı insanlar Osmanlı ailesi hakkında kötü konuşuyordu. Dedelerimizden Yavuz Sultan Selim’in adının 3. Boğaz Köprüsü’ne verilmesi çok büyük bir onur, çok büyük bir gelişme” dedi.
* Brooklyn Köprüsü: ABD’nin New York kentindeki köprü, Brooklyn semtinin adını almıştır.
* Sidney Harbour Köprüsü: Avustralya’nın Sydney kentindedir. Adını Sydney Limanı’ndan alır.
* The Golden Gate Köprüsü: ABD’nin San Francisco kenti ve Marin County arasındadır. “Altın Geçit” anlamına gelir.
* Blauwbrug Köprüsü: Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki bu köprü, adını 1600’lü yıllarda var olan, “Ahşap Mavi Köprü”den alır.
* Concorde Köprüsü: Fransa’nın başkenti Paris’tedir, adını Concorde Meydanı’ndan almıştır.
* The Great Belt: Danimarka’dadır, “Büyük Kemer Köprüsü” anlamına gelir.